"Kısacası BRICS zirvesi, önemli bir dönüşümün işaretlerini verdi. Bir BRICS parası gündemdedir; ama hemen değil… Dolar emperyalizminin de vadesi gelmektedir."

'BRICS parası' gündemde mi?

Başlıktaki soru, 22-24 Ağustos’ta yapılan BRICS zirvesinde üye ülkelerin sayısı on bire çıkarıldıktan sonra yaygınlaştı.

Peşinen yanıtlayalım: “Gündemdedir; ama ilerisi için…” Tartışmanın seyrini gözden geçirelim.

Kritik bir adım: Rusya’nın rezervleri

Uluslararası para sisteminde dolar hegemonyasının sistemik bağımlılık yarattığı, finansal krizlere yol açtığı biliniyordu. Alternatif bir sistemin tasarlanmasını tetikleyici dürtüler ise etkisizdi. Ta ki Ukrayna savaşı sonrasında ABD liderliğinde G7, Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerine el koyma kararı alsın…

FED’de, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarında tutulan Rusya rezervlerine el koymak, pre-kapitalist mülkiyet hakkını (“emanete ihanet, ahde vefa” ilkelerini) dahi çiğner. Benzerleri daha önce Venezuela ve Afganistan’a karşı da uygulanmıştı. Rusya’ya dönük adım, olayın niceliğini 8 milyar dolardan 300 milyara sıçratarak niteliğini de değiştirdi. Rusya kapitalist dünya sisteminin bağımlı kutbunda yer alır; ama, en büyük ekonomilerinden, dünya ticaretinin stratejik halkalarından biridir.

Ekonomik yaptırımlara karşı Rusya, Avrupa’nın doğal gaz ithalatını dolar yerine ruble ile ödemesini talep etti. Avrupalılar dolar hegemonyasına karşı bu ilk tepkiyi sineye çekti; ama Avrupa Merkez Bankası, Rusya rezervleri üzerindeki yaptırıma katıldı.

“Dolar emperyalizmi” üzerindeki katkılarıyla tanınan Michael Hudson’ın sonraki öngörüsü ilginçtir: “Rusya’nın 300 milyar dolarlık rezervine el konması, 1971 sonrasında oluşan ABD Hazine bonolarına dayalı dünya finansal sisteminin son bulmasını hızlandıracaktır.” (Naked Capitalism, 29 Temmuz 2022).

BRICS’in öne çıkışı

Rusya’ya yaptırımlar, dolar hegemonyasına karşı bir muhalefet dalgası başlattı. Bu dalganın Rusya’nın Brezilya, Hindistan ve Çin ile birlikte kurduğu BRICS’te odaklanması rastlantı değildir; bu ülkelerdeki gelişmelerle ilgilidir.

Rusya’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımların (rezervler hariç) benzerleri, Trump yönetiminde Çin’e karşı da uygulanmaya başlamıştı. Biden bunları ağırlaştırdı; üstelik Ukrayna’dakini andıran siyasal/askerî bir gerginliği Tayvan üzerinden Çin’e karşı da tetikledi. 2022 sonunda Şi Jinping, Rusya-Çin dostluğunu “etle kemik gibi ayrılmaz…” olarak niteleyecekti.

2016’da Brezilya’da İşçi Partisi iktidarı son bulmuş; BRICS ilişkileri fiilen askıya alınmıştı. Dört yıllık başkanlık döneminde Bolsonaro, ABD’nin Çin karşıtı politikalarına ayak uydurdu. Ocak 2023’te başkanlığı tekrar devralan Lula, BRICS’in kurucu liderlerindendir. Başkanlığa dönüşü sonrasında dolar hegemonyasının hafifletilmesi ekonomik önceliklerinden biri oldu. Brezilya-Arjantin ticaretini Çin ulusal parası renminbi (RMB yani yuan) ile sürdürme anlaşmasının mimarı oldu.

Hindistan’da da benzer gelişmeler gerçekleşti: Modi, bir yandan  Biden yönetimi  ile ilişkilerini sıcak tutmayı gözetti; öte yandan ABD’nin Rusya’ya yaptırımlarına katılmadı. Rusya’dan petrol ithalatını da artırdı; ödemeleri ruble ile yaparak dolar hegemonyasına karşı bir adım da attı.

Ağustos 2023’te BRICS zirvesi toplandığında, Çin’in Suudi Arabistan’dan petrol ithalatı da RMB ile ödenmekteydi. Dolar hegemonyasına son vermek, zirvenin gündeminde yer almaktaydı.

Ağustos zirvesinin kararları

BRICS zirvesindeki açılış konuşmalarından birini video ile Putin yaptı; dolardan uzaklaşma (“de-dollarisation”) hedefini vurguladı; ayrıntılara değindi: “Uluslararası parasal ve finansal sistemde devletlerimizin rolünü artırmalı; bankalarımız arasında işbirliğini geliştirmeli; karşılıklı işlemlerde ulusal para kullanımını artırmalıyız.”

Zirvenin kapanışında yayımlanan Johannesburg Bildirgesi, “BRICS üyeleri ve ticaret ortakları arasındaki dış ticaret ve finansal işlemlerde ulusal paraların kullanımının teşviki; ulusal paralarla yapılan bankacılık işlemlerinin güçlendirilmesi; BRICS ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaret ve yatırım akımlarında çeşitli ödeme araçlarının incelenmesi” önceliklerini vurguluyor.

