Kapılarını Rüzgar Açsın

KENTİN SESİ - ANKARA yazıları

İşinizi kolaylaştırmak i&ccedilin en netameli olanından başlayarak nispeten kabul edilebilir olanına doğru, sıra dahilinde bakalım. Soykırım, mukatele (karşılıklı vuruşma), s&uumlrg&uumln, tehcir, zorunlu tehcir, hicret.

1970&rsquoli yılların başlarına kadar bu s&oumlzc&uumlklerin hi&ccedilbiri kullanımda değildi ya da kullanım alanları son derece sınırlıydı. G&uumlnlerden bir g&uumln T&uumlrkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu ve yardımcısının bir Ermeni tarafından tabancayla vurulup &oumlld&uumlr&uumllmesi haberi gazetelere, sekiz s&uumltun &uumlzeri manşetten d&uumlş&uumlnce &quotne oluyoruz&quot demeye kalmadan, tavanarasında 50 yıldır durmakta olan şişe tıngır mıngır ayaklarımızın dibine yuvarlandı... &quotSelam&uumln aleyk&uumlm k&oumlr kadı...&quot Cin şişeden &ccedilıktı!&nbsp&nbsp

1915 yılının Mayıs ayında başlayıp 1916 yılının sonlarına kadar ge&ccedilen d&oumlnemde, yani 1. Paylaşım Savaşı'nın en heyheyli g&uumlnlerinde Ermeni yurttaşlarımıza yapılan &quotşeyler&quoti &quotnalet ve sivri dili&quot ile ortalığa sa&ccedilan cin sa&ccediltıklarıyla kalmadı, soykırım, tehcir, zorunlu tehcir gibi bazı kavram ve s&oumlzc&uumlklerin&nbsp kullanım alanlarının genişlemesine, &ccedileşitlenmesine de&nbspvesile oldu.&nbsp&nbsp

Berberler, overlok&ccedilular ve kasaplar d&uumlkkanlarında &quotVallaha ne bileyim, biz onları onlar da bizi&quot yollu daha anlaşılabilir ve daha &quotmakul&quot d&uumlzeyde tartışmalar yapıp olan biteni anlamaya &ccedilalışırken&nbspsiyasi, askeri mahfillerdeki &quotAnadolu mozaiktir şudur budur diyerekten bu ş&uumlheda evliya vatanını b&oumllmeye &ccedilalışanlar Ermeni tohumudur, T&uumlrk Milleti mazlum ama o derece vakur, b&uumly&uumlk bir millettir, bizim tarihimizde y&uumlz&uumlm&uumlz&uuml kızartacak hi&ccedilbir olay yoktur, var diyenin de ciğerini s&oumlkeriz&quot yollu &quotaydın&quot duruşunu g&oumlren cin'in &quotoverlok&ccedilu, berber, kasap taifesi fena sayılmaz, tartışmaya a&ccedilık kişiler de, y&oumlnetim mahfillerine &ccedil&oumlreklenenler biraz makulleşinceye kadar en iyisi ortalıkta dolaşmamak&quot diyerekten gerisin geriye şişeye girmek istediğini, ancak iş işten ge&ccediltiğini g&oumlrerek&nbsp &quotke&ccedileyi suya attığını&quot Ecinniler Tarihi dip not olarak yazar.&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp

***&nbsp

Biliniyor, 1990&rsquodan sonra m&uumlnazaralar yoğunlaştı. Ermenilere yapılan &quotşey&quotin Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicreti sırasında &ccedilektiklerinden az biraz daha fazla ıstırap verici olduğunu, bu az birazın da (salgın hastalıklar, a&ccedillık, eşkıya baskınları vs) Allah'ın eşitsiz cezalandırma yasasına referans teşkil eden &quothikmetinden&quot kaynaklandığını iddia eden &quothicretciler&quot&nbsp m&uumlnazaranın taraflarından biri olarak, tezlerinin ikna kabiliyetinin olmadığını anlayınca &oumlnce &quottehcire&quot (g&ouml&ccedil) sonra da, tehciri gerek&ccedilelendirme zaruriyeti&nbsp doğduğundan &quotzorunlu tehcir&quote karar kıldılar...

