Sarıyer'in köyünde 'yeni proje' zorbalığı: Gerekçe 'askeri alan', görünen yükselen villalar

İstanbul Sarıyer'deki Kısırkaya sakinlerine 15 gün içinde evlerini boşaltmaları için tebligat gönderildi. MSB'ye ait olduğu gerekçesiyle boşaltılmaya çalışan bölgede villalar yükselmeye başladı bile.

Can Kuyumcuoğlu

Birçok emekçi mahallesinde insanların rant odaklı projeler üzerinden zorbalıkla göç ettirildiği İstanbul'da bir mahalle daha tehdit altında.

Sarıyer ilçesine bağlı Kısırkaya Köyü sakinlerine, geçtiğimiz hafta bölgenin Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) ait olduğu gerekçesiyle 15 gün içinde evlerini boşaltmaları yönünde tebligat gönderildi.

Bölgeye yaklaşık 50 yıl önce yerleşen Kısırkayalılar, hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinden ecri-misil ve belediye emlak vergisi ödüyor. Elektrik, su ve doğalgaz abonelikleri bulunan köy halkı, burada yıllardır tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlıyor.

MSB'nin alanı dendi, ani tahliye ve yıkım tebligatları gönderildi

2018 yılında Yapı Kayıt Belgelerini alan köy sakinleri, belgeyi aldıktan sonra tapu sahibi olmak için birçok kez başvurularda bulundu.

Ancak bölge halkına “sosyal donatı alanında kaldığı ve sosyal donatı alanı olarak kullanılmak üzere Milli Savunma Bakanlığına tahsis yapılmış olduğu gerekçesiyle “yapı kayıt belgelerinin” iptal edilmesine ilişkin tebligatlar; akabinde de söz konusu alanda ikamet eden bazı ailelere tahliye ve yıkım tebligatları gönderildi.

Son bir yıldır yerleşimlerinin hukuki güvencesi ve hak sahipliğine dair sorunlar yaşayan Kısırkayalılar, uğradıkları haksızlığın giderilmesini talep ediyor.

Sarıyer'in kuzeyindeki Kısırkaya Mahallesi, Karadeniz kıyısında. Bölgede geniş bir plaj bulunuyor.

'Askeri' kullanım için hiç girişimde bulunulmadı

Kısırkaya'da kırsal hayata dayalı yerleşim, özellikle 1954 yılında Kutman Şirketler Grubu tarafından yürütülen kömür ve farklı birçok şirketin kil madenciliği çalışmalarının artması ile başladı.1990'ların başına kadar bölgede işletilen maden ocakları ek nüfusun bölgeye yerleşmesine ön ayak oldu.

Milli Savunma Bakanlığı'na 1961 yılında bölgede arazi tahsisi yapıldı. Ancak o yıldan bu yana bakanlıkça “askeri bölge kullanımı maksadıyla” tahsisli alanda ve yakın çevresinde “askeri” kullanım yönünde hiçbir girişimde bulunulmadı.

Aynı dönemlerde özellikle maden işçilerince barınma maksatlı evler yapılırken, o dönem itibariyle yapılaşmaya izin verecek şekilde Milli Emlak Müdürlüğünce vergilendirilerek teşvik edildi.

Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı sınırları içerisinde

Diğer yandan, Kısırkaya Mahallesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin 16 Mayıs 2008 tarih ve 1081 sayılı13 Şubat 2009 tarih ve 113 sayılı kararları ile kabul edilip III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararı sonrasında Belediye Başkanlığı’nca 14 Şubat 2009 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Gümüşdere-Kısırkaya Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı sınırlarında kaldı.

1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda Kısırkaya Köyü’nün bulunduğu bölgede planlara işli fonksiyonlar, konut, park, itfaiye alanı, günübirlik turizm tesis alanı, yol biçiminde. Yani, Kısırkaya Köyü içerisinde Nazım İmar Planı’nda “Askeri Bölge” olarak tanımlanmış alan bulunmuyor.