Bu öncelikler bir karara dönüştürülüyor: “Maliye Bakanlarımızı ve/veya Merkez bankalarının direktörlerini, ulusal paraların, ödeme araçlarının ve platformlarının kullanımı sorununu değerlendirerek bir sonraki zirvede bizlere bildirimde bulunmakla görevlendiriyoruz.”

Bu metinleri Michael Hudson şöyle yorumluyor: “Merkez bankalarınca dış ticaret dengesizliklerini izleyen bir araç oluşturulacaktır. Ticaret fazlaları veren Çin ve Rusya’nın swapları ötesinde bir düzenleme aranıyor. BRICS bankasınca ihraç edilen bir tür kâğıttan altın, sadece ülkeler-arası dengesizliklerin mahsubunda kullanılacaktır; günlük işlemlerde değil. Yakın gelecek için bir BRICS parası ise söz konusu değildir.” (NC, 28 Ağustos, 2023). Hudson, böylece, “dolar hegemonyasının son bulacağı” öngörüsünü zamana yaymaktadır.

Ara aşama: Ruble ve yuan’ın artan kullanımı

Uluslararası parasal akımlar, dış ticaretten ve sermaye hareketlerinden kaynaklanır.  ABD’nin sürüklediği sermaye hareketlerinin (türevleri ile birlikte) hacmi, dünya dış ticaretini defalarca aşar. Dış ticarette öncü ülke ise dünya ihracatının yüzde 15’ini gerçekleştiren Çin’dir; ABD’nin yaklaşık iki misli…

Yeni katılan altı ülke, BRICS’in dünya cari işlem dengesinde 2022 fazlasını 494 milyar dolardan 697 milyara çıkarmıştır. Suudi Arabistan, BAE ve İran’ın katkıları belirleyicidir. Hegemonik bloku temsil eden G7’nin aynı yıl bilançosu ise astronomik dış açıktır: Eksi 906 milyar dolar…

Cari işlem hesabının ana kalemi dış ticaret akımlarıdır; doğrudan doğruya reel ekonomiden, üretimden, millî gelir hareketlerinden kaynaklanır. Ukrayna savaşının buğday ihracatını daraltan etkileri, dış ticaretin yaşamsal önemini göstermiştir.

Zirvedeki konuşmasında Putin, BRICS ülkeleri arasındaki ticarette dolarla yapılan ödemelerin yüzde 28,7’ye indiğini açıkladı. Ulusal paralarla yapılacak mahsup işlemlerinin cari işlem fazlası veren Çin ve Rusya’ya (RMB veya ruble üzerine) düşeceği anlaşılıyor. İhracat çeşitliliği ve IT teknolojisinde dünya çapında öncülüğü, Çin’i öne çıkarıyor. BRICS dışındaki bazı Güney ülkeler-arasında dış ticaret açıklarının da RMB ile ödenmesi yaygınlaşıyor. Asya ülkeleri arasında toplamı 380 milyar dolara ulaşan swap anlaşmaları dış ticaret hacmini aşmaktadır. Ezici ağırlık RMB’dedir (Asia Times, 13 Nisan 2022).

Çin Halk (Merkez) Bankası’nın, dijital merkez bankası parası (e-CNY) ihracında ve kullanımında dünya lideri olduğu anlaşılıyor. 20 Çin kentinde fiilen kullanıldığı; işlem hacminin 14 milyar dolara ulaştığı haberleştiriliyor. BRICS ülkeleri arasındaki ticarete de taşınması gündemdedir (Asia Times, 16 Nisan 2022).

İkili bir para sistemine doğru…

“Dünya ticareti” ile “uluslararası sermaye hareketleri” arasındaki asimetrik durumun yarattığı karşıtlığı geçen hafta bu köşede vurguladım. (“BRICS Zirvesinden Sonra”) İlgilenen okurlar o yazının son kesimine göz atabilirler. Başka kaynaklar da son gelişmelerin olası sonuçlarına değiniyor. Birisini aktararak yazıya son verelim.

İktisat tarihçisi Adam Tooze, geçen yıl sorguluyordu: “ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar bugünkü sistemi çökertmez mi? Suudi Arabistan ile Rusya, ihracatı RMB’ye kaydırırsa; rezervlerini de ABD Hazine bonolarından Çin Hazine bonolarına taşırsa ne olur?” (29 Mart 2022)

Tooze, bu soruları, dolardan uzaklaşan ve “Bretton Woods III” olarak adlandırdığı “yeni bir uluslararası para sistemi kurulabilir” diye yanıtlıyor. Dış ticaret ve sermaye hareketlerine dayanan iki ayaklı bir uluslararası sistem… İlk ayağı, enerji ve ham madde stoklarını tutan, denetleyen ülkelere dayanacaktır.1

Tooze’un Suudi Arabistan’ın petrol ihracatını RMB ile yapma öngörüsü şimdiden tutmuştur. BRICS’e üç petrol ihracatçısının katılımı, bu öngörüyü fazlasıyla pekiştirmiştir.

IMF’nin, sekiz yıl önce RMB’ye uluslararası bir rezerv konumu tanıdığını, SDR sepetine eklediğini hatırlatayım. Bu “sembolik” adım, ciddiye dönüştü; bu yakınlarda Arjantin, IMF’ye borç taksitlerinin bir bölümünü RMB ile ödedi.

Kısacası BRICS zirvesi, önemli bir dönüşümün işaretlerini verdi. Bir BRICS parası gündemdedir; ama hemen değil… Dolar emperyalizminin de vadesi gelmektedir.

  • 1. Benzer bir tartışmayı soL Haber’de değerlendirmiştim (“Dolar Hegemonyasının Sonu?”, 3 Mart 2023).