'Batı burjuvazilerini tedirgin eden adımlar Çin sermayesinin iktidar arayışına karşı atılmıştır. Sonuç tarihsel önem taşımaktadır. Kim kazanacak? Şimdilik ÇKP ağır basıyor. Sonrası?'

Çin’de sermaye ve iktidar mücadelesi

Çin nereye gidiyor? Batı burjuvazisi endişelidir.

Endişeler, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP’nin) sola yöneldiğine ilişkin kimi gelişmelerden kaynaklanıyor. Çin kapitalizmini simgeleyen dev şirketleri frenleme önlemleri dikkat çekiyor.

Geçen hafta bu konuyu, ÇKP’nin Ağustos 2021 tarihli bir belgesini inceleyerek tartışmaya başladım (Sol Haber, 1 Ekim 2021.) Bugün bazı somut olguları gözden geçirmek, değerlendirmek istiyorum.

Şirketlere Çağrı: “ÇKP’yi destekleyin…”

Trump’ın  Çin’e karşı soğuk savaş  söylemini yükselttiği günlerde ÇKP, özel sektörden “stratejik ulusal hedeflere ulaşmak için destek” talep eden bir belge yayımladı. Belgede, özel şirketlerde “Parti inşası”nın hızlandırılması, Parti Komiteleri”nin personel atamaları gibi konularda da öne çıkması yer aldı.

Ertesi gün özel şirket temsilcilerinin de katıldığı bir Birleşik Cephe Konferansı, ÇKP Genel Sekreteri Şi Jinping’in bir konuşması ile açıldı. Konuşmadaki bir vurgulama dikkat çekicidir: “Kamu-dışı [özel] sektörün, Çin’e özgü sosyalizmin geliştirilmesinde  kritik rolü var. Müteşebbislerin ÇKP’yi dikkatle izlemeleri, Parti’ye ayak uydurmaları önemlidir. Birleşik Cephe çalışmalarının özel sektörü bu doğrultuda eğitmesi, yönlendirmesi gerekiyor.” (South China Morning Post 17 Eylül 2020).

Ertesi yıl yayımlanan bir ÇKP belgesi de, “özel sektör içinde kritik dönemlerde güvenilebilecek çekirdek bir liderler grubu oluşturulmasını” hedeflemekteymiş.

Dev şirket patronların bir bölümü ÇKP’nin bu çağrı ve uyarılarını “ortak refah” programlarına katkılarla desteklemiş. Tencent, Xiaomi, Meituan, TikTok patronlarının adları ve katkıları haberleştiriliyor. (War on the Rocks, 26 Ağustos 2021).

“Jack Ma’nın korkunç haftası” ve sonrası…

“Jack Ma’nın korkunç haftası” ifadesi BBC News’ta yer alıyor (8 Aralık 2020).  Öğreniyoruz ki bilişim alanındaki dev Alibaba şirketinin patronu ÇKP çağrısını umursamamış; Şanghay’daki bir konferansta Çin hükümetini teknoloji ve finans sektörlerinde yenilikleri kösteklediği için eleştirmiş; devlet bankalarını de rehincilere (“pawn shops”a) benzetmiş.

Bir ay sonra Alibaba’nın türevlerinden Ant Grubu, Şanghay ve Hong Kong borsalarında nominal değeri 34,4 milyar dolara ulaşan hisse senedini satışa sunmayı kararlaştırıyor. Ön-talepler hasılatın fazlasıyla aşılacağını gösteriyor.

Ne var ki, bu işlem finansal denetleme kurumlarının müdahalesi ile engelleniyor. Jack Ma’nın kişisel varlığında milyarlarca dolara ulaşacak artış da önlenmiş oluyor. Engelleme gerekçesi, Ant Grubu’nun yeterince   saydam olmadığı ve yasal finansal koşulları uygulamadığıdır.

Ant, Alibaba’nın perakende ödeme platformudur ve Çin’de her ay ortalama 730 milyon kişinin kullandığı Alipay’i içermekte; işlem hacminde kredi kartlarını, hatta nakit kullanımını aşmaktadır. Faaliyetlerini, sigortacılık, yatırım danışmanlığı, tüketici kredisi alanlarına da taşımış. Bankalarla işbirliği içinde, ancak bankacılığın (rezerv sorumluluğu gibi) kurallarını uygulamayan finansal faaliyetler…

Jack Ma’nın sorunları bu kadarla kalmıyor. Birkaç ay sonra, Devlet Piyasa Denetimi Kurulu Alibaba’ya piyasadaki gücünü tekelci doğrultuda kullandığı için 2,75 milyar dolar tutarında ceza kesiyor.

Dahası da var: Denetçi kurullar Alibaba, Alipay ve Ant Grupları’nın  çeşitli ve iç içe giren faaliyetlerinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırıyor. Şirket yönetimleri kapsamlı bir yapılandırma için denetçilerle işbirliğine giriyor. (BBC News, 11, 13 Nisan 2021).

Jack Ma’nın 2015’te kurduğu Lakeside / Hupan Üniversitesi de (bu kez Eğitim Bakanlığı’nın) denetimine takılıyor. Bakanlık, bu kuruluşun “diploma verme yetkisi sağlayacak akademik nitelikler taşımadığını” belirleyerek, adında yer akan “Üniversite” unvanını iptal ediyor (Asia Times, 18 Mayıs 2021).

