YÖK adım attı, üniversitelerin piyasacılığı tescillendi

TBMM Genel Kurulu'nda önceki gün kabul edilerek yasalaşan 'Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilk bakıldığında üniversitelerin daha da piyasacılaştırıldığı görülüyor. Yeni yasayı ÜKD Başkanı Prof. Dr. Özgür Aydın soL'a değerlendirdi.

Neslihan Koçaslan

TBMM Genel Kurulu'nda önceki gün kabul edilerek yasalaşan 'Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la üniversiteleri piyasalaştırma yönünde yeni adımlar atıldığı görülüyor.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dilbilim Bölümü öğretim üyesi ve Üniversite Katılımcıları Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgür Aydın, yeni yasayı incelemeye devam ettiklerini belirtirken, ilk bakışta dikkat çeken yönlerini soL'a değerlendirdi: 

Devlet üniversiteleri ticari kimliği tescilleniyor

''YÖK Başkanı, 'vakıf üniversitelerinin ticarethane şeklinde değerlendirilmelerine yönelik oluşan olumsuz algıyı ortadan kaldırmak için' bazı düzenlemeler yaptıklarını söylüyor ama yaptıkları düzenlemelerle sadece vakıf üniversiteleri için değil, devlet üniversiteleri için de  “ticarethane” tanımlamasına katkı sağlıyorlar. Üstelik de bunu geçmişten bu yana planlı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. YÖK Başkanı, üniversitelerin kamu kaynağı dışında da fon alabilmeleri için ulusal ve uluslararası ortak projelere katılımı önündeki engelleri kaldıracaklarını ifade ediyor. Üniversiteleri kamu kaynağından “kurtarma” çabasının kendisi zaten oraları “ticarethaneye dönüştürmek istiyoruz” demek.  Bu yüzden YÖK Başkanı Saraç’ın vakıf üniversitelerine yönelik “ticarethane” algısından rahatsız olması tümüyle yersiz, çünkü bırakın vakıf üniversitelerini, devlet üniversitelerini de kamu kaynağından mahrum ederek ticarethaneye dönüştürmek istiyorlar aslında. 

Güvencesiz istihdam daha çok teşvik edilir hale geliyor

Yaptıkları bu yeni düzenleme, üniversiteleri piyasalaşmaya sürüklemesinin ötesinde güvencesiz istihdama yönelik yeni düzenlemeler de içeriyor. YÖK bir süredir, genç bilim insanlarının güvencesiz biçimde istihdamına yönelik olarak 2547 sayılı kanunun 33. maddesi a bendine göre geçişleri durdurmuştu.  “YÖK 100/2000” adlı burslar dahil, benzer pek çok burs aracılığıyla genç bilim insanlarına güvencesiz istihdam kapılarını açan YÖK, şimdi de “Ar-Ge kapsamındaki projelerde istihdam edilecek doktoralı araştırmacılar” müjdesini veriyor. YÖK “burs” olarak ifade ettiği pek çok düzenlemede yaptığı gibi yine üniversitelerdeki araştırma görevliliği istihdam açığını burslar yoluyla kapatma çabasında. Bu durum, bir taraftan genç bilim insanlarını güvencesiz çalışma koşullarına mahrum bırakıyor, diğer taraftan da ülkemizde bilimsel gelişmeye ciddi bir darbe vuruyor.

Güvencesiz çalışma koşullarına mahrum bırakılan 50/d kapsamındaki araştırma görevlileriyle ilgili durum da pek farklı değil. Yeni düzenlemede YÖK Başkanının kendi ifadesiyle “mağdur olmalarını engellemek için” yüksek lisans sonrası verilen ek süre, doktora sonrası “mağdur olmalarını” engellemiyor. Yani “yeni düzenleme” olarak sundukları düzenlemeler genç bilim insanlarına yönelik “yeni” hiçbir şey içermiyor.''

YÖK Başkanı açıklama yaptı

YÖK Başkanı Yekta Saraç, dün Meclis tarafından onaylanan Yükseköğretim Kurulu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif'i hakkında bir açıklamada bulundu.

Saraç, onaylanan kanun ile önemli ve sert değişikliklerin yaşanmasının mümkün olduğunu belirtti. Bu maddelerin çalışan hocaların beklentisi olduğunu iddia eden Saraç, okuyan öğrencilerin arttacağını belirtti.