O Plaketi Sökeriz

Tam da yazının planını çıkartıp bilgisayarın başına geçtiğimde aldığım telefon haberi yazının başlığını ve temasını tamamen değiştirdi. Bir hafta kadar önce Bolu'da yaptığımız bir söyleşide -İttihat Terakki, 1. Meclis, Cumhuriyet temalı- sözünü etmek durumunda kaldığım ve gazetelere de yansıyan 6 yıldır da sürmekte olan bir davanın sonuna yaklaştığımızın haberini veriyordu sevgili avukatım. "Dava sürecini yazarsan iyi olur"u ilave edince sözlerine ben de "olur" dedim.

***

"Şikâyetlerinizi yazıp kutuya atınız!"

Kutu yoktu.

Kültür Bakanlığı'na dilekçe yazdım.

"T.C Kültür Bakanlığı

Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü

Ankara

Konu:
23 Nisan 1920 tarihinde açılan ve şimdi "Kurtuluş Savaşı Müzesi" olarak faaliyet gösteren 1. Meclis binasındaki onarımın sigara tekeli Phılıp Morris firması ile Sabancı ailesine ait Sabancı ve Hacı Sabancı Vakfı'nca yapıldığını belirten plaketin kaldırılması hakkında.

Gerekçe:
Kurtuluş Savaşçılarının 1920-1924 yıllara arasında üstün fedakarlıklarla mesai yaptıkları 1. Meclis binasının tarihsel değerinin algılanamamış olduğunu düşünüyorum. Tarihsel değerlere sahip çıkmanın bir yurttaşlık görevi olduğu, ilk mektep yıllarından beri sevgili öğretmenlerimizin bizlere öğrettikleri şiar olmuştur. En azından ben sevgili öğretmenlerime vermiş olduğum sözü tutmak durumundayım. Ayrıca istemimin yerine getirilmemesi halinde yasal yollara başvurmak zorunluluğum doğacaktır. Zira 1. Meclis üyelerinden ikisi ile çok yakın kan bağımın olduğu düşünülürse, sessiz ve duyarsız kalmam benim için ağır bir vicdani yük olacaktır. Sorumlu bir yurttaş ve "taraf" olarak 1. Meclis'in tarihsel önemini ve tüm yurttaşlar için hangi anlama geldiğini hatırlatmayı görev addediyorum.

Birinci Meclis binası her türlü mandaya ve sömürgeciliğe karşı Erzurum ve Sivas Kongre kararlarının uygulanması için ant içilen tarihi değeri yüksek bir mekandır. Türkiye'nin dört bir yanından seçilip gelmiş "ses"lerin farklı kurtuluş projeleri ürettikleri, ama tüm bu seslerin bir tek "ses"e dönüştüğü bir mekan. Bu "ses" bağımsızlıkçılıktır.

Birinci Meclis binası 1. Dünya Savaşı yıkımı sonrasında, ülkenin en fukara bir döneminde Ankara halkının üstün fedakârlıklarıyla onarılmış itidalcilerin kullanabilecekleri bir mekana dönüştürülmüştür. Milletvekili sıralarından Başkanlık kürsüsüne sobasından çatı kiremitlerine varıncaya kadar, hepsi fukara Ankara halkının gönlünden kopanla yapılmıştır.

Birinci Meclis'in açılış tarihi olan 23 Nisan günü resmi bayram ilan edilmiştir. Her gün ama daha çok da 23 Nisan günleri özellikle çocukların bu mekanı derin bir sevgiyle ziyaret ettiklerine, bu mekanın manevi değerine büyük bir saygı duyduklarına birçok defalar tanık oldum. Manevi ve tarihsel değeri böylesine yüksek olan, istilacı güçlerin topla tüfekle alamadıkları bu mekanın onarılmasının, dünya ölçeğindeki bir sömürgene, bir sigara tekeli ile onun Türkiye'deki temsilcisine bırakılmasını, 1.Meclisin ruhuna ve çocuklarımızın beynine bir saldırı olarak düşünüyorum. Topla, tüfekle sahip olamayanlara tekeller yoluyla bu ülkenin maddi değerlerinin nasıl peşkeş çekildiğine nicedir tanıklık ediyoruz. Bari çocuklarımızın zihinlerine yapılan saldırılara izin vermeyelim, zira Meclis koridorunda çakılı duran ve tam da "Hakimiyet Milletindir" levhasına bakan plaketin üstünde "Phılıp Morris" yazısı, alay eder gibi... Bu Türkiye halkına yapılan en büyük saygısızlıktır. Utanıyorum...

