Bolu Cezaevi'nde işkence iddiaları: Ya ölün çıkacak ya çürüyüp gideceksin

Bolu Cezaevi mahkumlara sistematik olarak işkence yapıldığı iddiasıyla gündemde. Gardiyanlar tarafından darp edilip hastaneye kaldırılan Ömer Umut Karataş adlı mahkum hastaneden döndüğünde karantina koğuşunda ölümle tehdit edildiğini belirterek ailesine ‘Sesimi duyurun, beni buradan sağ çıkarmayacaklar, intihar süsü verebilirler’ diyerek yardım istedi.

Burcu Günüşen

Bolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurmu sistematik olarak mahkumlara işkence yapıldığı iddialarıyla gündemde.

Ömer Umut Karataş adlı mahkumun ablası Devran Karataş, kardeşinin bazı mahkum ve gardiyanlar tarafından komalık olana kadar darp edildiğini, ölümle tehdit edildiğini ve cezaevi savcılığının kardeşinin şikayet dilekçelerini işleme koymadığını anlattı.

Cezaevi görevlileri ve bazı mahkumların bir ekip oluşturduğunu ve “avukatı olmayan, arkası sağlam olmayan” mahkumlara yönelik şiddeti sistematik hale getirdiklerini dile getiren Karataş, kardeşinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle defalarca şikayette bulunduğunu ancak şikayetlerinin işleme konulmadığını anlattı. Karataş kardeşini döven mahkum ve gardiyanların daha sonra kardeşinden şikayetçi olduklarını ve tahliyesine 1 ay kalan kardeşinin disiplin cezalarıyla tahliyesinin uzatıldığını söyledi.

Ablası Devran Karataş’ın anlatımına göre, Ömer Umut Karataş İstanbul’da kaldığı cezaevinde geçimini sağladığı atölyelerin kapatılması nedeniyle iş imkanı kalmadığından atölyelerin kapatılmadığı daha küçük bir yerdeki cezaevine naklini istedi. Her şey Karataş’ın Göynük Cezaevi’ne nakledilmesinin ardından başladı. Karataş kardeşinin yaşadıklarını şöyle anlattı: “Göynük Cezaevi’nde yaşanan sistemsizliğe karşı çıktığı için gardiyanlarla arasında bir husumet oluştu, orada darp edildi. Hastaneye ancak yaraları iyileştirildikten sonra kaldırıldı ve darp nedeniyle kulağında işitme kaybı olduğu belirlendi. Bu olay sonrası Bolu Cezaevine naklini istedi. Bolu Cezaevine gittikten sonra Göynük’teki cezaevi görevlileriyle buradaki görevlilerin anlaşmalı olarak devam ettirdikleri darp ve işkence söz konusu 2 yıldır.”

Karataş şöyle devam etti: “Yaklaşık 9 ay önce artık bizden yardım istemeye başladı. Yani artık benim yapabileceğim bir şey yok, dilekçelerim bana geri geliyor. Sesimi duyurun, bir şeyler yapın diye. Artık korkmuyor, artık görevlilerin isimlerini de vererek ailemize bildiriyor. Savcılığa 17 dilekçe verdiği halde ifadesi alınmamış.”

'Beni sağ çıkartmayacaklar, açık açık söylüyorlar'

Son olarak Mayıs ayında, kalmak istemediği “belalılar diye tabir edilen” mahkumların kaldığı bir koğuşa konulan Karataş’ın aynı gece bazı mahkum ve gardiyanlar tarafından ağır biçimde darp edildiğini anlatan abla Devran Karataş kardeşinin durumu kritik olarak hastaneye kaldırıldığını öğrendiklerini söyledi.

Ablasının anlatımına göre Ömer Umut Karataş hastanedeki tedavisinin ardından cezaevine döndükten sonra salgın nedeniyle alındığı karantina koğuşunda da kendisini darp eden gardiyanlar tarafından “İşte bak gördün mü, ya senin buradan ölünü çıkaracağız ya da disiplin cezalarıyla cezan uzayarak burada çürüyüp gideceksin” denilerek tehdit edildi.

Karataş’a yönelik bu tehditlerin yeni olmadığını belirten ablası, kardeşinin yaklaşık 9 aydır annesiyle yaptığı telefon görüşmelerinde durumu anlattığını ve kendisini darp edenlerin ismini de verdiğini belirtti. Karataş, kardeşinin annesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde “Benim acil sesimi duyurun. Beni buradan sağ çıkartmayacaklar, öldürecekler. Bunu açık açık söylüyorlar zaten. ‘Ya öleceksin öyle çıkacaksın, ya da böyle cezalarla uzatarak burada çürüyeceksin’ diyorlar. İntihar süsü verebilirler, her şeyi yapabilirler. Ama beni buradan sağ çıkartmamakta kararlılar” dediğini aktardı.

Savcı ifadesine başvurmuyor, soru önergesi yanıtsız bırakılıyor

Konunun basına yansımasının ardından şiddetin daha da arttığını dile getiren Devran Karataş “Diğer mahkumlar tarafından kavga çıkarılıyor, gardiyanlarla beraber kardeşimi darp ediyorlar, sonra o mahkumlar tanık olarak gösteriliyor olay çıkarttı diye. Ve disiplin cezası veriliyor kardeşime” dedi.

Cezaevi savcısının kardeşinin şikayet dilekçelerini işleme koyup ifadesini almadığını anlatan Karataş, savcının annesine "Ben cezaevi idaresiyle görüştüm, sorun çocukta" dediğini belirtti. Karataş şiddetin zaten cezaevi idaresinin bilgisi dahilinde uygulandığını, savcının kardeşinin ifadesine başvurması gerektiğini anlattı.  

Bolu Cezaevi’nde yaşananlarla ilgili CHP’li milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun geçen yıl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması talebiyle Meclis’te verdiği soru önergesine yanıt verilmemişti.

İnsan Hakları Derneği, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve Bolu Barosu İnsan Hakları Komisyonu’na başvurduklarını belirten Devran Karataş, konunun yalnızca kardeşinin can güvenliğiyle ilgili olmadığını, Bolu Cezaevi’nde kalan birçok mahkumun şiddete uğradığını vurgulayarak cezaevinde yaşananlarla ilgili kurum ve kuruluşların harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.

Bolu Cezaevi Leyla Güven’in açlık grevine destek olduğu için Sercan Zorba adlı mahkumun ceza infaz koruma memurları tarafından kötü muamele gördüğü için dudaklarını dikerek açlık grevine başladığı haberiyle de gündeme gelmişti. Zorba, milletvekilleri ve avukatların girişimi sonucunda grevini sonlandırmıştı.