Asistan hekimler tepkili: Yapılan haksızlıklar can acıtıcı oluyor

Salgına karşı en ön saflarda mücadele eden Ankara Şehir Hastanesi’ndeki asistan hekimlerin nöbet ücretlerinin ödenmeyeceği açıklandı. Salgın günlerinde dahi haklarının gasp edildiğini aktaran asistan hekimler, ‘Salgın günlerinde yapılan haksızlıklar çok daha can acıtıcı oluyor’ diyor.

Haber Merkezi

Sağlık emekçilerinin fazla çalışma ücretleri, şehir hastaneleri yönetimleri tarafından gasp edilmeye çalışılıyor.

Ankara Şehir Hastanesi, asistan hekimlerinin yasal hakkı olan nöbet ücretlerinin ödenmeyeceğini duyurdu.

Benzer duruma diğer hastanelerde de geçileceği belirtilirken, asistan maaşlarının önemli bir bölümünü oluşturan kesintinin sağlık emekçilerini zor durumda bırakacağı ifade ediliyor.

Salgın günlerinde asistan hekimlerin nöbet ücretlerinin kesilmesi tepki çekerken, Ankara Tabip Odası tarafından konuya ilişkin bir açıklama yapılarak uygulamaya son verilmesi çağrısında bulunuldu.

'Bir yandan övgü, diğer yandan sömürü’

Covid-19 salgını devam ederken sağlıkta dönüşüm programını "taçlandıran" şehir hastanelerinin  propaganda aracı haline getirildiğini görüyoruz. Kâr odaklı sistemin getirisi olarak daha fazla sömürüye, sağlıkta şiddete ve plansızlığa yol açan bu hastaneler fiziki yapıları itibariyle de emeği değersizleştirmekte. Salgına tam olarak uygun olmayan Ankara Şehir Hastanesi’nin basında övülmesine devam edilirken, o hastaneyi ayakta tutan sağlık emekçilerinin sömürülmesine de hız kesilmeden devam edilmekte.

‘İtirazlar sert şekilde geçiştirildi’

Geçen gün asistan temsilcileriyle idare arasındaki toplantıda, hekimlere ek mesai ücretlerinin yatırılmayacağı bildirilmiş. Asistan arkadaşlar duruma itiraz etseler de itirazları sert bir şekilde geçiştirilmiş.

‘Sömürü üst noktaya taşındı’

Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi de, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi de asistan hekimler sayesinde ayakta kalan hastanelerdi. Şehir Hastanesi’ne geçildiğinde eski durumun üzerine bir de hastanenin emek  düşmanı fiziki yapısı eklenince asistanların sırtlarındaki yük daha da ağır ve çekilmez hale geldi. Asistanların  uzmanlık öğrencileri olarak adlandırılmalarına  ve hastanelerin asistan olmadan da işletilebilmesi gerekliliğine rağmen, hastanedeki tüm hekimlerin yaptığı işlerin %90'ından fazlası asistan hekimlerin emeğiyle yapılmakta. Bununla birlikte hocalara ve idarecilere döner sermayeden yüksek miktarlarda performans ödemesi yapılmasına karşılık, asistan hekimlerin çoğu hiç performans ödemesi alamamakta. Asistan hekimlerin sömürüsü öyle bir noktada ki; üçüncü basamak hastanelerin çoğu asistan hekimler olmadan bir gün bile idare edemez.

‘Can acıtıyor…’

Şimdi ise salgınla mücadelenin yükü asistanların üzerindeyken bile hakkımız olan nöbet ücretlerimiz verilmeyecek. Sebebi ise zaten hakkımız olan ve daha önceden alamadığımız performans ödemesinin yapılacak olması. İdareciler hastanenin reklamını yapmakla meşgulken; bizler ailemizden ve sevdiklerimizden uzakta yaşayıp, dağınık duygularla salgınla ve ölümle boğuşmaktayız. Hastanede benim bildiğim en az 7 asistan arkadaşımız covid-19 tanısı aldı. Hal böyleyken yapılan haksızlıklar çok daha fazla canımızı acıtıyor.

‘Bizi yıpratan salgın değil, mevcut düzendeki adaletsizlikler’

Şehir Hastanesi pandemi kulesinde çalışan hekimlerden biri olarak zor koşullarda görevimizi yerine getirmeye çalışmakta olduğumuzu belirtmek isterim. Bizi yıpratan durum ise mesleğimizi icra etmek değil, mevcut düzendeki karmaşa ve adaletsizlikler. Hastanede bir kesimin iş yükü azalırken bir diğer kesimin artıyor. Eşitlemek adına yapılan tüm itirazlar ise klinik yetkilileri tarafından reddediliyor, hatta dinlemeye dahi değer görülmüyor. Kaldı ki yapılan itirazlar söylem düzeyinde değil kâğıt üzerinde de ispatlanabilir niteliktedir.

Haklılığımızın farkında olan yetkililerin açıklamaları bizleri savuşturmaktan ileri gitmiyor. Sebebine yönelik geçerli bir argüman tarafımıza sunulmuyor. Döneri tavandan almamız sebebiyle nöbet ücretini hak etmediğimizi ileri süren anlayış mesaisinin çok altında dinlendirilerek dönüşümlü çalıştırılan gruba da aynı ücreti ödüyor.

Bulunduğumuz dönem içerisinde hastanede görev alan herkesin risk altında olduğunu gözeterek, bu adaletsizliği gidermenin yolunun pandemi kulesinde primer olarak görev alan sağlık emekçilerine mesai saatleri dışında yaptıkları ve yönetim tarafından nöbet olarak atfedilmeyen ek mesai ücretinin ödenmesinden geçiyor.

Bu konuda da direkt olarak klinik sorumluları tarafından engelleme yaşanıyor. Bir sonraki aşamaya geçilmesine izin verilmiyor. Bu dönemde bizim haklılığımızı anlayan sesimize kulak veren Ankara Tabip Odası'na teşekkür ediyoruz.