Greve hazırlanan Lezita işçileri anlattı: Patron fabrika fabrika işçi arıyor, promosyonla tehdit ediyor

Öz Gıda-İş sendikasıyla iş bırakmaya hazırlanan Abalıoğlu Lezita işçileri, şirket yönetiminin greve günler kala başvurduğu ayak oyunlarını anlattı.

EMRE ALIM

Toplu sözleşme hakları hukuksuzca engellenen Abalıoğlu Lezita işçileri 7 Mart'ta greve çıkacak. Öz Gıda-İş sendikasıyla masaya oturmayı reddeden işveren, greve günler kala işçiler üzerindeki baskıyı artırdı. 

İzmir Kemalpaşa'daki fabrikada onlarca işçiyi işten çıkarıp Hindistan'dan işçi getiren Abalıoğlu Lezita patronu daha önce dikenli tel çektiği direniş alanına bu kez çok sayıda TIR dorsesi park etti. Patron öncesinde fabrikaya barikat da yığmıştı.

soL'a konuşan sendika yetkilileri, "Akıllarınca grev günü bize ve araçlarımıza yer bırakmamaya çalışıyorlar ama nafile. İşçilerle birlikte orada olacağız! Kamuoyunun Lezita grevini görmesine engel olamayacaklar" ifadelerini kullandı.

'Hasta olunca rapor kullandırmayanlar ne ara fazla mesaimizi düşünür oldu?'

Grev kırıcılık için yurt dışından getirilen işçilerin açığa çıkmasının Abalıoğlu Lezita yönetiminde paniğe neden olduğu belirtiliyor. 

Şirketten işçilere gönderilen toplu mesajda göçmen işçi çalıştırıldığı kabul edildi ama "fazla mesaiyi engellemek" adına bu uygulamaya gidildiği savunuldu. soL'a konuşan Lezita işçisi İsmet*, işverenin açıklamasının inandırıcı olmadığını belirterek "Yıllarca fazla mesailerden bıktık dedik, bu işi çözün dedik hatta mesaiye kalmayıp eylem yaptık. İzin vermediler eleman yok diye. Hasta olduk rapor aldırmadılar. Ne oldu da şimdi akıllarına geldi işçinin fazla mesaini düşünür oldular? Grev kırmak için yapıyorlar. Grevden çok korkuyorlar. Müdür bölüm bölüm gezip işçilere yalvarıyor, tir tir titriyor karşımızda" dedi.

İşveren gönderdiği mesajda işçilerin greve katılmayacağını iddia etti. Patronun açıklamalarıyla uygulamalarının birbiriyle çeliştiğini söyleyen İsmet, "Her gün İŞKUR önünde onlarca insan işe girmek umuduyla bekliyor. Ne demek yerel kaynaklar yetmiyormuş. Bizi yıllarca garibanız diye ezdiler. Sendika geldi uyandık, bilinçlendik. Şimdi Hindistan'dan garibanları getirip ezecekler akıllarınca. Bizim bildiğimiz grev sürecinde işçi almak yasak, bu grev kırıcılık olur. Greve kimse katılmayacak diyorlar, bu da yalan. Madem burada işçiler greve katılmayacak niye getirdiler Hindistan'dan işçiyi" sorusunu yöneltti.

'Önce emeğini sömürdüğün insanların vebalini öde'

Lezita işçisi Leyla ise henüz başlamayan grevin dahi yönetime korku saldığının altını çizerek, "İşçiler grevi desteklemiyormuş. Ya hepsi yalan. Daha grev başlamadı ki işçi grevi desteklemiyor diyorsun. İçerde destekçi yok diyorsan 7 Mart günü sabah görürsün. Kendi kendine asarsın tavukları. Madem destek yok neden bunca çaba" diye konuştu.

Fabrika yöneticilerinin işçileri grevden vazgeçirmek için dini de kullandığını aktaran Leyla, "Genel Müdür Mesut ne zaman sendikayla ilgili bir şey olsa bölüm bölüm gezmeye başlıyor. Bırak bu işleri Mesut, normal zamanda nerdesin? Müslümanım, inançlı insanım, tavukların vebalini almayın filan diye dolanıyor ortalıkta. Önce sen emeğini sömürdüğün insanların vebalini öde. Yanlış söyleyerek "kadir" azabı var diyor toplantılarda. Biz de yeni bir şey bulduk Mesut Azabı. Mesut Azabından bıktık greve çıkıyoruz, bitti" sözleriyle seslendi. 

Patron komşu fabrikalardan destek istiyor

Abalıoğlu Lezita yönetiminin grev kırıcılık için komşu fabrikalardan destek istediğini aktaran Murat, işverenin "Biz bir aileyiz" söyleminin samimi olmadığını söylüyor:

"Fabrikanın çevresini tır dorseleriyle kapattılar, her yere dikenli teller filan. Çevredeki bütün iş yerlerini arıyorlar, destek istiyorlar. O tavuk fabrikalarının hepsinde sendika var, hepsi bizim arkadaşımız. Hintliler yetmedi gelip onları mı çalıştıracaksınız? Ne bu korku, ne bu hırs, ne bu doymazlık? Yöneticiler, biz bilmiyor muyuz cebinizi nasıl doldurduğunuzu, fabrikayı nasıl soyduğunuzu? Tutturmuşlar bir Abalıoğlu ailesiyiz biz diye. İnsan olan ailesini soyar mı, yolsuzluk yapar mı? Biz bu fabrikayı yolsuzlardan kurtaracağız. Bu fabrika bizim. Hodri meydan! Çıkacağız greve, alacağız hakkımızı. Bu kadar basit."

Şirket yönetiminden işçilere gönderilen "greve çıkmayın" konulu mesajın "Yüce devletimiz" ifadeleriyle başlaması da tepki çekti. İşverenin "köşeye sıkıştığını" vurgulayan Murat, "Yüce Devletimiz diye mesaj atıyorsunuz. Yüce Devletimizde insan kalmadı mı? Bu Hindistan aşkı nerden geliyor bunu da merak ediyoruz" diye soruyor.

Grev şantajı ödenmeyen banka promosyonu oldu

Grev ile istediklerinin yalnızca hakları olduğunun altını çizen Sema, vaktinde yatırılmayan banka promosyonlarının da şantaj için kullanıldığını söylüyor:

"Bu zamana kadar işçiye zulmetmekten başka ne yaptın? Ne hakkını verdin. Maaşın zamanınızda yatırıyoruz diye övünüyorlar. Ne yapacaktın zamanında yatırmayıp? Greve çıkmayana geçen sene vermediği banka promosyonunu verecekmiş. O promosyon benim hakkım hakkım. Zaten vereceksin, seve seve vereceksin. Ayrıca greve çıkan her işçiye 100 bin lira vereceksin, zam vereceksin, ikramiye vereceksin, sosyal hakların tamamını vereceksin."

*Konuşan işçilerin adı kendi istekleriyle değiştirilmiştir.