Bir taşla iki kuş: Cihatçılar beslenecek, yandaşlar kazanacak

Resmi Gazete'de bugün yayınlanan bazı gıda ürünlerinin ithalatında gümrük vergisini sıfırlayan kararın arkasında hem politik, hem de 'nakit' hesaplar yatıyor.

Volkan Algan

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında makarnalık durum buğday, adi buğday, kızıl buğday, mahlut, beyaz arpa, matlık arpa ve mısır ithalatında uygulanan gümrük vergisinin 31 Aralık'a kadar sıfırlandığına dair Cumhurbaşkanı kararı yayınlandı.

Aynı saatlerde Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere ihtiyaç sahibi ülkelere 110 bin ton un ve bakliyat yardımı yapacağı duyuruldu. Tedarik için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü görevlendirildi.

İki haberin neredeyse aynı saatlerde duyurulması tabii bu adımların birbiriyle ilişkili olduğu yorumlarına neden oldu. 

'Hem kirli politikaya devam etmek, hem yandaşları doyurmak için'

İktidarın bu adımının üreticiye, çiftçiye nasıl bir etkisi olacağını ve iktidarın bu adımla neyi amaçladığını Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Nevzat Evrim Önal’a sorduk.

Önal’a göre iktidar gıda hammaddesi ithalatını bir alışkanlık haline getirmiş durumda. İktidarın bu anlayışının yerli üreticiye ve tüketiciye büyük zararı olduğunu belirten Önal’a göre mevut durumsa daha karışık ve işin içinde politik başka hesaplar da var. Önal’ın değerlendirmeleri şöyle:

“AKP iktidarı, tahıl başta olmak üzere gıda hammaddesi ithalatını bir alışkanlık haline getirmiş durumda. Türkiye, tarihinde ilk kez tarımsal ürünlerin dış ticaretinde AKP ile birlikte açık vermeye başladı ve bunda "paramız var ki ithal ediyoruz" zihniyeti çok etkili oldu. Her ithalat, yerli üretime zarar verir. Üretim olanaklarını geliştirmeden ithalatla tüketimi genişletirseniz, mevcut üretim olanaklarına da zarar verirsiniz. Nitekim Türkiye'de son on beş yılda bu oldu. Tarım üreticileri tahıl üretiminden kaçıyor, tarım arazileri bu vasfını yitirecek biçimde tarım dışı amaçlarla kullanılıyor ve Türkiye ne zaman bir ihtiyaç eksiği olsa bunu ithalatla kapatıyor.

Mevcut durum ise daha karmaşık. Görünüşe göre AKP'nin Suriye'de çıkmaza girmiş siyasetinin bir sonucuyla karşı karşıyayız. Suriye'de AKP’nin desteklediği cihatçılar başarısız oldu ve Türkiye'nin himayesinde İdlib'e sıkışmış durumdalar, kendilerini besleme becerileri dahi yok. Öte yandan Türkiye yalnızca kendi yerli ürününün kullanarak buraya yardım yapmaya kalksa üretimi kendisine yeterli olmadığı için fiyat artışları yaşanacak, huzursuzluk çıkacak. Bu yüzden bir yanda ithalatta gümrük vergisi sıfırlanıyor, diğer yanda hibe kararı alınıp görev TMO ve AFAD'a veriliyor. Böylelikle devlet ihalelerinden zenginleşen yandaş patronlar dünyanın neresinden olursa (görünüşe göre Ukrayna) ucuza buldukları buğdayı toplayacak, vergi ödemeden ülkeye getirecek, sonra da şeriatçıların karnını doyursun diye devlete satıp kâr elde edecek. Özetle bir yanda halkın vergileri bataklığa saplanmış bir politikayı sürdürmek için harcanıyor, diğer yanda bu yapılırken dahi yandaş tüccarlar zengin edilmeye devam ediliyor.”

Çiftçiler ne diyor?

İktidarın ithalat vergilerini sıfırlama kararına çiftçiler tepkili. Sürekli maliyet kalemlerinin pahalanmasından şikayetçi olan çiftçiler, ürünlerinin hakettiği değerden alınmamasından dertli. Diğer taraftan hükümetin neden ülke içindeki üreticileri kollamak yerine, ithalatçıları koruduğunu merak ediyorlar.