Tam bu noktada bir adet &quottehcir&quot tarifi aktarmak istiyorum. Alıntı, konunun uzmanlarından olup yakın bir d&oumlneme kadar T&uumlrk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış olan Hala&ccediloğlu'ndan bu soyadı oluyor, adı Yusuf.&nbsp

Aktarıyorum: &quotTehcir Arap&ccedila asıllı bir kelime, bir yerden başka bir yere g&ouml&ccedil ettirmek, yer değiştirmek manasını taşır. 'S&uumlrg&uumln' manası yoktur. Bir kanuna dayanılarak ger&ccedilekleştirilen yer değiştirme uygulamasının anlatımında kullanılan 'tenkil' (nakletme) tabiri de batı dillerinde&nbsp's&uumlrg&uumln' anlamına gelen 'deportation', 'exile', 'proscription' gibi terimlere karşılık değildir...&quot&nbsp

Hala&ccediloğlu Yusuf, unvanı da var prof... &Ccedilok hassas. Hassas olmaktan &oumlte yanlış anlaşılmaktan da &oumld&uuml patlıyor. Tehcir s&oumlzc&uumlğ&uumlne y&uumlklenecek &quots&uumlrg&uumln&quot,&nbsp&quotzor&quotu da i&ccedilerdiğinden ve bunu bildiğimizi varsaydığından a&ccedilıklama ihtiyacı duyuyor. Geniş a&ccedilıklamalar yapıyor ve bu arada kullanmış bulunduğu 'tenkil' s&oumlzc&uumlğ&uumln&uumln de 'nakletme' anlamına geldiğinin altını kalınca &ccedilizdikten sonra bunun 's&uumlrg&uumln' anlamına gelen diğer batı kaynaklı s&oumlzc&uumlklerle karıştırılmamasını aksi halde vahim bir anlam kayması olacağına dikkat &ccedilekerek bizi uyarıyor. Bu iyi..&nbsp

Şu ise k&oumlt&uuml. &Ccedil&uumlnk&uuml Hala&ccediloğlu Hala&ccediloğlu soyadı, adı Yusuf, devam ediyor. Devamı ş&oumlyle ve k&oumlt&uuml olan da bu:

&quot(Devletin) G&ouml&ccedil ettirme ve yerleştirme sırasında emirler &ccediler&ccedilevesinde ve mahallinde aldığı tedbirlerle, o g&uumln&uumln zor savaş şartlarına rağmen, Ermenilerin can ve mallarını koruma altına almasına ne gerek vardı? Adeta yeni bir cephe a&ccedilılmış gibi idari, askeri ve mali y&uumlk&uumln altına girmeye ne gerek vardı...&quot&nbsp

Bunları Hala&ccediloğlu'nun Ermeni Tehcirine Dair Ger&ccedilekler adını taşıyan kitabından aktardım. Benden s&oumlylemesi sevgili Ermeni kardeşlerim Hala&ccediloğlu niyeti bozmuş, 1915 Mayısı ile 1916 Ekimi arasındaki s&uumlrg&uumln, tehcir, g&ouml&ccedil her ne ise &quotB&uumly&uumlk Felaket&quotin nakliye, iaşe, g&uumlvenlik giderlerinin hepsini size yıkmış durumda. Faturasını &oumldemeye hazır olun...&nbsp &nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp

***&nbsp

Şimdi geldik bu g&uumlne. &quotB&uumly&uumlk Felaket&quot olarak adlandırılan 1915 olaylarının neden olduğu insanlık dramı i&ccedilin hazırlanan &quot&Oumlz&uumlr Metni&quot, toplumun hemen her kesiminde tartışılmaya başlandı.&nbsp

Yazının başında belirttiğim netameli s&oumlzler listesinden şimdilerde &ccedilıkartılıp azat edilen bazı s&oumlzc&uumlklerin bıraktığı boşluğa, &quotsoykırım&quot &ccedilağrıştırıyor gerek&ccedilesi ile &quotB&uumly&uumlk Felaket&quot kavramını yerleştirdiler ya, işte ben ona taktım.&nbsp&nbsp

Taktım ve soruyorum: Peki ne diyelim 1915 olaylarına? Var mısınız Mustafa Kemal'in dediğini demeğe?&nbsp&nbsp

Mustafa Kemal, İngiliz siyasi temsilcisinin Osmanlı h&uumlk&uumlmetine hitaben yapmış olduğu ve&nbsp İstanbul&rsquou terketme koşulu olarak ileri s&uumlrd&uumlğ&uuml &quotBatı&rsquoda milis direnişine, &uumllke b&uumlt&uumln&uumlnde de Ermeni katliamına son verilsin&quot i&ccedilerikli tebliğindeki iki teklife&nbspişaret ederek, 1920 yılının 24 Nisanı&rsquonda Meclis k&uumlrs&uumls&uumlnden şunları s&oumlyl&uumlyor:

&ldquoİkinci teklif ki, memleket dahilinde katliam yapılmaması. Ermenilere karşı gayrivarit idi. Memleketimiz c&uumlmlemizce malumdur. Hangi kıtasında Ermenilere karşı katliam yapılmıştır. Veya yapılmaktadır. Harbi umuminin bidayeti safahatından bahsetmek istemem ve zaten itilaf devletlerinin de bahsettikleri bittabi maziye ait fazahat değidir...&rdquo&nbsp

Bu alıntıyı T&uumlrk Parlamento Tarihi 1.Cilt s.68'den yaptım. Becerebildiğim kadar sadeleştirmeğe &ccedilalıştığım bu s&oumlzlerin &oumlzeti ş&oumlyle: İngilizler, bizim memleketin bir&ccedilok yerinde, ge&ccedilmişte D&uumlnya savaşı i&ccedilinde Ermenilere karşı yapılan &quotfazahat&quotı&nbsp bug&uumln yapılıyormuş gibi s&oumlyl&uumlyorlar... Biz b&oumlyle birşey yapmıyoruz...&nbsp

Burada ge&ccedilen &quotfazahat&quot, &quotal&ccedilaklık&quot anlamına geliyor. Mustafa Kemal 1915'te Ermenilere yapılanları al&ccedilaklık olarak değerlendiriyor.&nbspMeclis k&uumlrs&uumls&uumlnden &quotmazide yapılan fazahat&quot diyerek tarihe not d&uumlş&uumlyor.&nbsp

Kurucu Baba&rsquonın s&oumlzlerini dikkate alarak &quotsoykırım&quot &ccedilağrışımı yapıyor gerek&ccedilesiyle tartışılan&nbsp&quotB&uumly&uumlk Felaket&quot s&oumlzc&uumlğ&uumln&uumln metinden &ccedilıkartılmasını ve&nbspyerine &quotfazahat&quot s&oumlzc&uumlğ&uumln&uumln konulmasını &oumlneriyorum... Bu en azından tartışılan&nbsps&oumlzc&uumlk sayısını eksiltecektir.&nbsp&nbsp

&quot&Oumlz&uumlr&quot s&oumlzc&uumlğ&uumlne karışmıyor, tartışmacıların yukarıda yaptığım katkıyla yetinmelerini diliyorum.

Bitiriyorum. &quotZeytun&rsquodan s&uumlrg&uumln yediğimizde 8 yaşındaydım&quot derdi Ebe Bahtiyar... Benim ve&nbsp neredeyse k&oumlyde doğan b&uumlt&uumln bebelerin ebesiydi. S&uumlrg&uumln sırasında&nbspailesinin t&uumlm&uumln&uuml yitirmiş Bahtiyarcık. &Ccedilok sonraları anlatırken &quotzaten azıcıktık&nbspbir anacık bir babacık&quot derdi, parmak kalınlığında sarılmış ka&ccedilak t&uumlt&uumlnden derin bir nefes &ccedilekerek... 1987 yılında bu d&uumlnyadan g&ouml&ccedil&uumlp gitti. 80 yaşında olduğu s&oumlyleniyordu. Ailece &ccedilok severdik. Yaz bitiminde k&oumlyden kasabaya d&oumlnd&uumlğ&uumlm&uumlzde o da bizimle gelirdi. Beni o g&uumlnlerin &uumlnl&uuml filmi &quotAvare&quotye g&oumlt&uumlren o olmuştu.&nbsp&nbsp

Yenilerde &oumlğrendim Ermenilerin mezar taşlarına ha&ccedil yerine g&uumll motifi işlendiğini. Yazı bekliyorum. G&uumll motifini beceremem ama halisinden bir g&uumll fidanı pek yakışacaktır Bahtiyarcığa...

&quotSebep olanlar&quot derdi Bahtiyar kadın, &quotK&uumlrd&uuml, &Ccedilerkesi,T&uumlrk&uuml birbirine d&uumlş&uumlrenler...&quot Susar, dalıp gider sonra ilave ederdi: &quotHe ya bir de Ermeni vardı...&quot&nbsp&nbsp

K&uumlf&uumlr gibi kullandığı bedduası ise hi&ccedil aklımdan &ccedilıkmaz: &quotSebep olanların kapılarını r&uumlzgar a&ccedilsın!&quot

Sizce ne demek istiyordu Bahtiyarcık?