Gayrettepe yangınında ölen çocuk işçi babasına 'Bir şey olsa nasıl çıkarız bilmiyorum' demiş

Masquerade adlı gece kulübünde tadilatta çıkan yangında ölenlerden biri de çocuk işçi Efe'ydi. Usulsüzlük ve ihmallere ek olarak "Tadilat bayrama yetişsin" baskısı katliamın yolunu döşedi.

Burcu Günüşen

İstanbul Beşiktaş Gayrettepe’deki Masquerade adlı gece kulübündeki tadilat sırasında çıkan yangında yaşamını yitiren 29 işçi arasında kulüpte aşçı, garson, barmen, komi, DJ olarak çalışan çok sayıda işçi de bulunuyordu.

Yangın çıktığı sırada içeride bir yandan mobilya, elektrik, asansör, demir işlerini yapanlar bir yandan da onlara yardım için gelenler ile gece kulübü çalışanları bulunuyordu.

soL’un edindiği bilgilere göre gece kulübünün bazı çalışanları tadilat bayrama kadar yetişsin diye yardıma çağrılmıştı. İddiaya göre mekan ramazan ayında girdiği tadilat nedeniyle çalışanlarını bir ay ücretsiz izne çıkardı. Ancak bayram yaklaşırken tadilatın bitmesi için bazı işçiler “yardım etmeleri” için işe çağrıldı.

Bu iddianın doğru olup olmadığı soruşturma kapsamında elde edilecek bilgiler ışığında, yaşamını yitiren işçilerin sigorta kayıtlarının ortaya çıkmasıyla anlaşılacak.

Bayrama yetişecek baskısı yüzünden ilk dakikalarda kaçmadılar

Öte yandan soL’un edindiği bilgiye göre mekanda tadilatın bayrama kadar bitmesi için hem gece kulübünün çalışanlarına hem taşeron olarak çalışan firmalara hem de bu firmaların işçilerine yönelik baskı vardı. 

Bu baskı hem mekanda o esnada çok sayıda işçinin çalışmasını hem de işçilerin ilk dakikalarda yangından kaçmak yerine onu söndürmeye çalışmakla vakit kaybetmelerini açıklıyor.

Ön bilirkişi raporunda da çok sayıda işçinin ölümüne “yangının geç fark edilmesi, çalışanlarca zamanında müdahale edilememesi, önemsenmemesi, daha sona çıkış kapılarının alevle kesilmesi, kaçış yollarının kapanması, çalışanların üst asma katlara çıkarak mahsur kalması”nın sebep olduğu aktarılıyor.

Yangından yaralı olarak tek kurtulan kişi mekanın mobilya işini yapan firmanın ortaklarından Ercan E. oldu. Onun verdiği ifade de yangını söndürmeye uğraştıkları sırada birden alevlerin ve dumanın her yanı sardığı, elektriklerin de kesilmesiyle oluşan paniği ve çaresizliği ortaya koydu. E. ifadesinde yangından uzun koridorlardan geçip sürünerek çıkışı bularak kurtulduğunu anlattı.

İşçilerin sigortasız olarak çalıştıklarını yangında yaşamını yitiren baba oğul Yılmaz Kıhrı ve Akın Kıhrı’nın akrabası da dile getirdi. Gece kulübünde çalışan Akın Kıhrı’nın da işlerin yetişmesi için babası demir ustası Yılmaz Kıhrı’yı memleketi Giresun’dan yardıma çağırdığı ortaya çıktı. Tirebolu'da cenazelerin toprağa verilmesinin ardından Yılmaz Kıhrı’nın yeğeni Salim Kıhrı gazetecilere açıklama yaptı, “Bu resmen bir facia, bilerek işlenmiş bir cinayet. 3 kapısı var 2’sini kapatmışlar kalan bir kapıya ulaşabilmen için de en az 5-6 dakika yol yürümen gereken bir yerde. İçerdeki insanların çoğunun sigortasız çalıştığı bir yer. Kimliği olmayanlar var” dedi.

17 yaşındaki Efe Demir’in babası: Bu yangın 29 kişinin cinayetidir

Gece kulübündeki tadilatta mobilya firmasına bağlı çırak olarak çalışan 17 yaşındaki Efe Demir de yaşamını yitirdi.

