Kentsel mekanın siyasallığını düşünmek ve İstanbul örneği

Ankara'da Sokullu Semt Evi'nin konuğu olan yazar Kaya Tokmakçıoğlu İstanbul’un Toplumsal Mücadeleler Tarihi: Kentsel Mekanın Siyasallığını Düşünmek başlıklı bir sunum yaptı.

Haber Merkezi

'Köle, Kul, Amele: İstanbul'un Toplumsal Mücadeleler Tarihi' kitabının yazarı Kaya Tokmakçıoğlu, Sokullu'da Rönesans etkinlikleri kapsamında Ankara Sokullu Semt Evi'nin konuğu oldu. İstanbul’un Toplumsal Mücadeleler Tarihi: Kentsel Mekanın Siyasallığını Düşünmek başlığındaki sunumunda Tokmakçıoğlu, siyasal mücadele ile kentsel mekan arasındaki bağı anlattı. Roma ve Bizans döneminden Osmanlıya, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadarki sürece kadar, kentin mekanla ve toplumsal mücadalelerle olan bağına işaret eden Kaya Tokmakçıoğlu, ekonomik, dini ya da siyasi başlıklarda yaşanan ayaklanmaları, güncel örneklerle kıyaslayarak ele aldı.

Hipodrom ya da Sultanahmet Meydanı

Roma ve Bizans döneminde hipodrom olarak kullanılan ve bugün Sultanahmet Meydanı olarak bilinen meydanın yüz yıllar boyunca siyasal karşılaşmaların merkezi olduğunu ifade eden Tokmakçıoğlu bu sürecin aslında günümüze kadar devam ettiğini ifade etti.

Nika ayaklanmasından (MS 532) Osmanlı'nın şehri ele geçirdiği döneme kadar geçen süreçte özellikle savaşlardan ve Latin istilalarından dolayı şehrin çok ciddi zarar gördüğünü ifade eden Tokmakçıoğlu, Osmanlı ile birlikte şehrin kozmopolit yapısının geliştiğine dikkat çekti.

Osmanlı'nın güçlenmesiyle birlikte aynı zamanda zayıflıklarının da biriktiğini ve diyalektik çelişkilerin arttığını ifade eden Tokmakçıoğlu, IV. Mehmet döneminde çıkan isyanlarla bu çelişkilerin görünür hale geldiğinden bahsetti.

Mekanın yine Sultanahmet ve çevresi olduğuna olayların bu çevrede yaşandığına dikkat çekti: Vaka-i Vakvakiye olarak bilinen ve isyancıların çınar ağaçlarına asıldığı örneklerin mekanı Sultanahmet.

Saraya karşı verilen mücadelelerin adı ne olursa olsun toplumsal çelişkilerin sonucunda yaşandığını ifade eden Tokmakçıoğlu, siyasal olayların mutlaka mekanlarla farklı semboller kazandığını söyledi.

'Şehir iki gün işçilerin eline geçince'

Ülke işgal gördü, mülkiyet ilişkileri değişti, ulusal kurtuluş savaşının ardından Cumhuriyet dönemindeyse Kavel, Derby Lastik işgali, 15-16 Haziran yaşandı.

Tokmakçığlu Cumhuriyet tarihinin en büyük ayaklanmalarından biri diye nitelediği 15-16 Haziran direnişinin de mekanla bir bağı olduğunu dile getirdi:

"Şehre üç koldan giren işçilerin mekanları bugün hâlâ önemli ve siyasal açında sembolik yerler. Şehir iki gün boyunca işçilerin oldu demek yanlış olmayacaktır. Ve mekanlar bu isyanların ya da ayaklanmaların kentsel ifadeleri olarak da okunabiliyor"

Gezi direnişi ve günümüz

AKP'nin özellikle Taksim'in dönüşümüne dair atmak istediği imzanın gericiler açısından şehrin ikinci kez fethi olarak yorumlandığını ifade eden Kaya Tokmakçıoğlu, kentsel mekanlarda egemenlerin de siyasi düşüncelerini somutlamak için adım attıklarını belirtiyor. 

"Bu bazen bir cami inşaatı olabilir bazen bir parkın Topçu Kışlası'na dönüştürülmesi. 'Biz artık iktidarımızı sağlamlaştırdık ve düşünsel alana müdahale ediyoruz' demektir bu. Ancak Gezi'nin şöyle bir farkı var 15-16 Haziran'dan. Birkaç istisna hariç bu ayaklanma tüm Türkiye'ye taşınmıştır. Bu aynı zamanda bir mekanın dönüşümüne, rantla kurduğu ilişkiye ya da gericilikle yeniden kurgulanmasına dönük verilen tepkiye ülkenin her yerinden benzer tepkiler geldiğini gösteriyor" sözleriyle ifade ediyor. 

Siyasal tepkilerin kentlerde ya da kentsel mekanlarda bir karşılık bulması için politik bir konunun gündemi olmasının dışında mutlaka arkasında bir insan gücünün oluşması gerektiğini ifade eden Kaya Tokmakçıoğlu "Her birinin aslında ortak özelliği var. Bunlardan biri ister Doğu Roma'da ister Osmanlı'da isterse Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiş olsun. Tamamında sınıfsal karşı karşıya gelişler var. Ve tüm siyasi ayaklanmalar kendisini kentin bir mekanında ifade etti. Meydanlar, parklar, sokaklar ve benzeri örnekler. Bu sadece ezilenler açısından değil. İktidar açısından da bu ifadeler ve mücadeleler bir mekana ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla da kentin politik mücadeleleri aynı zamanda bu mücadelelerin mekansal merkezleri var ediyor. Mekanları bu açıdan okumak mümkün hale gelebiliyor" dedi. 

Etkinlikler devam ediyor

"Bir Emekçi Mahallesinde Rönesans" başlığında yola çıkan Sokullu Semt Evi'ndeki etkinlikler kapsamında birçok söyleşi ve etkinlik gerçekleştirildi. Sokullu'da Rönesans etkinlikleri ilerleyen haftalarda 19 Mayıs'ta Haluk Polat ile "Cumhuriyet Dönemi Korolarından İşçi Sınıfı Korolarına", Fide Lale Durak ile 9 Haziran'da bir müze gezisi ve "Türkiye Aydınlanma Tarihinde Resim ve Heykel" sunumlarıyla bu sezonki çalışmalarını tamamlayacak. 
 
Etkinlikleri Semt Evi'nin sosyal medya hesabından takip edebilirsiniz.