Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, geçtiğimiz aylarda yaşanan bir taciz ve ilgili yetkililerin olaya dair herhangi bir adım atmamasıyla gündeme gelmişti.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi yine bir taciz vakasıyla gündeme geldi. Son taciz gündeminde olduğu gibi hastane yönetimi ve yetkili sendika, iletilen şikayetler ve verilen dilekçelere rağmen yine herhangi bir adım atmadı.
Kadın işçiye şefi tarafından taciz
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde çalışmakta olan temizlik işçisi bir kadın, 2023 yılının kasım ayında çalıştığı birimin şefi tarafından taciz edildi.
soL'a konuşan işçi, yaşanan olayı şöyle anlattı:
"Bir gün hastaneye geldiğimde, şefimiz hasta olduğumu öğrendi. İyi olduğumu bir kaç kez söylememe rağmen sürekli özel cep telefonumdan aramaya başladı. Her seferinde geçiştirip telefonu kapattım. En son 'Eğer istersen ben arkadaki odaya yer yaparım oraya gel' diye beni çağırdı, ben de sinirlenerek tersledim."
Hastane ve sendika yönetimi yine sessiz
Kadın işçi maruz kaldığı tacizi, hastane yönetimi ve üyesi olduğu Türk-İş’e bağlı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’na bildirdi.
İşçi, olayın ardından kısa bir süre sonra 21 Kasım tarhinde hastanenin başhekimliğine konuya dair dilekçe verdi. Hastane yönetiminin dilekçeyi yanıtısız bırakmasının üzerine işçi, hasatene yönetimine bir dilekçe daha verdi. Ancak işçinin verdiği iki dilekçeye de geri dönüş yapılmadı.
Kadın işçinin meydana gelen vakayı yetkili sendika yönetimine de aktardığı fakat duruma dair sendika tarafından da herhangi bir adımın atılmadığı öğrenildi.
Kadın işçi, "Durumu üyesi olduğum yetkili sendikaya ve hastane yönetimine defalarca bildirmeme rağmen üzerini kapatıp yoluma devam etmemi istediler. Yönetime her yazdığım dilekçede 'Bu adam hakkında bu kaçıncı böyle şikayet' denmesine rağmen bu tacizci şef hala yönetici konumda çalışmaya devam ediyor" diye konuştu.
Şikayetlerin ardından mobbing başladı
Tacizde bulunduğu belirtilen şef ise şikayetlerin ardından kadın işçiye mobbing uygulamaya başladı.
Kadın işçinin çalıştığı birim ve mesai saatleri, şikayetlerinin ardından sürekli olarak değiştirilmeye başlandı. Evli ve çocuk sahibi olduğunu aktaran işçi, eşinin geç saatlere kadar çalışmasından dolayı çocuklarına bakabilmek için "sürekli gece çalışma raporu" aldığını ancak şikayetlerinin ardından söz konusu raporun iptal edildiğini aktardı.
İşçi, çocuklarıyla ilgilenebilmek için sabit bir saat aralığında çalışma talebini, yazdığı dilekçeyle Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekemliğine iletti ancak söz konusu dilekçeye de geri dönüş yapılmadı.
Sabit bir mesai planına sahip olmayan işçi, "Bu durum nedeniyle ben fahiş fiyatlar ödeyerek çocuklarımı kreşe vermek zorunda kaldım" diye konuştu.
KDK: Davayı kazandık, benzer durumda olan kadınlara güç verdi
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde daha öncesinde de yaşanan taciz vakasının takipçisi olan Dokuz Eylül Kadın Dayanışma Komitesi, konuya dair açıklamada bulundu.
"Geçtiğimiz haftalarda hastanede tacize uğrayan bir kadın emekçiyle birlikte yürüttüğümüz mücadele kazanımla sonuçlandı, açtığımız davayı kazandık" ifadelerine yer verilen açıklamada, söz konusu kazanımın benzer durumda olan kadınlara güç verdiği ve kadınların sessizliklerini bozduğu belirtildi.
Dokuz Eylül Kadın Dayanışma Komitesi tarafından yapılan açıklama şöyle:
"Geçtiğimiz haftalarda hastanede tacize uğrayan bir kadın emekçiyle birlikte yürüttüğümüz mücadele kazanımla sonuçlandı, açtığımız davayı kazandık. Bu güzel haber benzer durumda olan kadınlara güç verdi, kadınlar artık sesini çıkarmaya başladı.
Bir arkadaşımız daha bize ulaşarak yaşadıklarını anlattı. Anlattıkları taciz yanında çocuk bakımının da biz kadınları nasıl zor durumda bıraktığını gösteriyor. Yüzlerce çalışanı olan bir hastanede kadın çalışanlar çocuklarını yollayacak ücretsiz bir kreş bulamıyor ve özel kreşlere binlerce lira ödemek zorunda kalıyor. Ama buradan tekrar söylüyoruz: Hastanemizde tacizci istemiyoruz. Kadın emekçiler bu işyerinde yalnız değiliz, bizler yan yanayız. Haklarımız için ve maruz kaldığımız zorbalıklara karşı birlikte mücadele edeceğiz."