Babası Adem Demir oğlunun kendisine “Burada bir şey olsa nasıl çıkarız bilmiyorum” dediğini söyledi. Oğlunun bir yandan okuyup bir yandan çalıştığını anlatan Demir “Bakın cinayet bu. Başka hiçbir şey değil, cinayet. Bu yangın, 29 kişinin cinayetidir” dedi.

Yangında yaşamını yitirenlerin aileleri bugün Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek, yakınlarının eşyasını teslim aldı.

Adem Demir, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada oğlunun daha önce kendisine “Baba, eksi 2. kattayız, Allah korusun bir şey olsa çıkamayız” dediğini, tadilatın yetişmesi için de baskı olduğunu aktardı.

Oğlu Efe’nin o gün mobilya dekorasyon üzerine oraya montaja gittiğini anlatan Demir mekanda ihmallerin olduğunu ve gerekli cezanın verilmesi için karakolda ifade verdiklerini söyledi.

Demir oğlu için “Meslek sahibi olmak istiyordu. Dışarıdan okulunu okuyordu. 'Hem okuyup hem çalışayım baba. Bir meslek sahibi olayım. İleriye dönük yapacaklarımızı planlarız. Ona göre yolumuza bakarız.' diyordu ama olmadı. O mekan onlara mezar oldu. 29 kişiye mezar oldu. Bu yangınla alakalı kimin ihmali varsa, kişi veya kişiler, o mekanın sahipleri veya işçilerin, gerekli cezayı almasını istiyoruz. Bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz” dedi.

Oğlunun mekanda bir aksilik olacağından korktuğunu kendisine söylediğini aktaran Demir, "Üç ya da dördüncü günüydü. 'Baba, eksi 2. kattayız, Allah korusun bir şey olsa çıkamayız.' diyordu. Buranın bayrama kadar yetiştirilmesiyle ilgili de galiba biraz baskı yapıyorlarmış. Orada birden çok firma çalışıyordu. Maalesef mezar oldu. 29 kişiye mezar ettiler orayı." ifadelerini kullandı.

Yangın çıktığı sırada oğlunun yangın söndürme tüpünü alarak ustası Ercan E.'yle birlikte söndürmeye çalıştığını da aktaran Demir “O yangını tüpünü alıp geldiğinde, yaşı küçük olduğu için ustası, 'Çıkın buradan.' diyor. Orada yanıcı maddeler, elyaflar var. Duman bir anda kaplıyor. Üç tane çıkış kapısının ikisi kapalı. Eksi 2. kattan da çıkamıyorlar. Orada yaşanan karmaşada da çıkamamışlar. Efe bana, 'Burada Allah korusun bir şey olsa nasıl çıkarız bilmiyorum.' diyordu. İçine mi doğdu artık bilmiyorum. Geride kalan 28 kişiyle çıkamadılar. Yani fizik olarak ayaktayım, ruhen çökmüş durumdayım." şeklinde konuştu.

'Yangın tüpleri çalışsa belki söndürürlerdi’

Yangını cinayet olarak adlandıran Demir, "Yangın tüplerinin bir tanesinin çalışmadığı söyleniyor. Aslında 2 tane yangın tüpü var, biri geliyor ve çalışıyor. Onu da Efe getirmiş zaten. Ailelerden diğer tüpün de çalışmadığını duydum. Küçük ebatla başladığında yangın tüpleri de çalışsa, müdahale etseler belki söndürürlerdi" dedi.

Orada kaynak yapıldığı ve tutuşma gerçekleştiğine dikkati çeken Demir, "Yalıtım yapıldığı için her tarafı elyaf dolu. Buranın daha itfaiye raporu çıkmadı. Mekanda yangın söndürme sistemi yok, kaynak gazının çıkması için havalandırma sistemi yok. Kaynak gazının dışarıya atılabilmesi için vantilatör sisteminin kurulması gerekiyor ama böyle bir şey yok. Bakın cinayet bu. Başka hiç bir şey değil, cinayet. Bu yangın, 29 kişinin cinayetidir" şeklinde konuştu. 

'Yangın çıktığında kaçsalar kurtulabilirlerdi'

Yangında yaşamını yitiren Ramazan Altan aynı mobilya firmasının ortaklarındandı. Muhammet Ali Yıldırım ise firmada marangoz ustası olarak çalışıyordu. İkisinin de cenazeleri memleketleri Kastamonu’da toprağa verildi.