Engin Kuş - Erzurum

Şu an gümrük vergisini sıfırladıysa hükümet, bunun bizi zarara getirmekten başka manası yok. Çiftçinin elinde ne var, ne sattı, ne kaldı? Hükümet bunu bilmiyor ki? Çiftçi şu an kan ağlıyor. Biz kan ağlarken vergiyi sıfırlayıp dışardan bakliyat alıyorlarsa açıklamadıkları bir iflas yaşıyorlardır bence. Her gün görünen sıkıntıları yaşıyoruz biz. Ne sorun varsa apaçık ortada. Biz ürünü tarlada satamıyorken, vergi sıfırlanacağına, 50 kuruş kilo başına bakliyata artış yapsalar biz de rahat ederiz. Daha çok üretiriz. Mazot fiyatları düşse üretimde elimiz rahatlar. Ama bugün yerli ve milli diye konuşanlar mısırı, arpayı, buğdayı dışardan alıyor. Bu açıkça çiftçiyi bitirme, tarımı bitirme adımı. Bizi bitirdiler, bitiyoruz. Gidip yurt dışındaki elin çiftçisini zengin edeceklerine bize sahip çıksınlar. 

Memlekette iki tür çiftçi var. Ya elinde kalıyor satamıyor. Ya da yok pahasına zararına satıyor. Elli kalem taşerondan geçiyor mallar. Tarlada olan şey en ucuzken sofraya gelene kadar yüzlerce zam geliyor. Orada da kendi yandaşlarını zenginleştiriyorlar. Yurt dışından vergisiz ürün getireceklerine aradaki taşeronları kaldırsınlar aracıları kaldırsınlar.

Bu sene elimizdeki malları satamadık ya da zararına sattık. Mazot fiyatı, gübre fiyatı bu halde iken tarlaya ürün eken ahmaktır diye bakıyoruz. Herkes kademeli olarak bırakıyor zaten artık tarımı. Üç kuruş paraya dışarda çalışmaya gidiyor. Ürettiğini marketten alsa daha ucuza denk geliyor. O kadar yerli milli diye siyaset yapanlar yerliye milliye sahip çıksa yeter. Bence hükümet kan kaybettikçe daha saçma daha kötü kararlar alıyor. 

Taner Çöllü - Kırşehir

Çiftçinin durumu özelikle girdi fiyatlarından dolayı oldukça zorda. Örneğin 2019 yılında tonu 2100 civarı olan gübre fiyatı iki hafta öncesine kadar 2875 lira idi. Bu durum çiftçiliğin sürdürülebilirliğini imkansız hale getiriyor. Aynı şekilde akaryakıt, tohum ve tarımsal ekipmanda da benzer artışlar söz konusu. Kırşehir için söylüyorum kamu-özel farketmeksizin çiftçilerin ezici çoğunluğu bankalara borçlu ve bu şekilde tarlalarını ekebiliyor.

Şimdi dünya hububat borsasının fiyatlarına baktım ortalama fiyatı 200 dolar gümrüksüz gelse yine 1600 lira eder tonu ben 1300’e sattım Ağustos’ta yani bunlar günü kurtarmak için yapıyor ithalatı

İrfan Avşar - Ardahan

Buradaki çiftçiler bu kötü şartlardan dolayı neredeyse çiftçiliği bırakma noktasına geldi, adam tarlasını ekecek mazot alamıyor, ithal bakliyat yapacağına mazotu ucuzlatsın. Şimdi ise hayvan başı vergi çıkartmışlar, otun samanın fiyatı malum. Çiftçi ürünlerini satacak yer bulamıyor, çiftçi ürünlerini satmak istediği zaman çok ucuza satıyor, almak istediği zaman da pahalıya alıyor.

Adam tarla ekmek istiyor ama hesaplıyor arpa, mazot, gübre, yulaf, buğday, fiğ fiyatları şu an uçmuş durumda. Hazır almak istese daha avantajlı. Ben bu sene topu topu 50 dönüm yer ektim ve mazot, gübre, yulaf, arpa,  fiğ ektim 27. 000 tl masraf ettim. Sağ olsun baştakiler bu işi bile bitirdiler. Büyüksen paran varsa kazanırsın ama orta veya küçük üreticiysen bitersin.

Faruk Şimşekoğlu - Karaman

Çiftçi bu yıl elindeki ürünü satmakta problem yaşamadı ancak asıl problem satışta TMO’nun açıkladığı fiyatlardaydı. Çiftçi bazı ürünleri üretmekte zorlanıyor. TMO fiyat açıklarken en alt sınırdan fiyat açıklıyorlar. Fiyatlar piyasada yükselecekse ithal ile ürünün para etmesini engelliyorlar. Çiftçi ise bu döngüde emeğinin karşılığını alamadığı gibi üretim yapmaktan da uzaklaşıyor.