İngiltere Çinli şirketlere hisse satışını zorlaştıracak

İngiltere ile Çin arasında Hong Kong gerilimi sürerken, Londra Çinli şirketlerin İngiliz şirketleri devralmasının önüne geçecek yeni bir yasal düzenlemeye hazırlanıyor.

Dış Haberler

Hong Kong’lulara vatandaşlık vermeyi hızlandıracağını açıklayarak Pekin’in tepkisini çeken İngiltere, şimdi de Çinli şirketlerin İngiliz şirketlerini hisse alımı yoluyla devralmasının önüne geçecek bir yasal düzenleme hazırlığına girişti.

The Times gazetesinde yer alan habere göre, İngiltere Başbakanı Boris Johnson parlamentoya koronavirüs pandemisi nedeniyle finansal olarak zor durumdaki şirketlerin “devlet destekli yabancı şirketlerce” devralınmasını önleyecek bir yasa teklifi sunmaya hazırlanıyor.

Muhafazakar Parti milletvekilleri düzenlemeyle “işleyişin durması, casusluk ve uygunsuz nüfuz kullanımı gibi ulusal güvenlik tehlikesi oluşturabilecek” yabancı şirketlerin hisse alımı yoluyla şirket devralmasının önüne geçilmesinin amaçlandığını belirtiyor.

Gazeteye konuşan Muhafazakar Parti’den bir milletvekili yasa teklifiyle şirketlere kendilerine yapılan tüm devir tekliflerini bildirme zorunluluğu getirileceğini belirtti ve Başbakan Johnson’ın “İngiliz teknolojisinin ‘artniyetli’ ülkeler tarafından ele geçirilmesinden kaygılanmakta tamamen haklı olduğunu” savundu.

Düzenlemede, riskli devir olarak tanımlananlar ise hisselerin yüzde 25’inden fazlasının satın alınması, “belirgin bir etki” elde edilmesi ya da varlıklar ve fikri mülkiyetin satın alınması olacak.

Yeni getirilecek kurallara uymayan şirketlere ise ağır para cezaları ile yöneticilerine hapis cezaları öngörülüyor. 

Öte yandan Johnson’un “akademik ortaklıkların” ve araştırma projelerinin de listeye dahil edilmesini istediği belirtiliyor.

'Herkes zırhını kuşanırken bizim şirketlerimiz çıplak kalacak'

Muhafazakar Parti milletvekili Tom Tugendhat pandemi sonrası resesyon nedeniyle İngiltere’de şirketlerin "devlet destekli kurumlar” tarafından devralınması tehlikesiyle şimdiye kadar olmadığı biçimde karşı karşıya olduğunu söyledi. İngiltere’nin yabancılara şirket devri konusunda "en korunmasız" ülkelerden biri olduğunu savunan Tugendhat “Eğer bu konuda bir adım atmazsak başka herkes zırhını kuşanırken bizim şirketlerimiz çıplak kalacak” diye konuştu.

Bazı şirketlerin devrinin doğrudan güvenlikle ilgili olduğunu söyleyen Tugendhat, “Ekonomimizin büyük parçalarını yabancı devlet destekli işletmelerin devralması ekonomimizi yabancı siyasetçilerin eline teslim etmemiz tehlikesi doğurur” dedi.

5G için Huawei'den vazgeçecek mi?

Son olarak Çinli telekom şirketi Huawei, Oxford Üniversitesi’yle bağlantılı bir şirketin hisselerini satın aldı. Muhafazakar Parti’den gelen eleştirilerin ardından Oxford Innovation Sciences adlı şirket Huawei’nin herhangi bir erişim imtiyazına sahip olmadığını açıkladı.

Imperial College London da Londra’nın batısındaki kampüsündeki teknoloji merkezi için Huawei ile 5 milyon poundluk bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre şirket önümüzdeki 5 yıl içinde 5G teknolojisini sağlayacak ve araştırma ve tesisler için ödeme yapacak.  Muhafazakar Parti bu anlaşmayı da “çok kaygı verici” olarak değerlendirirken, Imperial College bu desteğin “yüksek kalite ve açık araştırma”ya izin verdiği açıklamasını yaptı.

Öte yandan Başbakan Johnson’ın ülkede 5G ağının kurulması için Huawei’ye verilen sınırlı izinden ABD’nin ve partisinin baskısı üzerine vazgeçmeyi düşündüğü de belirtiliyor.

Çin’in İngiltere Büyükelçisi Liu Xiaoming’in bu konu hakkında Johnson’la özel olarak görüştüğü ve Huawei’nin engellenmesinin Çinli şirketlerin İngiltere’deki nükleer santral inşaatları ve HS2 demiryolu projesine zarar vereceğini söylediği ifade ediliyor.

İngiltere Başbakanı Johnson’ın geçen hafta The Times’ta yayımlanan Hong Kong’la ilgili makalesi de iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştı. Johnson yazısında eğer Çin Hong Kong’da ulusal güvenlik yasasını geçirirse İngiltere’nin “Hong Kong halkını yalnız bırakmayacağını ve onlara hızlıca vatandaşlık vermeyi teklif etmekten başka bir seçeneği kalmayacağını” belirtmişti.

Çin ise Hong Kong konusunda başka ülkeleri iç işlerine karışmamaya çağırmıştı.