Boğaziçi Üniversitesi’nde Ocak ayı başından beri kayyum rektör atamasına dönük protesto eylemlerinde yüzlerce öğrenci ve bu eylemlere destek veren yurttaşlar gözaltına alındı. Gösterilere katılanlar ağır polis saldırılarına maruz kaldı.
Bütün bunlar olurken AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencileri “milli olmamakla” suçlamış, “terörist” ilan etmişti.
Benzer açıklamalar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan da geldi, en temel protesto hakkını kullanan öğrenciler ısrarla “terör iltisaklı” olarak damgalandı.
Tablo buyken, eski İYİP GİK üyesi Yiğit Karakış’tan, Boğaziçi eylemleri dolayısıyla TKP’ye yönelik olarak Süleyman Soylu'nun dillendirdiklerine oldukça benzer içerikte suçlamalar geldi.
Önce “Çağ dışı kalmış komünizm savunucularına ihtiyacı yok Boğaziçi'nin. Toplanmayın, destek de vermeyin, bu haklı mücadeleyi kirletmeyin. Sizin itibarınız ne ki destek veriyorsunuz. Siz gidin Perinçek'e destek verin” diyen Karakış, bu sözlerine gelen bir tepkiye yanıt olarak “Olacakları söyleyeyim.TKP gösteri yapacak. Apo posterleri açılacak. İçlerinden birkaçı polise saldıracak. Belki molotof bile atılacak. Bu görüntüler sabah akşam "Boğaziçili teröristler polisimizi yaraladı" diye yayınlayacak. Ve iktidar bu işten kazançlı çıkacak” mesajını yayımladı.
Söz konusu eylem yapıldı. Eylemde 93 kişi gözaltına alınırken, polisin sert saldırıları ülke genelinde büyük tepki çekti.
Eylemlerde Karakış’ın öngördüğü olaylar yaşanmadı.
Polis, Kadıköy’de o gün bir araya gelen her yurttaşa olduğu gibi, “Boyun eğmeyeceğiz”, "Kayyum rektör istifa" diyen TKP üyelerine de plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırdı ve parti üyelerinden bazılarını gözaltına aldı.
Eylemin görüntüleri:
'Genel olarak yanlış algılandım'
Karakış'a bu konularda sorularımızı yöneltmek üzere ulaştık. Şu anda İYİP'te “Kalkınma” başlığında çalışmalar yürüttüğünü belirten Karakış'a "eylemlerde yaşanacaklar" hakkında söylediklerini hatırlatarak yaptığı açıklamaların Soylu’nun suçlamalarıyla taşıdığı benzerlik hakkında değerlendirmelerini sorduk. Karakış, sözlerinin genel olarak yanlış algılandığını belirterek farklı bir noktayı vurgulamak istediğini söyledi.
Gezi’de de benzer bir süreç yaşandığını, her seferinde aynı amaç doğrultsunda itirazda bulunduklarını söyleyen Karakış, bu konudaki iddiasını şöyle ifade etti: "Yaşanan olumsuz görüntüler tek başına TKP’nin içinden ya da dışından olacak bir şey değil ama sonuçta Gezi’de olumsuz şeyler yaşandı.”
'Şiddet gösteren polisle aynı tarafta gibi yanlış bir intiba oluşuyor'
Alanının kamuoyu araştırmaları ve siyasal iletişim olduğunu söyleyen Karakış, “Bu pencereden bakınca TKP’nin şöyle bir refleksi var, elinde kırmızı orak çekiçli bayraklar oluyor, bunu söyleyince sanki şiddet gösteren polisle aynı tarafta gibi yanlış bir intiba oluşuyor ama sol örgütler polisle karşı karşıya geldiğinde, polis şiddet göstermek konusunda daha iştahlı oluyor. Sol da öfkesini yansıtmakta iştahlı oluyor böyle olunca. Sonra olaylar başka türlü yaşansa da, yani polis şiddeti olsa da A Haber bunu farklı şekilde sunuyor ve olumsuz bir algı yaratıyor” dedi.
'Polis şiddetinden yakınabilirsiniz ama hikayeyi fotoğrafı çeken yazıyor'
Eylemlerde şiddetin kaynağının polis olduğu hatırlatmamız üzerine Karakış, “Polis şiddetinden yakınabilirsiniz ama fotoğrafı çeken hikayesini de yazıyor. Oradan baktığımızda Sabah grubu göstericilerin polise saldırdığını, tekme attığını söylüyor. Bu toplumun bakışını değiştiriyor. Son derece haklı istekle başlayan eylemleri böyle algılar yaratıp başka yere çekmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
'TKP'yi eleştirdiğim için faşist damgası yedim, o gelenekten gelmiyorum'
TKP’yi eleştirdiği için faşist damgası yediğini, o gelenekten gelmediğini söyleyen Karakış, “Bizim de yaptığımız hatalar, bazen haddini aşan ifadeler söylemler olabiliyor. Daha sakin olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
"TKP eşittir PKK", "TKP eşittir şu, bu" demek istemediğini belirten Karakış, “Bu eylemlerde bayrakların öne çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. CHP de oraya kendi bayraklarıyla gelse bunun doğru olmayacağını düşünüyorum. Bu iş siyasi parti işine dönünce, orak çekice dönüşünde eylemler doğru algılanamıyor” diye konuştu.
'İlerde herkes sokağa çıkmak zorunda kalabilir'
Karakış, ilerde Türkiye’de demokrasiye iyice kastedilmesinin olası olduğunu, bu durumda herkesin sokağa çıkmak zorunda kalabileceğini düşünüyor. Öte yandan Karakış, İstanbul seçimlerinde yaşanan haksızlığın çok daha büyük olduğunu ve belki bu hile sırasında herkesin sokağa dökülmesi gerektiğini de düşünüyor. Öte yandan seçim örneğinde iktidarın hileli oyunlarında dahi kazanılabileceğinin gösterildiğini öne sürüyor.
'Marx okuyan, diyalektiği anlayan kişilerin mutlaka önemli katkılar sunacağı görüşündeyim'
Karakış TKP'ye dönük suçlamalarıyla ilgili olarak “Benim de sizlerden öğrenebileceğim çok şey olabilir, her şeyi biliyorum diye düşünen biri değilim. Komünizmin çağdışı olduğunu söyleyince kapitalist olduğum söylendi, oysa kapitalist değilim, ben onu da çağdışı buluyorum. Gelişen bir dünya var, teknoloji var, bu çağda yeni bir sistem olabileceğini düşünüyorum. Bu sistem sınıf farklarını ortadan kaldırır ya da azaltır mı diye tartışılıyor. TKP’nin bunları dikkate alarak yeni şeyler söylemesinin Türkiye siyasetine katkılar sunabileceğini düşünüyorum. Marx okuyan, diyalektiğini anlayan kişilerin mutlaka önemli katlılar sunacağı görüşündeyim” dedi.
