Memur Gıda işçileri direndi, haklarını aldı: 'Zafer direnen emekçi kadınların oldu'

Memur Gıda işçileri bir ay önce habersiz şekilde işten çıkarılmıştı. Direnen işçilerin mücadelesi sonuç verdi. Emekçiler kıdem tazminatı ve yıllık izin haklarını aldı.

Yekta Armanc Hatipoğlu

Bilecik’te bulunan, dondurulmuş veya kurutulmuş meyve ve sebze üretimi Memur Gıda'da işçiler, 1 Mart’ta fabrikaya alınmadıklarını söyleyerek kıdem tazminatı ve yıllık izinleri için haklarını aramaya başlamıştı. İşçiler, patronunu kendilerine “Şimdi gidin, çağırdığımızda gelin” dediğini aktarmıştı.

Neden işten çıkarıldıklarını dahi bilmeyen işçilerin mücadelesi sonuç verdi. İşçiler direnişten bir ay sonra kıdem tazminatı ve yıllık izin haklarını kazandı.

DİSK'e bağlı Gıda-İş sendikasının Bilecik İl Temsilcisi Dilek Yüksel, ilk günden beri işçilerin yer alan isimlerden biri. Patronların ucuz emek gücü nedeniyle tercih ettiği Bilecik’i, Memur Gıda’yı, işçilerinin direniş ve zaferini Dilek Yüksel'le konuştuk.

Yüksel, Bilecik’in coğrafi konumu ve ucuz emek gücü sebebiyle patronlar tarafından tercih edildiğini söylüyor. Bölgede fabrika kurulabilecek havzaların çokluğuna işaret eden Yüksel şunları kaydetti:

“Bilecik ucuz emek gücü sebebiyle; İstanbul, Ankara, Eskişehir ve Bursa kentlerinin tam olarak kesişim kümesi olması sebebiyle İstanbul ve diğer metropol diyebileceğimiz kent menşeili patronlar tarafından son on yılda oldukça talep gören bir konumda yer alıyor. İşçi maliyetinin düşük olmasının yanı sıra, fabrika kurulabilecek havzaların çokluğu ve o havzaların tesis kurabilmek için patron sınıfına göre oldukça ucuz olduğu aşikâr.”

Ne ekmek ne güvenlik

İşletmenin daha önce sigortasız ve çocuk işçi çalıştırdığını söyleyen Dilek Yüksel, çalışma koşullarını şöyle anlatıyor:

“Memur Gıda Daha önceki adıyla Mapeks Gıda sigortasız işçi çalıştırma, çocuk işçi çalıştırma gibi konularda Bilecik’te oldukça nam salmış bir işletme. İçerideki durum insan onuruna yakışmayacak derecede aşağılayıcı. İşçilerin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymasını sağlamak bir yana dursun, çalışırken üstüne giyilmesi için iş kıyafeti bile verilmiyor. İşçiler kendi evlerinden kıyafet getiriyor, bazen fabrikada mesaiye kaldıkları zaman yemek yok gibi bahanelerle karşı karşıya kaldıkları için çantalarında kendi ekmeklerini kendileri getiriyor.”

Fabrikada yoğun olarak kadın emekçilerin çalıştığını kaydeden Yüksel, işçilerin baskıya hatta şiddete maruz kaldığını söylüyor.

"Fabrikada çalışanların çoğu kadın emekçiler içeride baskı, şiddet, insan onurunu kıracak her türlü mobbing ve baskı ile baş başa senelerce mücadele etmiş. Memur Gıda bu kadar hukuksuzluğun yani sıra banka tarafından yatırılan promosyona da ‘Biz yanlışlıkla fazla yatırdık o paraları çekip elden bana getirin, getirmeyen olursa maaşından keseriz’ diyerek işçilerin promosyonuna mafyavari bir tavırla çekmekten imtina ediyor. Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun kaleme aldığı Metastaz kitabında Memur Gıda’nın sahibi Memur ailesini çok güzel anlatılmış, Memur Gıda'nın sahiplerini tanımak istiyorsanız tavsiyemdir.”

'Zafer direnen emekçi kadınların oldu'

Dilek Yüksel'in aktardığına göre işletme, bugün patronların üst perdeden talep ettikleri "esnek çalışma" modelini uyguluyor. Yani işçiler depoda ürün olduğu zaman işe çağrılıyor, olmadığındaysa ücretsiz izne çıkarılıyor. Son izinde işçilere 1 Mart'ta işe dönecekleri söylenmiş ancak fabrikaya gelen işçiler kapıdan içeri girememiş.

“Memur Gıda donmuş gıda işi yaptığı için emekçileri ürün olmadığı sürece ‘Elimde mal yok, yeni ürün gelinceye kadar gidin’ diyor. Eksik çalışmanın süregeldiği bir fabrika düzeni var. Emekçilerin sigorta primleri ve maaşları bu sebeple hep eksik yatıyor. ‘Bıktım ben artık eksik çalışmaktan tazminatımı verin, ben gidip başka işe gireceğim’ diyen emekçiye ise istifanı yaz git diyerek tazminat almasına engel olmak istiyorlar. Son çıkardıkları süresiz ücretsiz izinde ‘1 Mart 2024’te tekrar işe gelin’ diyorlar ama işçiler özel halk otobüsüne binip gittikleri fabrikanın kapısını kapalı halde buluyorlar.”

Yaklaşık bir aydır direnen işçiler seslerini duyurdu, taleplerini kabul ettirdi. Bunu bir "zafer" olarak adlandıran Dilek Yüksel, "Arabuluculuk sürecinde yaratılan kamuoyu baskısının da etkisiyle Memur Gıda emekçisi kıdem tazminatları ve yıllık izinlerini aldı. Zafer, direnen emekçi kadınların oldu” diyor.