Ayrıca 1. Meclis,1. Dönem Maraş Milletvekili Rüştü Bozkurt'un dedem ve aynı dönem Maraş Milletvekili Aslan Toğuzata'nın amcam olması nedeniyle kişi olarak "taraf" olduğumu da belirtmek isterim. Her ikisinin de bu coğrafyada ve başka coğrafyalarda yaşayan çocuklarının ve torunlarının bu hafifliğe sessiz kalmayacak kadar haysiyetlerine düşkün insanlar oldukları hemen yukarda belirttiklerimin ilavesidir. Ailemin üyeleri, Sivas Kongresinde her türlü mandaya karşı kürsüde sesini yükselten genç Tıbbiyeli Dr. Hikmet kadar.en az onun kadar haysiyetli ve yurtseverdir. Bu nedenlerle "Phılıp Morris" plaketinin kaldırılmasını talep etmeyi bir hak olarak görüyorum.

Bu binanın bir sigara tekeli olan Phılıp Morris ve onun Türkiye ayağı olan Sabancılara onartılması, tekellere teslim anlamına gelir. Bu plaket, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kültür Bakanlığı'nın duyarsızlığının belgesidir. Ben Cumhuriyet Türkiye'sinin, tarihsel değeri bu denli yüksek bir binanın onarımını kendi bütçesinden karşılayamayacak kadar aciz olabileceğini düşünmek istemiyorum.

Sonuç ve talep:

Her 23 Nisanda bu binayı ziyaret eden öğrencilerimizin, halkımızın ve taraf olarak ailemin bir sigara tekelinin adını taşıyan plaketten rencide olacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle söz konusu plaketin sökülmesini, Sabancıların harcamış oldukları onarım giderlerinin mağdur olmamaları açısından Bakanlığınızca karşılanmasını, Bakanlığın bunu karşılayacak gücü yoksa bir kampanya açılmasını ve kampanya sonucunda toplanacağından emin olduğum bu paranın, tekrar etmek durumundayım, makbuz mukabili Sabancılara verilmesini, ayrıca sökülen plaketin de kendilerine Bakanlığınızca uygun görülen bir biçimde iade edilmesini arz ederim. 13 Mayıs 2002 Ankara."

***

Yalan mundar, oyalamadılar, Müzeler Genel Müdürlüğü'nün cevabı yetişti:

"Sözü edilen müzenin yeniden düzenlenmesine ait hizmet 2863 sayılı yasa ve bağlı yönetmelikler ile koşulları Bakanlığımızca belirlenerek uygulamaya konulan sponsorluk protokolüne göre yerine getirilmiştir. Bilginizi rica ederim."

***

Eh, ben de bunun peşindeydim. Yapılan işlemin 2863 sayılı yasaya ve bu yasaya bağlı yönetmeliklere uyup uymadığını deliler gibi merak ediyordum ya, uyuyormuş. Duvara çakılan plaketin eni yirmi dört nokta yedi boyu otuz iki nokta dört imiş...

***
Yürütmenin durdurulması ve iptali için başvurdum. Ankara 4'üncü idare mahkemesi de plaketin enini boyunu, 2863 sayılı yasaya ve bu yasaya bağlı yönetmeliklere uygunluğuna karar verdi. Plaketin eni yirmi dört nokta.

Temyiz ettik ve onlar anladı. 13'üncü Daire kararı bozdu:

"Plaketin, Birinci TBMM Binası'nın tarihi niteliğini gölgeleyip gölgelemediği tespit edilmeden karar verilemez."

Bu kuşkusuz iyi. Ancak itiraf etmeliyim ki korkuyorum. Ya plaketin boyuna posuna bakıp gölgesini ölçmeye kalkarlarsa...

***

Karar ne olursa olsun o plaketi sökmenin bir yolunun olduğunu bilmem beni rahatlatmıyor değil. Çok basit: Sağlam bir tornavida... Hem Bolu'lu delikanlının " Hocam o plaketi birlikte sökeriz" demesi... Şimdi düşünüyorum da dava açmak bile gereksizdi...

Sökeriz be!