Sendikalara saldırı hazırlığı: Toplu sözleşme hakkı gasp edilmeye çalışılıyor!

AKP kıdem tazminatı saldırısına karşı çıkan sendikaların toplu sözleşme yetkisine göz dikti. 2012’de yürürlüğe giren iş kolu barajıyla sendikaların toplu sözleşme yetkisini elinden almayı hedefleyen AKP, tepkiler sonrası uygulamayı her yıl ertelerken, bu yıl erteleme yapılmaması kararı aldı. Kararı soL'a değerlendiren sendika başkanları, boyun eğmeyeceklerini dile getirdi.

Haber Merkezi

Salgın günlerinde işçi haklarlarına yönelik birçok saldırıya imza atan, ücretsiz izin düzenlemesini bir yıla kadar uzatan AKP, kıdem tazminatına da göz dikmiş ancak gelen tepkiler sonrası şimdilik geri adım atmıştı.

Kıdem tazminatı saldırısını "şimdilik" sonbahara bırakan AKP, düzenlemeye karşı çıkan sendikaların bir bölümünün toplu sözleşme yetkisine göz dikti.

Saldırı 2012'de başladı

7 Kasım 2012 yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile AKP tarafından bazı işkolları birleştirilmiş, bu birleştirme sonrası getirilen barajla halihazırda toplu sözleşme yapma yetkisi bulunan sendikaların bu yetkisinin düşürülmesi hedeflenmişti.

Gelen tepkilerin ardından bu konuda erteleme yoluna gidileceğini belirten AKP, o tarihten bu yana çeşitli ertelemeler yaparken, söz konusu düzenlemeyi de sendikalar üzerinde tehdit olarak kullanmaya devam etti.

O tehdit şimdi bir saldırıya dönüşürken, AKP MKYK toplantısında gündeme gelen başlıkta artık erteleme yapılmaması kararı verildi. Bu kararla birlikte Türkiye Orman-İş, Deriteks, Sosyal-İş, Nakliyat-İş, Tümka-İş ve Devrimci Turizm-İş gibi sendikaların toplu sözleşme yapma yetkisi gasp edilmeye çalışılacak.

'Demoklesin kılıcı gibi tepemizde sallanan hukuksuzluk'

Söz konusu gelişmeye ilişkin soL'a konuşan DİSK'e bağlı Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, "Toplu sözleşme yapma hakkı olan bir sendikayız, barajı aşan bir sendikayız" derken, 2012'deki düzenleme sonrası sadece kara taşımacılığı işkolunu kapsayan alanlarının genişletildiğini, üç işkolunun bir araya getirilerek kara, hava ve demiryolu işkollarının tek alanda birleştirildiğini söyledi.

Bu birleştirme sonrası 140 bin olan işçi sayısının 700 bini geçen bir sayıya ulaştığını belirten ve getirilen işkolu barajıyla haklarının hukuksuzca ellerinden alınmak istendiğine dikkat çeken Küçükosmanoğlu, "Söz konusu 6356 sayılı yasa 12 Kasım 2012'de yürürlüğe girdi. Bizim zaten kazanılmış olan toplu sözleşme hakkımızı ortadan kaldırmayı hedeflediler. O tarihten bu yana da bu kazanılmış hakkın tepesinde demoklesin kılıcı gibi bu hukuksuzluğu sallamaya başladılar" dedi.

"Bu konuda davamız var, bakanlık usulsüz bir işlem yapıyor" diyen Küçükosmanoğlu, "2013 Ocak ayından itibaren yayımlanan tüm işkolu istatistiklere itiraz ettik, 6356 sayılı yasa, 15 gün içinde itiraz edilen istatistikler kesinleşmez diyor. Bakanlık tamamen hukuksuz bir iş yapıyor, kazanılmış bir hak var, bu konuda açılmış, devam eden davalar var" dedi.

'Süre uzatımı Hak-İş içindi'

Süre uzatımının bir lütuf gibi sunulduğunu oysa bunun Hak-İş için yapıldığını, hedef alınan sendikaların ise mücadeleci sendikalar olduğunu dile getiren Küçükosmanoğlu, "Şimdi süre uzatımı yok, toplu sözleşme hakkınız yok diyemezler. Kimse bize bir şey bahşetmiyor. Bize karşı uygulanmak istenen bu anti demokratik baskılara karşı, hukuksuzluklara karşı her alanda mücadele edeceğiz. Bu düzenleme uluslararası sözleşmelere de aykırı aynı zamanda. Bizim toplu sözleşme yaptığımız 100'e yakın iş yeri, buralarda çalışan binlerce işçi var. İşçilerin bu haklarına göz dikilmesine müsade etmeyeceğiz" diye konuştu.

'90 bin kişilik işkolu 1 milyon 140 bin işçiye çıkarıldı'

Düzenlemeye ilişkin soL'a konuşan Türk-İş'e bağlı Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (Deriteks) Genel Başkanı Musa Servi, "Bizim sendikamız 1948’de kurulan bir sendika, 2012 yılına kadar deri iş kolunda tek yetkili ve toplu sözleşme yapan sendikaydı. 2012'de yapılan hukuksuz düzenlemeyle 90 bin kişiyi kapsayan işkolu genişletildi ve 1 milyon 140 bine çıktı" dedi.

"Bilinçli şekilde baraj altında bırakma hamlesi yapıldı, mücadeleci sendikaları bertaraf etmek için bir çabaydı bu" diyen Servi, "O günden bu yana periyodik olarak süre uzatılıyordu, 2012 öncesi yetkisi olan sendikalar için bu yasa çıkarken mevcut haklar korunacak, 5 yıl erteleme olacak deniyordu. Bu sözler de yerine getirilmedi" diye konuştu.

'Meşru ve fiili mücadele sürecek'

Bu düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini, ortadan kabullenecek bir durum olmadığını vurgulayan Servi, meşru ve fiili mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi.

Üretimden gelen güçlerini kullanarak toplu sözleşmelerini yaptıklarını vurgulayan Servi, "ILO normlarını baz almak gerekir, bu normlara atıf yaparak toplu sözleşmeye oturmamız gerek. Biz bir iş yerinde sendika konusunda anlaştık ancak bakanlık yetki yok diyerek kabul etmedi ama biz sözleşmemizi yaptık. Bakanlığın kabul edip etmemesi çelişkili bir durum. ILO normları baz alınarak toplu sözleşme yapılmaya devam edilecek" ifadesini kullandı.

"Baraj altı kalan sendikalarla birlikte kıdem tazminatı başlığını da tartışmaya açmak istiyorlar" diyen Servi, "Bu konuda Türk-İş'in grev kararı var, tabanda da duyarlılık var. Bu nedenle ben bu yıl uzatma yapmıyorum diyerek mücadeleci sendikalar hedef alınıyor. Kazanılmış bir hak var ortada, bunun devamını sağlayacağız" dedi.