Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) oturumları geçen hafta gerçekleşti. Peki YKS konusu bitti mi?

YKS bitti mi?

Bilindiği gibi YKS, 120 soruyu içeren Temel Yeterlilik Testi (TYT) ile 160 soruyu içeren Alan Yeterlilik Testi (AYT) gibi zorunlu iki testten oluşuyor. İsteyen ayrıca 80 soru içeren Yabancı Dil Testi (YDT)’ne de girebiliyor.  

Öğrencinin bir lisans programına başvuru hakkı kazanması için TYT’den (180 iken virüs salgını nedeniyle bu yıl) 170 ya da daha yüksek puan alması gerekiyor. 120 sorudan yaklaşık 17-18 tanesini yapmak 170 puana ulaşmaya yetiyorsa, bu konu biter mi?

TYT’den 14-15 ve 160 soruluk AYT’den de 17-18 soru yapan ya da TYT’de 50-60 soru yapıp AYT’de 17’den de az soru yapan lisans programına girebiliyorsa, bu konu biter mi?

Koca devletin (!), “Nitelikli” dediği okullarda okuma şansı elde eden çocuklarla, devletin “Niteliksiz” dediği okullarda okuma durumunda kalan çocuklar TYT ve AYT’de aynı soruları yanıtlamaya çalışıyorlarsa, bu konu biter mi?

Ailenin parasıyla en iyi özel okullarda okuyup, özel öğretmenlerde ders alan ve de en pahalı özel kurslara gidenlerle, bazı dersleri boş geçen devlet okulunda okumak zorunda kalan ve yaşamında özel öğretmen nedir, özel kurs nedir bilmeyen çocuklar, YKS’de aynı soruları yanıtlamaya çalışıyorlarsa, bu konu biter mi?

Ortaöğretimde, imam hatip, özel, meslek, teknik, fen, sosyal ve  açık lise gibi öğrencilerin bilişsel ve duyşsal edinim düzeyleri birbirinden anlamlı bir şekilde faklı olan kurumlarda okuyanlar aynı sınava giriyorlarsa, bu konu biter mi?

YKS’de başarılı olma şansının artıran Liseye Giriş Sınavı (LGS) ile ilgili sorunlar çözülmeden bu konu biter mi?

LGS sorularını belirleyen bakanlık yetkilileriyle YKS sorularını belirleyen yetkililer, öğrencinin ortaöğretimde “nitelikli” liseye girebilmesi ya da yükseköğretimde istediği alana girebilmesi için, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden de soru sordukça; kendilerini yetkili sanan bu kişiler, insanların eğitim-öğretim basamaklarında ilerlemesi için dini bilgileri bilmek zorunda olmadığını düşünemediği sürece, bu konu biter mi?

LGS’yi hazırlayanların başındaki bakan Selçuk, “Sağcıların Allah topluluğu, solcularınsa şeytan topluluğu olduğu" gibi ifadeleri içeren bir kitabı, okullara önerebiliyorsa, bu konu biter mi?

Bakan Selçuk, Aydın'da 'Eğitim'de Ramazan Günlükleri' etkinlik çerçevesinde öğrencilerden dua videosu istenmesini savunuyorsa, bu konu biter mi?

Eğitim-Sen ve Veli-Der’in raporlarında belirtildiği üzere, koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan uzaktan eğitim sürecinde her 10 öğrenciden 6-7’sinin yararlanamadığını ve yüz yüze eğitimde yaşanan eşitsizliklerin, uzaktan eğitim döneminde daha da derinleştiğini bile bile bakan Selçuk, “Önümüzdeki dönemde uzaktan eğitime ağırlık verileceğini” açıklayabiliyorsa, bu konu biter mi?

YÖK başkanı Prof. Dr. Y. Saraç, hazırlamış olduğu ‘Yükseköğretim politikalarında yeni YÖK: 2014 sonrası’ başlıklı kitabın önsözünde, “Başlattığımız, gerçekleştirdiğimiz ve sürdürdüğümüz bütün proje ve çalışmalar, Türk yükseköğretim sistemini ‘seçkinci’ bir anlayışla yeniden kurguladığımızı göstermektedir” diyebiliyorsa, bu konu biter mi?

Cumhurbaşkanı’nın YKS’ye girecek gençlerle video konferans buluşması internette canlı yayınlanırken, on binlerce gencin canlı yayının yorumlar kısmına ‘oy moy yok’ ve benzeri yazılar yazması üzerine yorumlar kapatılıyorsa, bu konu biter mi?

Kişiyi özgürleştirip kendi iradesinin ayrımına varan yurttaşlara dönüştürecek eğitim-öğretim süreçlerini devreye sokmadan bu konu bitmez. LGS ve YKS gibi seçkinci/eleyici sınavlar yerine, öğrencinin eksikliklerinin ayrımına varıp kendisini toparlamasına yardımcı olacak ölçme ve değerlendirme süreçlerini devreye sokmadan bu konu bitmez.

Bu arada, yasal hiçbir suçları olmadığı halde muhalif olma ve iktidarın hoşuna gitmeyen bir haberi paylaşma gibi nedenlerle insanların tutuklandığı bir ortamda, Cumhurbaşkanı’nın video konferansından sonra gençler,  ‘beğenmedim’ diyerek düşündüklerini çekinmeden açıklayabiliyorlarsa, bu konunun yakın zamanda bitme umudu var demektir.

[email protected]