Aynı mekandaki tadilatta günlük olarak çalışan iş arkadaşları Bayram Genel cenazeden döndükten sonra soL’a yaptığı açıklamada “Yangın çıktığında kaçsalar kaçıyorlarmış aslında. Ama söndürmeye çalışıyorlar. Kovayla su döküp söndürmeye çalışmışlar. Bayramdan sonraya iş yetiştirmeye çalıştıkları için de ekip bu kadar kalabalıkmış. Milyonluk iş olduğu için kaçmak yerine söndürmeye çalışmışlar. Bir de bayrama yetişmesi telaşı” dedi.

Coşkun Güler de yangının olduğu gün içerideki mobilyacı ekibe yardım için çağrılmış ancak kayınpederi rahatsız olduğu için gidememiş. Daha önce tadilatta günlük yevmiye alarak yardıma gittiğini anlatan Coşkun Güler, o anlara ilişkin öğrendiklerini soL’a anlattı.

Coşkun’un anlattığına göre görüntülere de yansıdığı gibi yangın kaynak yapılırken çıkıyor, ardından çevredeki elyaf malzeme tutuşuyor. İçerideki işçiler söndürmeye çabalarken yangın bir anda büyüyor, burada bulunan tüpler de bu sırada alev alıyor. Güler’in anlattığına göre görüntülere yansıyan binanın dışındaki alevler elektrik kofrasının patlaması sonucu çıkıyor. Alevler nedeniyle işçiler bu çıkışı kullanamıyorlar.

Anlatılana göre yangından tek yaralı kurtulan mobilya şirketinin ortağı Ercan E. ise dumandan fazla etkilenmemek için ayakta koşmak yerine sürünerek gece kulübünün ana giriş kapısını bulmuş ve oradan çıkabilmiş. Ercan E.'nin iş arkadaşı olan Coşkun Güler yangından yara almadan 3 işçinin kurtulduğunu, onların da o sırada ya dışarıda ya da çıkışa yakın bir yerde olmaları sayesinde kaçabildiklerini aktarıyor.

Yönetim katında pasaja açılan 3. kapı

soL'un farklı kaynaklardan edindiği bilgilere göre mekanın bir personel girişi, bir de müşteriler için olan ana girişi bulunuyor. Tadilat sırasında ana giriş kapısının kilitli olduğu birçok kaynak tarafından ifade edilirken Ercan E.'nin kaçtığı çıkışın hangi çıkış olduğu ise henüz bilinmiyor.

Aşağıdaki personel girişi aynı zamanda mal giriş kapısı olarak da kullanılıyor. Coşkun Güler'in dışarıdaki elektrik kofrasının patladığı ve duvarlardaki ses yalıtım malzemelerinin alev alarak kapandığını söylediği çıkış mal ya da personel girişinin yapıldığı kapı. Bu çıkış DJ kabininin hemen arkasında bulunuyor. Yangın da bu kapıya yakın bir yerde başlıyor. Mekanın üst kattaki pasaja kepenkle açılan bir başka çıkışının olduğu da edindiğimiz bilgiler arasında. "Muhasebe bölümü" diye adlandırılan bu bölümün pasajdaki bir dükkana açıldığı ve mekanın o sırada orada olan iki yönetici konumundaki çalışanının da bu kısımdan kaçarak kurtuldukları edinilen bilgiler arasında. Bu iki kişinin de gözaltına alınanlar arasında olduğu ifade ediliyor.

8 kişi tutuklandı, 3 kişi serbest

29 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 kişiden 2'si savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılmış, 9'u tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmişti.

Sulh ceza hakimliğindeki işlemleri tamamlanan 9 kişiden 8'i tutuklanırken, 1'i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Soruşturma kapsamında, işyerinin mesul müdürü İ.Ş. (65), işyerinin ortakları M.M.C. (45), Ş.Ş. (50) ve F.D, muhasebeci S.A. (39), işletme müdürü A.A.P. (26), tadilatla ilgili metal işleri sorumlusu K.E. (47), metal işleri firma sahibi Ç.A. (43) ve mobilyacı E.E. (40) gözaltına alınmış, E.E. emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı.

Çalışmalar kapsamında işyeri teknik servis sorumlusu İ.B, iş kazasından suç kaydı bulunan sahne yapımı firması sahibi D.Ç ve sahne yapımı teknik servis firması sahibi S.Ç. de gözaltına alınmıştı.