AKP’nin önceki gün aldığı hafta sonu sokağa çıkma yasağı kararının ardından tartışmalar sürüyor. Alınan kararın uygulama tarihinden iki saat önce duyurulması ve plansızlık sonunda yaşanan kaos büyük tepki çekerken, söz konusu kararın alındığı tarihe ilişkin de dikkat çeken bilgiler ortaya çıktı.
Ortaya çıkan ilk sokağa çıkma yasağı genelgesi 9 Nisan tarihini taşıyordu. Bir dönem bürokraside de görev yapmış bir isim olan Kadir Sev, konuya ilişkin soL’a yaptığı değerlendirmede iki farklı tarihin nedenini şöyle değerlendirdi:
10 Nisan gece yarısından sonra yürürlüğe girmesi öngörülen sokağa çıkma yasağı genelgesinin valiliklere 9 Nisan Perşembe günü gönderilmek üzere hazırlandığı anlaşılıyor. Nedense yasağa bir saat kalıncaya değin gönderilmemiş ya da gönderilememiş.
Olayın gelişmesine bakarsak AKP içinde kimi güçlerin engellemelerine takılmış olabileceğini gösteren çok sayıda ipucu bulabiliriz.
Sokağa çıkma yasağı dün gece (10 Nisan) saat 23,00 dolayında açıklandı. Haberlerde yasak genelgesinin resmine de yer veriliyordu. Dikkatlice bakıldığında, yasağın ilan edileceği 10 Nisan gece yarısından bir gün öncesinin (9 Nisan 2020) tarihini taşıdığı görülüyordu. Ancak ne Süleyman Soylu’nun imzası ne de İçişleri Bakanlığı Evrak Müdürlüğünün verdiği sayı vardı. Yani basına servis edildiğinde genelge henüz gönderilmemişti.
Genelgenin üzerindeki tarihin, fotomontajla değiştirildiğini söylemek için elimizde hiç kanıt/belirti yok. Zaten metinler arasında da fark yok; aynı cümleler yer alıyor.
Genelge, dün gece düz bir metin olarak İçişleri Bakanlığının internet sitesine konuldu. Resmini ise, bugün (11 Nisan) sabah saatlerinde ekleyebildiler. Üzerinde Süleyman Soylu’nun imzası var ve 10 Nisan tarihini taşıyor. Evrak kayıt numarası olarak da (mürekkepli kalemle) E.6484 verilmiş.
Sokağa çıkma yasağının son bir saat öncesine değin gizlenmesi, tutarlı bir davranış sayılamaz. Toplumdan yalıtılmak adına binlerce insan, deyim yerindeyse, “sokaklara uğratıldı”. Sonuçlarını iki hafta sonra göreceğiz.
Yasağın öngörüldüğü belgenin, bürokrasi içindeki serüvenine bakıldığında gerek AKP kadrolarının kendi aralarında gerekse bilim kurulu ile ilişkilerinde sorunlar yaşadığı anlaşılıyor.
Ne yazık ki, geleceğimizi ve yaşamamızı bilimsel gerçeklikler değil birilerinin çıkarları belirliyor.
Aşağıdaki resim: gönderilen genelgenin antetli bölümü.
