Dayanışma Meclisi tartışıyor: ABD seçimlerinin ardından

soL TV'nin 'Dayanışma Meclisi Tartışıyor' programında tüm yönleriyle ABD seçimleri tartışıldı.

Haber Merkezi

Dayanışma Meclisi üyeleri soL TV’de “Dayanışma Meclisi Tartışıyor” isimli programda cuma akşamları izleyicilerle buluşuyor. 

Gazeteci Ceyda Karan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen ilk programda Eski Diplomat Engin Solakoğlu, Prof. Dr. Mustafa Türkeş ve Prof. Dr. Erhan Nalçacı, ABD seçimlerinin sonuçlarını, dünyaya ve Türkiye’ye yansımalarını değerlendirdi.

ABD seçimlerinin gerçekleştiği atmosferden bahsederek programın açılışını yapan Karan, Trump’ın konumu hesaba katılarak içinde bulunulan durum için liberal demokrasinin zaferi denilebilir mi diye sordu ve ilk sözü Mustafa Türkeş’e verdi.

Türkeş soğuk savaş sonrası yaratılan algıda örnek sistem olarak gösterilen sistemin aslında ne kadar çürümüş olduğunu söyledi ve seçim sonuçlarını toplamda sadece 4 eyaletin belirlemesindeki adaletsizliğe vurgu yaptı. Seçimin bu kadar önemsenmesinin nedenlerinden birinin adaylara ilişkin olduğunu söyleyen Türkeş, kapitalist sistemin içinde Biden’ın liberal demokrasinin sağ kanadını, Trump’ın ise faşizmi temsil ettiğini belirtti.

İkinci olarak Engin Solakoğlu’na söz veren Karan, Trump’a karşı referanduma dönen seçimlerin karmaşık yapısının ardındaki nedenleri sordu.

Solakoğlu, ABD’nin tarihinde görülmemiş bir katılımla gerçekleşen seçimlerdeki sınıfsallığa vurgu yaptı. Trump’ın esas oy aldığı kesimin ABD ekonomisinin dönüşümünden dolayı sistemin dışına itilmiş beyaz işçiler ve işsizler olduğunu söyleyen Solakoğlu, bu kesimin Trump gibi sistemi farklı bir yönde çözmeye çalışan bir adama oy verdiklerini düşündüğünü ifade etti. Biden’ın ise klasik anlamda sağcı bir demokrat olduğunu söyleyen Solakoğlu, bu seçimde demokrat partinin sol kanadının da sesini yine Trump sayesinde yükselttiğini belirtti.

Karan üçüncü olarak sözü Erhan Nalçacı’ya verdi. Nalçacı, ABD seçimlerinin bir hile olduğuna, ABD’de tekelci sermayenin diktatörlüğü olduğuna, tekellerin kimi yöneteceğine zaten önceden karar verdiğine ve seçimlerin bir oyalamacadan başka bir şey olmadığına vurgu yaparak sözlerine başladı. Seçim sonucunun tekellerin ihtiyaçlarına göre şekillendiğini söyleyen Nalçacı, temel stratejinin başkanlar tarafından belirlenmediğini, başkanların sadece bir vitrin olarak görev yaptığını ifade etti. 

Biden’ın ABD’nin kirli devleti içinde işlediği tüm suçlara dahil olmuş biri olduğunu söyleyen Nalçacı, “Biden SSCB’nin çözülüşünden, Libya’nın vahşice bombalasına, Yugoslavya’nın parçalanmasından, Suriye’nin işgal edilmesine kadar her yerde parmağı olan bir suçlu ve ABD tekelleri bu dönem böyle bir adama ihtiyaç duyuyor, bu tüm dünyadaki emekçi sınıflar için tehdittir” dedi.

Programın devamında ABD hegemonyasının gidişatı, önümüzdeki dönemde Çin ve Rusya ile ilişkileri, Biden'ın seçilmesinin dünya ve Türkiye'ye etkilerinin ne olacağı detaylı bir şekilde ele alındı.

Program aşağıdaki bağlantıdan izlenebilir: