'Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor. Bu yüzden dikkatler, Teklifin ücret artışı sağlayacak iki maddesi üzerine odaklandı.'

Ücret artışı yasa teklifinin ardında dönen dolaplar

Meclis Başkanlığına 17 Aralık günü, iki maddesinin asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının öngörüldüğü, yürürlük ve yürütme düzenlemeleriyle birlikte 12 maddelik torba yasa teklifi verildi. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerde kapsam genişletildi: ücret gelirlerinin asgari ücret kadar olan tutarından vergi kesilmemesi öngörüldü. 2022 yılında yaklaşık 50 milyar lira gelir ve damga vergisinden vazgeçileceği hesaplanıyor.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor. Bu yüzden dikkatler, Teklifin ücret artışı sağlayacak iki maddesi üzerine odaklandı.

6 ve 7’nci maddeleri de çok önemli ama gölgede kaldı. 6’ncı maddesiyle, BOTAŞ’ın yaklaşık 50 milyar liralık borcunun silinmesi; 7’nci maddesiyle, Cumhurbaşkanına 2021 yılında 296 milyar lira büyüklüğündeki bir tutarı, kamu idareleri ve özel bütçeli kuruluşlar arasında dilediği gibi dağıtma yetkisi veriliyor. Bu düzenlemeler gölgede kalmamalı.

Yasayı çıkarmakta acele edeceklerdir: 2021 yılı Merkezi Bütçe Yasasını ilgilendirdiği için bütçe dönemi bitmeden yürürlüğe girmesi gerekiyor.

BOTAŞ’ın borçları silinecek

Teklifin 6’ncı maddesiyle, 4046 sayılı Doğal Gaz Piyasası Yasasına geçici bir madde ekleniyor. Maddede BOTAŞ’ın; “…vadesi geldiği halde ödenmemiş olan her türlü vergi, fon ve paylar, idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi borçları…yapılandırılmış borçları…31.12.2021 tarihine kadar oluşan görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık…terkin edilir” yazıyor.

Ne yöntemle terkin edileceği şöyle açıklanıyor; “Merkezi Yönetim Bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin, mahsup suretiyle, Ticaret Bakanlığınca…” Görevlendirme bedeli alacağının hesaplanması, usul ve esasların belirlenmesi gibi işler ise Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkisine bırakılmış.

Bütçeyi doğrudan ilgilendiren bir konuda; “bütçe hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin” denilerek düzenleme yapılmışsa, iyi niyet aramayalım.

Kamu İşletmeleri, 1930’lu yıllardan bu yana, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla; 2018’den sonra ise Cumhurbaşkanı kararıyla, sosyal amaçlarla görevlendirilir. Verilen görevler yüzünden uğradıkları zararları ilgili yıl bütçelerinden karşılanır. Bu, genel bir kuraldır, özel olarak yasa çıkarılması gerekmez.

Teklifin 6’ncı maddesiyle BOTAŞ için sadece verilen görevin gerektirdiği giderin değil bütün borçlarının silinmesi öngörülüyor. Bunun özel bir nedeni olmalıdır. BOTAŞ, Varlık Fonuna devredildi; topun ağzında, borsaya sunulup yağmalatılacak. Bir süredir iki ya da üç parçaya bölünerek özelleştirileceği dillendiriliyordu. Büyük bir olasılıkla borçlarını bütçeye yıkıp müstakbel alıcılarına borçsuz bir BOTAŞ sunmak için hazırlık yapılıyor.

Komisyona açıklama yapmak üzere gelen bürokratlar, BOTAŞ Genel Müdürü; Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı; Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı, şu sorulara doyurucu yanıtlar veremedi: “hangi kararnameyle görev verildi…kararnamede neler yazıyor… görevlendirme zararının tutarı ne kadar…”

BOTAŞ Genel Müdürü, 2 Aralık günü bir Cumhurbaşkanı Kararı çıkarıldığından söz etti. Anlaşılan o ki; önceden verilen bir görev yok. Yılın son günlerinde bir Karar çıkarmayı akıl etmişler.

BOTAŞ’ın görev zararının tutarı da belirsiz: Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı 50 milyar düzeyinde olduğunu ancak yıl sonuna değin 60 milyar liraya ulaşabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanına Gelir Fazlasını (?) Dağıtma Yetkisi;

Teklifin 7’nci maddesindeki düzenleme tarihte görülmedi. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasına geçici 23. madde olarak şöyle bir kural eklenmesi öngörülüyor; “2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir…

Bu sözlerin ne anlama geldiğini anlamak, uzmanı için bile kolay değil. Kısaca açıklayalım: 2021 yılı bütçesinde, 1 trilyon 101 milyar gelir öngörülmüş ama yeniden yapılandırmalar; Kurumlar Vergisi oranlarının yükseltilmesi gibi nedenlerle 1 trilyon 397 milyar lira gelir elde edilmiş. Tahminlerin üzerinde elde edilen 296 milyar lirayı Cumhurbaşkanı kamu idareleri ve özel bütçeli kuruluşlar arasında dilediğince dağıtır deniliyor. Parlamento kendi isteğiyle bütçenin 1/5’i büyüklüğündeki bir tutarın dağıtılması yetkisini Cumhurbaşkanına bırakıyor.

Bu maddeye olumlu oy veren milletvekilleri, bütçe hakkı kavramını ağızlarına almamalı.

Üstelik böyle bir kurala gerek yok. Fazla para olsa da harcayacak yer arasak keşke. Yasalara aykırı olarak her yıl yüzlerce milyar lira ödenek üstü harcama yapılıyor. Bütçe ve Kesin Hesap Yasası görüşmelerinde tamamlayıcı ödenek verilip kapatılıyor. Bu yöntemden vazgeçilse yeter.

Bir an için yanılıp da “elde edilen fazla gelirin ödeneklere dağıtılması için yasa gerekir” diye bir düşünceye kapılsak bile bunun ek bütçe ile yapılması gerektiğini; bütçe yasasıyla ilgili yasa teklifi verme yetkisinin milletvekillerinde değil Cumhurbaşkanında olduğunu bilir, söz konusu teklifin milletvekillerince verildiğini görür, yanlışımızdan hemen döneriz.

Kur Korumalı Mevduat Hesabı

Acayip zamanlarda yaşıyoruz. Tayyip Erdoğan bakanlarını topladı. Toplantı sonrasında Kur Garantili Mevduat hesabına geçiyoruz diye bir açıklama yaptı. Ayrıntısı dün Hazine ve Maliye Bakanlığınca basın bildirisiyle duyuruldu. Ayrıntısı diyoruz ama lafın gelişi: ne yasa ne karar var ne de kuralı belli.

Basın bildirisinde, birikimlerini TL mevduatı olarak değerlendirmek üzere bankalarda 3,6,9 ve 12 ay vadelerle hesap açtıran vatandaşların kurdaki oynaklık karşısında mağdur olmaması için dolara endeksli bir yöntem uygulanacağı belirtiliyor. Açıklamada, döviz kurunun mevduat sahibinin banka ile anlaştığı faiz oranını aşması durumunda farkın hazinece karşılanacağı belirtiliyor.

Her şey açık gibi görünüyor ancak söylediklerini uygulayamazlar!..

Hazineden karşılanabilmesi için yasa çıkarılması gerekiyor. Konusu yasalarda yer almayan bir amaç için harcama yapılamaz. Yapılmışsa, yapanlara/yaptıranlara ödetilmesi gerekir. Yasa çıkarılması da yetmez: hangi harcama kaleminden ödeneceği bütçe yasalarında yer almalıdır.

Ötesini yasaları değiştirirlerse değerlendiririz.