Bir güncelleme

Venezuela’da yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre halkın ezici çoğunluğu devletçi uygulamalarda ısrar ediyor. İstihdamın devlet tarafından yaratılması, eğitim, sağlık ve diğer hizmetlerin devlet tarafından ücretsiz sağlanması gerektiğini düşünüyor. 16 yıllık sosyalizan uygulamaların ardından halkın muhayyilesine yeniden özelleştirmeci, piyasacı bir politika ihtimalini yerleştirmek imkansız gibi bir şey…

Öte yandan Chavez’den sonra görevi devralan Maduro yönetimine destek, yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre yüzde 10’a yakın bir düşüş yaşamış. Bu düşüşte ekonomik sorunların çözülmesi ve artan şiddetin sona erdirilmesi konusunda hükümetin yeterince becerikli davranmadığı yönünde bir kanaatin ortaya çıkmış olması etkili.

Yine de son aylarda iktidarla arasına mesafe koymuş görünen aynı kitle muhalefete yar olmuş değil. Olsa olsa kararsızların saflarını sıklaştırdıkları söylenebilir. Muhalefet şimdilik bu kesimler için bir çekim merkezi olmayı başaramıyor.

Hatırlarsanız Şubat ayında “Çıkış” adını verdikleri karşı devrimci bir isyan başlatmış, sokakları kasıp kavurmuşlardı. Bu sırada muhalefetin bir kanadı hükümetin uzlaşma çağrısını olumlu yanıtlamış, bu, gençleri sokağa döken sertlik yanlılarında büyük tepkiye neden olmuştu.

Muhalefetin kapasitesi elverse politik bir enerjiye çevirebileceği bir toplumsal huzursuzluk kesin olarak mevcut. Ancak lider konumundaki ekibin kendi hesabına çalışan bir dizi egosantrik adam ve kadından oluşması ayaklarına dolanıyor, toplum karşısında bütünlüklü bir görüntü vermelerini engelliyor. En önemlisi de şimdilik Chavez döneminin kazanımları apaçık ortada dururken daha iyisini yapacaklarına halkı inandırmak için öne sürebilecekleri bir söylem ve program yok. Ekonomik krizi ve toplumsal şiddet konusunu yeterince sömürdüler, ancak bu kadar oldu. Sonunda muhalefetin ortak platformu Demokratik Birlik’in sekreterliğini yürüten “ılımlı” Ramon Guillermo Aveledo istifa etmek zorunda kaldı. Muhalefet cephesindeki son gelişme “Çıkış” eylemlerinin baş kışkırtıcılarından senator Maria Corina Machado’nun “yurttaş kongresi” adında bir toplantı örgütlemeye çalışması. Stratejisini kaos üretmek üzerine kuran Amerikan tarzı vurdulu kırdılı, damardan karşı devrimci eğilim bir süre daha muhalefete hakim olacak gibi.

Muhalefette işler böyle.

Hükümet ise dar boğazdan çıkış için çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmaların en önemli ayağı ekonomi alanında atılan adımlar. “Makro-ekonomik dengeleri” yerli yerine oturtup yüksek enflasyon ve ithal mal arzındaki sıkıntıdan dolayı kontrolsüzce genişleyen kara borsaya çare bulmak istiyorlar. Daha fazla finansal liberalizasyon anlamına gelecek olan önlemler belirli bir toplumsal maliyet yaratacak. Bu maliyet de şimdilik Çin sermayesi gibi “daha güvenilir kaynaklardan” alınacak kredilerle finanse edilmek isteniyor. *

Uzun vadede ise ülkenin ekonomik yapısını değiştirmek, ekonomiyi parazit unsurlarından arındırmak ve üretkenlik artışı sayesinde temel ihtiyaçlarda ülkeyi ithalat bağımlılığından kurtarmak gibi hedefler var. Temel tartışma konusu bu dönüşümlerin hangi toplumsal güçlere dayanarak gerçekleştirileceği…

Hükümet içinde sermaye sınıfı ile gerginliği daha fazla tırmandırmayan, hükümetle uzlaşmaya yatkın sermaye kesimleriyle ittifaka dayalı bir strateji ağırlık kazanmış gibi duruyor. Geçtiğimiz aylarda, Chavez’in iktidara geldiği ilk dönemden bu yana ekonomide hayati roller üstlenmiş planlama bakanı Marksist tandanslı Jorge Giordani‘nin görevinden alınması, bu değişikliği tartışmaya açmak isteyen yine Chavez’in yakın çalışma arkadaşlarından Hector Navarro’nun Birleşik Sosyalist Parti disiplin kuruluna verilerek partiden uzaklaştırılması stratejinin “cebir” boyutuna işaret ediyor.

Bu gelişmelerin Birleşik Sosyalist Parti (PSUV) üzerinde, tahmin edeceğiniz üzere belirli bir izdüşümü oldu. Chavez’in ölümünün ardından ilk kez PSUV kongresi geçen Temmuz sonunda toplandı. Temel gündemi ekonomik dönüşüm planı ve partinin konsolidasyonu olan kongreye aykırı sesler damga vurdu. Kendini parti içi muhalefet konumuna yerleştiren Marea Socialista (Sosyalist Cereyan) ve hükümetin sıcak bakmadığı eylem ve grevler örgütleyen çelik ve otomotiv endüstrisi işçileri, devrimin bürokratik eğilimlerle kesintiye uğratılması, yolsuzluk, parti içi demokrasinin olmaması gibi eleştiriler yönelttiler.

Önemli bölümü atama usulüyle delege olan bürokrat ve siyasetçilerden oluşan kongre, Maduro’yu parti başkanlığına getirdi. Delege seçimindeki atama yöntemi de önemli eleştiri konularından biriydi. Bu kapsamlı bir tartışmanın uzantısı olarak dile getiriliyor. Çünkü örneğin başarılı bir deneyim yaratmakla birlikte lokal ölçekte kalan ve ulusal kararlar üzerinde etkisi pek olamayan komünlerin yeni süreçte nasıl bir rol oynayacağına ilişkin belirsizlikler var. Ya da kongre kararıyla parti birimleri haline gelen Bolivar-Chavez Mücadele Birimleri seçim dönemi çalışmalarının ötesinde bir siyasi anlam kazanacak mı?

İktidarın eğilmesi gereken onlarca sorun var. Şimdilik Maduro’nun etrafında konsolide olmuş bir parti yapısı ve bakanlar kurulunun istifasından sonra yenilenen kabineyle kararlaştırılan ekonomi politikalarını yürütecek bir hükümet iktidarın kısa vadeli planını oluşturuyor.