Tahliyesi istenen bölge, 1/5000 ölçekli Gümüşdere-Kısırkaya Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı sınırları içerisinde

Rant için zemin oluşturmaya dair kuvvetli şüpheler var

Bununla birlikte, 29 Haziran 2021 tarih ve 30223 sayılı resmi gazetede yayınlanan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un imzasıyla yürürlüğe giren ve plan lejantlarında, “Doğal sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak ifade edilen, aynı taralı alan içerisinde kalan parçanın bir kısmı, Kısırkaya 2.Etap olarak, imara açılan bölgesinde de, MSB yine hiçbir “askeri” tasarrufu olmadığını resmi yazışması ile beyan etti.

Buna ek olarak, mevcut imar planı lejantı üzerinden ve sosyal konut alanında kaldığı iddiası, asıl niyetin tahliyeler sonrasında, "askeriye" olmaksızın, bölgede rantsal bir oluşuma zemin hazırlamak olduğu kanaatlerini güçlendiriyor.

Bölgede yeni villa inşaatlarının yükselmesi de dikkat çekiyor.

MSB alanı gerekçesiyle tahliyesi istenen bölgenin çok yakınlarında konut inşaatları dikkat çekiyor. (Fotoğraf: BirGün)

'Hukuki olarak her şey kılıfına uydurulmuş'

Ulaştığımız Kısırkaya sakinleri, yaşanılan haksızlıklara karşı hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini vurguluyor.

Bölge sakinlerinden Evren Yılmaz, geçmiş dönemde imar affı aldıklarını, sonrasında buna dair belgelerin e-devlette bir anda silindiğini anlattı.

Kısırkaya'da tek evinin burada olduğu insanların olduğunu belirten Yılmaz, "Geçmiş süreçte bu insanlar hep ecri-misili ödemiş Milli Emlak’a. Sonrasında imar affı aldık. Bundan bir yıl sonra da yeni bir ihtar geldi bize. Sonrasında dilekçe hazırlamak için e-devlete girdik baktık ki aldığımız tüm imar affı belgeleri yok olmuş, bir anda silinmiş" dedi.

Yaşananlardan sonra avukatlarla hukuki süreci başlattıklarını kaydeden Yılmaz, davanın yaklaşık 2 buçuk yıldır uzatıldığını vurguladı. İşin içinde bir usulsüzlük olduğunu, ancak içinden çıkamadıklarını ifade eden Yılmaz, "Bunun içerisine devletin kurumlarının ilgili insanlarının birileri ulaşıp rant için bir şeyler yaptırıyorlar ve Milli Savunma Bakanlığı görüntüsü verilerek buralara şu anda çökmeye çalışıyorlar. Hukuki anlamda da kılıfına uydurmuşlar her şeyi" diye konuştu.

Kısırkaya'nın çocukluğunun geçtiği yer olduğunu söyleyen Yılmaz, "O yüzden ben de seviyorum burayı ve buraya sahip çıkmaya çalışıyorum elimden geldiğince" dedi.

'Gideceği başka yeri olmayan insanlar var'

Bölge halkı olarak cuma gününe kadar bir dilekçe hazırlayıp yetkililere iletmeyi ve sonrasında bir basın açıklaması yapmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Buradaki insanlar yıllardır burada tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlar. Bütün hanelerin sahipleri yaşlılardan oluşuyor. Muhtemelen bunlar göz önünde bulundurularak burası hedef seçildi.

Halkın buradan gönderilmesi durumunda başka bir yere gitme seçeneği olmayan insanlar var. Örneğin benim annem ve ağabeyimin başka bir evi yok. Buradaki en eski kişinin de mesela başka gidecek bir yeri yok. Yıllardır burada çoluğunu çocuğunu okutmuş büyütmüş. Çalışarak, tarımla hayvancılıkla uğraşarak ömrünü burada geçirdi. Yıllardır emek verdi burası için."