Diğer patronlar, şirketler, sektörler

ÇKP’nin sermaye çevrelerine dönük, “Parti’yi destekleyin” çağrısını izleyen “hizaya getirme” hamleleri Jack Ma ve Alibaba ile sınırlı kalmadı.

BBC’den öğreniyoruz ki, bilişim teknolojisi alanında öne çıkan (Tencent, Baidu, Softbank ve Byte Dance dahil) 12 şirkete daha para cezası kesilmiştir. Tekel-karşıtı kuralları çiğnedikleri için…  Denetçiler, teknoloji alanında yer alan 34 şirket yöneticisini, kurallara uymaları hususunda ayrı ayrı uyarmış

Bilgisayar-internet oyunlarını pazarlayan şirketlere de kötü bir haber: 14 yaşın altındaki çocuklara günde 40 dakika; 18 altındaki gençlere ise sadece hafta sonları için üç saatlik sınırlamalar getiriliyor (BBC News, 20 Eylül 2021).   

Şirketlerin, patronların, sektörlerin giderek çeşitlendiğini gözlüyoruz. Günde 20 milyon kişiyi taşıyan (Über düzenlemesinin bir benzeri olan) “araç kiralama” şirketi Didi, New York borsasına açıldı; ardından Çin’deki faaliyetlerine sınırlamalar getirildi. Müşterilerin kişisel bilgilerinin kullanımı nedeniyle (BBC News, 5 Temmuz 2021)...

Üniversite giriş sınavlarına hazırlık alanında sivrilmiş, kâr amaçlı özel dershaneler tümüyle yasaklandı. Genç kuşakta “ortak refah” arayışına aykırı eşitsizliklerin kaynağı olduğu gerekçesiyle…  Eğitim alanında önde gelen New Oriental şirketinin New York borsasındaki hisselerinin %61 oranında değer yitirdiği; milyarder patronu Yu Minhong’un “uyum göstereceğiz” dediği haberleştiriliyor (Asia Times, 27 Temmuz 2021).

Toplam yükümlülükleri 430 milyar dolara ulaşan dev gayrimenkul yatırım şirketi Evergrande iflas sınırındadır. 2008’de Batı  krizini derinleştiren Lehman’ın iflasını andıran bir risk gündemde mi? ÇKP’nin yarı-resmî İngilizce gazetesi, “iflas ederse etsin…” diyor: “Konutlar insanların yaşaması içindir; spekülasyon değil… Evergrande da iflas etmeyecek kadar büyük değildir. Hükümet tarafından da kurtarılmayacaktır” (Global Times, 23 Eylül 2021).

Bir gözlemciye göre Evergrande’ın iflasa sürüklenmesi, Çin hükümetinin gayrimenkul alanındaki kredi şişkinliğini sınırlaması nedeniyle gerçekleşmiştir. Şirketin kurtarılmayacağı kararı spekülatif balonu söndürecek; “ortak refah” hedefi açısından da olumlu sonuçlar verecektir (David Goldman, Asia Times, 24 Eylül 2021).

Temel hesaplaşma: İktidar sorunu

Çin kapitalizmi, tehdit altında mı?  Batı’da tedirginliklere yol açan bu soruyu  Başbakan yardımcısı Liu He yanıtlıyor: “Özel sektörü destekleme politikası değişmemiştir; değişmeyecektir.” (Global Times, 6 Eylül 2021). O zaman sormak gerekiyor: ÇKP’nin Çin kapitalistlerine karşı sertleşen tutumu nereden kaynaklanıyor?

Yanıtı galiba ÇKP’nin yarı-resmî bir yayın organının editörü Hu Şijin veriyor:  “Çin’e özgü sosyalizm  Batı’dan farklıdır. Sermaye Çin’e hâkim olamaz; siyaseti etkileyemez; toplumsal yönetimi, ideoloji ve değer sistemlerini biçimlendiremez. Buna karşılık ulusal ekonomiyi, halkın refahın geliştirici bir rol oynamalıdır.” (Global Times, 3 Ağustos 2021).

Hu, fark etmiştir ki sermaye, doğası gereği, iktidarı fethetme önceliği izlemektedir. “Çin’e özgü sosyalizm”de ise  iktidar,  halkı temsil ettiği kabul edilen ÇKP tekelinde kalmalıdır.

Alibaba patronu Jack Ma tarafından kurulan Hupan Üniversitesi’nin “üniversite”  unvanının  Eğitim Bakanlığı tarafından iptal edildiğini yukarıda  aktardım. Hupan Mütevelli Heyeti’nde Lenovo, Fosun gibi dev şirket patronlarının yer aldığını; “öğrenci kabul” koşullarının çok seçkin iş çevreleri ile sınırlı olduğunu da öğreniyoruz.

Dahası da var: Aynı kaynak aktarıyor ki Jack Ma, “Hupan’ı 30 yılda 3000 müteşebbis yetiştirme” beklentisi ile kurmuş. Bu beklentiyi “deşifre edelim”: 30 yıl sonra Çin kapitalizmini, hatta mümkünse Çin devletini yönetecek kadroların yetiştirilmesi…

Anlaşılıyor ki ÇKP yönetimi de benzer bir tespit yapmıştır. Batı burjuvazilerini tedirgin eden adımlar da Çin sermayesinin iktidar arayışına karşı atılmıştır.

Sonuç tarihsel önem taşımaktadır. Kim kazanacak? Şimdilik ÇKP ağır basıyor. Sonrası???