Fındık tekeline Rekabet Kurumu kalkanı: Ferrero'yu araştırmaya gerek yokmuş...

Rekabet Kurumu, Türkiye’nin fındık tekeli haline gelen İtalyan firma Ferrero’ya ilişkin yapılan itirazı ‘tekel olmadığı’ gerekçesiyle dikkate almadı. Oysa Türkiye’de fındık piyasasını uzun süredir bu İtalyan firma belirliyor.

Haber Merkezi

CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in İtalyan firma Ferrero’nun “Türkiye’nin fındık pazarında tekel oluşturarak haksız rekabete yol açtığı” şeklindeki şikayetine Rekabet Kurumu’ndan yanıt geldi.

Kurumun yanıtını “şaka gibi” diyerek değerlendiren Adıgüzel, “Rekabet Kurumu’na göre Ferrero fındık pazarında hâkim güç değilmiş. Fındığı üreten ve piyasanın içinde olan herkesin bildiği bir gerçeği ülkemizin Rekabet Kurumu tespit edememiştir” dedi.

Raporda İtalyan firmanın Türkiye fındık ihracatının %30’una hakim olduğu ve bunun tekel oluşturmak için yeterli olmadığı belirtilirken, bu rakama şirketin Türkiye'de partner olarak kullanıp üzerinden alım yaptığı taşeronların dahil edilmediğini, gerçek oranın yüzde 50’ler civarında olduğu ifade edildi. 

"Ferraro'nun piyasaya hâkim bir durumu olmadığı için, kötüye kullanım (yani piyasayı kendine göre şekillendirip avantaj sağlayan müdahaleler yapıp yapmadığına) dair analize gerek duyulmadığı” ifadelerinin yer aldığı rapora “yuh artık” diyerek tepki gösteren Adıgüzel, raporun şirkete verilen “temiz kağıdı” olduğuna dikkat çekti.

Ferrero’nun gerçek hikayesi

soL Genel Yayın Yönetmeni Orhan Gökdemir, şirketin Türkiye’de fındık piyasasını nasıl kontrol altına aldığını köşe yazısında dile getirmiş, şu ifadeleri kullanmıştı:

Türkiye’nin fındık ihracatında İtalya 522 milyon Dolar ile ilk sırada yer alıyor. Fransa (220 milyon Dolar) ve Almanya (200 milyon Dolar) ile ikinci ve üçüncü sırada. Türkiye’nin fındık ihracatı yaptığı ilk 3 ülkenin bu ürün grubundaki toplam ihracatı içindeki payı yüzde 58. İlk 6 ülkenin payı yüzde 77. Yani birkaç ülkeye satıyoruz fındığı. Onlar bizden aldığı fındığı işliyor, mamul madde olarak satıyor. Bizim elde ettiğimizin birkaç katını elde ediyor. Tekel olduğumuz alanda biz zarar ediyoruz, oligopol oluşturan alıcılar kâr ediyor. 

Şöyle anlatalım bu acayip denklemin nasıl kurulduğunu…

Oltan Fındık adlı bir şirket 80’li yıllardan beri en büyük fındık alıcısıydı. FİSKOBİRLİK’ten sonra tabii. Bu şirket 2014’te İtalyan Ferrero şirketine satıldı. Böylece İtalyanlar fındık piyasasının en önemli aktörü haline geldi. O sırada iktidar çevreleri fındık satış kooperatifi olan FİSKOBİRLİK’in altını oydular, dağıttılar. İç piyasada fındığın yüzde 40-50’sini alıp işleyen ve ihracat yapan yabancı ortaklı bu şirket tekelci gücü nedeniyle piyasa fiyatlarını belirler hale geldi. Yani devletin açıkladığı fındık fiyatı, Ferrero’nun eline tutuşturduğu rakam aslında. 

Kaldı ki Oltan Fındık toplam satışının yüzde 70'ini Ferrero'ya yapıyordu zaten. Ferrero dünyanın çikolata devi. Nutella, Kinder Surprise, Ferrero Rocher markaları şirkete ait. Türkiye’de 6’sı fındık fabrikası olmak üzere toplam 7 üretim tesisi bulunuyor. Yani Türkiye’nin bütün fındığı Ferrero tekelinin eline bakıyor.

İkinci sıradaki en büyük ihracatçı şirket ise Singapur merkezli Olam Gıda. O da birkaç yıl önce Pro Gıda'yı satın almıştı. Fındık ihracatında üçüncü sırada ise fındık politikalarında her dönem etkin olan AKP’li Cüneyd Zapsu'nun şirketi Balsu Gıda var. Zapsu, bir dönem Nutella'nın da temsilciliğini yapmıştı. Bunların dışındaki küçük yerli şirketler hızla irtifa kaybediyor, çünkü bu uluslararası tekellerle rekabet şansları yok.