Galata Kulesi kararı ne anlama geliyor? 'Siyasi husumet ve kent yağması bir arada'

Uzun yıldır 'tarihi varlık' olarak İBB bünyesinde bulunan Galata Kulesi, AKP belediyeyi kaybedilince 'vakıf varlığı' olarak tanımlandı ve İBB'den alınarak Bakanlık kontrolüne verildi. Söz konusu adımı soL’a değerlendiren Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen, 'Hem siyasi husumet hem de rant projesi ve kent yağması bir arada' dedi.

Haber Merkezi

“Galata kulesi ilk olarak Bizans imparatoru justinianos tarafından M.S. 507-508 yılında inşa edilmiştir. Günümüzdeki kuleyi 1348-49 yılında Cenevizliler yeniden inşa etmiştir. Kule 1445-46 yılları arasında yükseltilmiştir. 1500'lü yıllarda depremden zarar görerek, mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır.”

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sitesinde Galata Kulesi’ne ilişkin tanıtım notunda yer alan bu ifadelere ve yıllardır “tarihi varlık” olarak İBB mülkiyetinde olmasına rağmen, AKP talimatıyla Kule “vakıf varlığı” olarak tanımlandı ve mülkiyeti İBB’den alınarak Turizm Bakanlığı’na devredildi.

İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat, Bakanlığın söz konusu kararına tepki göstererek, “Davada, Bizans döneminde yapılan Galata Kulesi’nin Osmanlı döneminde bir vakıf tarafından yapılmadığını ispatlamaya çalışıyoruz. Tarih, vicdan, akıl Galata Kulesi’nin vakıf yolu ile meydana gelmediğini zaten söylüyor” derken, AKP’nin söz konusu düzenlemesinin ne anlama geldiğini soL’a değerlendiren Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen, bu adımın Galataport adlı kültür yağması projesiyle bağına dikkat çekti.

'Sözümona kültür aksına bağlayacaklar'

Kültür Bakanlığı’nın söz konusu adımı Galataport’a bağladığını belirten Köymen, “Kıyı şeridinde yapılan yıkımlar, özelleştirme adımları ve ticarileştirmeyi sözümona ‘kültür aksına’ bağlamayı planladıklarını söylüyorlar. Bu aks Galata Kulesi’ni, yıktıkları AKM yerine yapılacak yapıyı, Taksim’e yaptıkları camiyi kapsıyor” dedi.

'Rant projesinin bir parçası'

Galata Kulesi’nin İBB ile olan bağını kesme adımının da bu kent yağmasıyla birlikte anlam kazandığını dile getiren Köymen, “Galata Kulesi’ni de kendilerine bağlayarak tamamen bağımsız hareket etmek istiyorlar. Bu rant projesi kapsamında rahat hareket etmek, kimseyle bir bağ kurmak istemiyorlar, tüm süreci kontrollerine alıp bu süreci böyle yürütmek istiyorlar” diye konuştu.

Salgın günlerinde bir yandan seçilmiş belediyelere kayyum atandığını, bir yandan da belediyelerin yetkilerinin kısıtlandığını vurgulayan Köymen, bu adımın da bu yetki gasplarından biri olduğuna işaret etti.

'Hem siyasi husumet hem kent yağması'

165 yıldır İBB’ye bağlı olan kurumun birden bire devrinin gündeme gelmesinin başka bir anlamı olmadığına işaret eden Köymen, “Hem siyasi husumet hem de rant projesi ve kent yağması bir arada. Galataport ile birlikte bir kültür aksından söz ediyorlar. Kültür aksından anladıkları ise sadece ticari faaliyet ve tüketim. Galata Kulesi için atılan bu adım, sürecin bir parçası” dedi.

'Salgın fırsata çevriliyor'

Atılan tüm bu adımların önceden kurgulandığını söyleyen Köymen, pandemi günleri fırsata çevrilerek bu tarz mülkiyet devirlerinin yapıldığını, söz konusu kültür yağmasının salgın günlerinde tamamlanmak istendiğini dile getirdi.