Yılın sonunda bir tür özet geçmek, yılı uzaktan ve üstten, bazı yerlere de yakın plan yaparak görmeyi sağlayabilir. Hatırlamak, hatırlatmak ve ne kadar çok unuttuğumuzu da görmek için...

2021 Sözlüğü: Sermayeye ütülmek ya da ütülmemek!

Geçen yıl da günlerimizi özetleyen, hatırlatan kelimelerden bir sözlük hazırlamıştım burada. Türkiye’nin (ve ara ara da Dünya’nın gündemi) o kadar yoğun ki insan şurada iki ay öncesini bile unutabiliyor. Ya da örneğin Haziran gibi çok meşgul olduğu toplumsal bir gündemle artık hiç alakası kalmamış olabiliyor. Bu nedenle yılın sonunda bir tür özet geçmek, yılı uzaktan ve üstten, bazı yerlere de yakın plan yaparak görmeyi sağlayabilir. Hatırlamak, hatırlatmak ve ne kadar çok unuttuğumuzu da görmek için...

İşte kelimelerdeki 2021...
 
Nas (Ar.) açıklık; net ve kesin yargı; (esk.) dogma; insan. En çok Kuran’daki en kısa ve en melodik surelerinden birisi olan Nas Suresi’ni hatırlatıyor ama toplumsal gündeme giren anlamı ise Kuran’ın ve İslam’ın genel kural ve kaidelerini tanımlıyor. Yani gündelik hayatın genel düzenlenişini. Öte yandan sadece altı cümleden oluştuğu için Nas Suresi özellikle uzun Teravih namazlarının kurtarıcı surelerindendir. Mekke döneminde yazılmış ve günümüzde Kuran’ın en sonunda yer almaktadır.

Lebaleb (Fars.) hınca hınç, ağzına kadar dolu. Türkçe tam kelime karşılığı ise dudak dudağa oluyormuş. Yani örneğin “dudak payı olmayan çay bardağı” gibi. Tabii ki burada leb kelimesinin de dudak, kenar, kıyı anlamına geldiğini öğrenmiş oluyoruz. Mesela lebiderya’da yani deniz kenarı kelimesinde olduğu gibi. Ama yine de mesela leblebi Arapçadan geliyor. Aynı kökenden değil.

Kur (Fr.) yabancı paraların ulusal para birimi cinsinden değeri. Tam kelime karşılığı ise düzey. Birçok biçimi var kurun: dalgalı, çapraz, efektif, katlı. Ama bizimkisi biliyoruz ki baştan çıkarıcı ve de kandırmacalı. Zaten Fransızca olarak da bir anlamı daha var: Karşı cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma. Ya da “birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışma”. Olan biten de az biraz bu değil mi?

Peker (eski Tr.) güçlü, yiğit; çok sağlam. Ama tabii ki karıştırmamak lazım, söz konusu olan poker değil, peker. Yani bir nevi joker. Hani filmindeki gibi. Ama çok operasyonel. Tam bizlik. Tabii ki her zaman pekmeyebilir, yani bazen de pekmez. Başka hiç bir kültürde de pekmezin de pekerin de böylesi bir yerinin olmaması garip değil mi? Vallahi garip.

Başka (eski Tr.) tabii ki kelime kökeni olarak eski Türkçe olduğu gibi eski Türkiye’yi de gömen dizinin adında yer aldı bu müstesna kelime. Türkiye denince insanın aklına yüne eski bir Beatles şarkısı geliyor: We are all living in a yellow submarine! Aynen böyle Türkiyemiz de; subliminal, sıradışı, tek başına, bir başka. Nevi şahsına münhasır. Eşi benzeri bulunmaz. Ve bu anlamda da devrimle buluşmaya en aday coğrafya, ülke, halk, kültür. Kütür, kütür.

Squid (eski İng.) mürekkep balığı diye çevirmeye çalışmamak lazım çünkü bizim hikayemizde bu kelime “avanak” anlamına geliyor. “Sazan” olarak da çevirebiliriz. Hızlı davranan salak kişi anlamında yani. Tam anlamıyla son döviz oyununa düşen tüm bir ülke de denebilir. Game dediğimiz de zaten bu değil miydi, das kapitalismus yani?

Sebep (Ar.) gerekçe, neden. Arapça sbb kökünden geliyor yani sabab. Büyük bir oyunun parçasıydı kendisi. Hani Louis Bonaparte’ın 20 Aralık’ı gibi bir şey yani. Çıkıp yazan olur mu bilemem ama meseleyi sermayeden ayırmamak, koparmamak lazım. Çünkü sermaye sebep, tüm her şey sonuç.

Omikron (eski Yun.) Yunan alfabesinin 15. harfi. Bildiğiniz o. Yani dördüncü tekil şahıs. Her şeyi yapmaya muktedir olan değil de (çünkü o Omega) diğeri. Her şeyi yapan ama adı hiç masada olmayan. Piyasa.

Doz (eski Yun.) hediye vermek. Belki de hayat bağışlamak. Kaç dozdan sonra hayat geri geldi? Ya da kaç çipten sonra paranoya bitti? Bitti mi? Tüm o kafa karışıklığı, kargaşa ve de endişe! Ne gürültü çıktı, değil mi? Bana sorarsanız bizler ıvır zıvırla uğraşırken sermaye tam anlamıyla fırsata çevirdi salgını. Resmen insiyatif aldı.

Faiz (Ar.) artan, fazla, bir borca karşılık ödenen artık para. Ama çeşit çeşit faiz var. Caiz olan ve olmayan. Geçmişin sesinin bugün de egemen sınıfın, yöneticilerin işine yaraması ne garip! Öte yandan kelimenin “çoğalıp akmak, dolup taşmak" mânasına gelen feyz kökünden gelmesi de ne garip! Sermaye ve yöneticileri kimden, nasıl feyz alıyor? Mesela biraz da bu değil mi?

Umut (eski Tr.) “dilemek, ummak" anlamına gelen um- fiilinden Türkiye Türkçesindeki +ut ekiyle türetilmiştir. Ne de güzel bir kelime... Sevgili Umut Gündüz gibi. Bisikletçi, genç yoldaşımız. Pırıl pırıl. Gözlerindeki ışıltı ve yüzündeki o güzel gülümsemeyle. Umut Gündüz... Bu yıl her sabah andım seni. Yine senin gibi bisikletiyle öldürülen bir başka genç bisikletçinin anısının önünden geçerken. Ailenin mücadelesini de saygıyla ve hayran kalarak destekliyorum.

Ve Umut... Gelen yeni yıl, 2022, bizlerin yılı olsun artık. Sevgi, dayanışma ve mücadeleyle.