Sağlık Bakanlığı ne yaptığının farkında mı? Risk grubundaki sağlık emekçileri çalışmaya devam ediyor

Cumhurbaşkanlığı genelgesinde belirtilen 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlara yönelik sokağa çıkma yasağının uygulanmadığı sağlık emekçileri, hayati tehlike altında çalıştırılıyor. SES Genel Başkanı Gönül Erden, sağlık emekçilerinin yaşadığı sıkıntıları soL'a anlattı.

Ali Ufuk Arikan

Türkiye’nin hekim ve hemşire sayısı salgınla mücadelede büyük sorunlar yaşayan birçok Avrupa ülkesinin de gerisindeyken, bu tablo salgınla mücadelede sağlıkçıların daha uzun saatler görev yapmasına neden oluyor. Üstelik bunun yanında salgınla mücadelede en riskli grup olduğu genelgelerle ilan edilen 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan sağlıkçılar da hayatları riske atılarak çalıştırılmaya devam ediyor.

Salgının giderek yaygınlaşması ve vaka sayısının artması sağlık emekçilerinin üzerindeki yükü her geçen gün arttırırken, Bakanlığın açıkladığı “atama müjdesi” de boş çıktı. Yapılan 32 bin kişilik atamanın 14 bininin temizlik, 18 bininin sağlıkçı ataması olduğunu, bunun kesinlikle yetersiz bir sayı olduğuna vurgu yapan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, çok daha büyük bir ihtiyaç olduğunu, en azından OECD ortalamasına bir an önce çıkılması gerektiğini dile getirdi.

80 saate varan mesailer yapılıyor

Sağlık emekçileri cephesinde yaşanan sıkıntılara ve atama konusunda yaşanan sorunlara ilişkin soL’a değerlendirmede bulunan Erden, sağlık emekçisi saysındaki yetersizliğin yeni bir sorun olmadığını, bunu uzun süredir dile getirdiklerini ifade etti.

Sağlık emekçilerinin haftada 40 saat çalışması gerekirken 80 saate kadar varan mesailer yaptığına dikkat çeken Erden, bu tablonun içinde bulunulan salgın koşullarında giderek ağırlaştığına işaret etti.

Risk grubundaki sağlıkçılar çalıştırılıyor

Salgın döneminde edinilen deneyimlere, İtalya’da, İspanya’da ve Fransa’da yaşananlara, buralardaki sağlıkçı kayıplarına değinen Erden, “Salgın koşullarında uzun süre, dinlenmeden ve yetersiz korunma önlemleriyle çalışmanın telafisi mümkün olmayan sonuçları olduğunu görmemize rağmen içinde bulunulan tablo hayret verici” dedi.

Bu koşulların Türkiye’de de sağlanmadığına vurgu yapan Erden, çok daha tehlikeli bir konuya dikkat çekerek, risk grubundaki sağlık emekçilerinin salgına rağmen çalıştırılmaya devam ettiğini dile getirdi.

Erden, “Salgın sonrası çıkarılan genelgede açıkça belirtilmesine rağmen 65 yaş üstünde olan ve kronik rahatsızlığı bulunan sağlık emekçileri çalıştırılıyor. Bu konuda cumhurbaşkanlığı genelgesi çıkarılmasına rağmen sağlıkçıların hayatı açıkça riske atılıyor” dedi.

Bunun nedeninin yetersiz sağlık çalışanı olması olduğuna işaret eden Erden, bu sorunun çözümünün oldukça basit olduğunu dile getirdi.

Binlerce sağlık emekçisi atama bekliyor

Binlerce sağlık emekçisinin hukuksuz KHK’lerle ihraç edildiğini belirten Erden, “Bu konuda OHAL komisyonuna yapılan başvurular var, bir an önce bu başvurular işleme alınıp sağlık emekçilerinin göreve dönmesi sağlanmalı. Bunun da dışında binlerce sağlık emekçisi atamasının yapılması için güvenlik soruşturmasının sonuçlanmasını bekliyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen bu hukuksuz uygulama sürüyor. Bunun da ötesinde atama bekleyen binlerce sağlık emekçisi var, bu atamalar bir an önce yapılarak söz konusu açık kapatılabilir” dedi.

Bu atamalar yapıldığında sağlık emekçileri üzerindeki yükün de ortadan kalkacağına, salgınla mücadele konusunda daha büyük bir güçle hareket edileceğine işaret eden Erden, bu sayede salgınla mücadele eden sağlık emekçilerinin üzerindeki yükün de ortadan kalkacağına, daha sağlıklı bir planlama yapılabileceğine dikkat çekti.

Salgın günlerinde güvencesiz atama

Önümüzdeki günlede salgın tablosunun daha da ağırlaşmasının beklendiğini, sahra hastaneleri kurulmasının gündeme geldiğini dile getiren Erden, şöyle konuştu:

Bu süreçte artan vakalarla başa çıkmanın tek yolu bir an önce atama yapılmasıdır. Üstelik şu ana kadar söz edilen 32 bin atama sözleşmeli olarak yapıldı. Bunu da kabul etmiyoruz. Bir an önce kadrolu ve güvenceli sağlıkçı atamaları başlamalı, arkadaşlarımız hızlı bir eğitimin ardından sahada göreve başlamalıdır.

Şu an öyle bir tablo var ki, hamile arkadaşlarımızın doğumdan sonraki 8. Haftadan sonra işe başlamaları isteniyor, aksi halde ücretsiz izin kullanabileceği belirtiliyor. Bu kabul edilemez. Arkadaşlarımıza çocuğunun sağlığı ve işi arasında tercih yapması dayatması yapılıyor. Ücretli izin hakkının bir an önce sağlanması gerekiyor.

Mutlaka 5 günde bir test yapılmalı

Her gün vakalarla temas etmek durumunda olan, yüksek risk altındaki sağlık emekçilerine hala yeterli düzeyde test de yapılmıyor. Bir an önce bu konuda da düzenleme yapılmalı, 5 günde bir sağlıkçılar mutlaka testten geçirilmeli. Bu olmadığında hem sağlıkçıların hem çalışma arkadaşlarının hem de hastaların sağlığı tehlikeye atılıyor.

Sağlıkçılardan yemek için para alınıyor

Salgınla mücadelede görev yapan sağlık emekçilerinin konaklama sorunun da tam olarak çözülmediğini söylemek gerekiyor. Bu konuda hızlıca çözüm için adım atılmalı. Öte yandan sağlanan konaklama yerlerinde ise yemek için sağlık emekçilerinden ek ücret talep ediliyor. Bu devletin sorumluluğunda. Salgınla mücadele eden sağlık emekçilerine yemek bile sağlanamaması olacak iş değil.