Kavga ettikleri, küstükleri hiç duyulmadı ama AKP 2008 yılından bu yana 7 kez Varlık Barışı Yasası çıkarıldı; boyuna barışıyorlar.

Varlıkla barışmak

AKP, güç yitiriyorsa da bütün kozlarını henüz bitirmedi. Hem krizlerden fırsat üretmesini biliyor hem yeni fırsatlara kavuşmak için kriz yaratma becerisine sahip.

Şurası bir gerçek: AKP’nin ürettiği plan, program, bütçe gibi belgeler çoktandır güven vermiyor. Hiçbir öngörüsü tutmadı. İlk yıllarında yakaladığı inandırıcılığından da iz kalmadı. Yasama, yargı, yürütme erkleri iç içe geçti anlamsızlaştı. Şeffaflık, hesap verilebilirlik kavramları hak getire… Devletin korunma reflekslerinin ne kadarının çalıştığı da meçhul. Kısacası durum hem AKP hem Ülke açısından parlak değil.

Düzenin sağ ve sol muhalefet partileri, birlikte hareket edebilirlerse, bu olumsuzluklardan kendilerine iktidar çıkarabileceklerini düşünüyor olmalılar ki arayışlarında “ülkeyi en iyi biz yönetiriz” sloganını öne çıkarıyorlar. Oysa bu yetmez. Sermayenin gözünde “Ülkenin daha iyi yönetilmesi”; çıkarlarının güvencede olması demektir. Ülke kaynaklarına hemen uzanabilmelerinin önüne engeller çıkarmayacağı sözü verilmeden ve bunu gerçekleştirecek güce sahip olunduğu kanıtlanmadan sermayeden icazet alınamaz.

Düzenin muhalefet partilerinin söz verme konusunda sıkıntısı olmaz sanırım. Başaracak güçte olduklarını kanıtlamaya çalıştıklarını ise hepimiz görüyoruz.

Sermaye, insanları ucuz ve kolay yöntemlerle ikna edebilen, sermayenin çıkarına olacak kararları kendi çıkarınaymış gibi algılatma becerisine sahip siyasi hareketleri sever.

Muhalefetin elindeki kadroların çoğu sorunlu, bugünlere gelinmesinde onların da sorumluluğu var. Hesap sorulması gerekenlerden kurtarıcı üretmek kolay olmasa gerek.

Neyse bu onların sorunu.

AKP, sermayenin işine yarayacak kararlar alabilme ve uygulama yeteneğini yitirmedi demiştik. Çok örnek verilebilir. Hemen her gün sermaye çıkarına olacak bir yasa, yönetmelik, CB Kararı gibi düzenlemeler yayımlanıyor. 

Daha dün “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması…” diye başlayan bir torba yasa yürürlüğe girdi. Bakın neler öngörülüyor:

Varlık Barışı;

Kavga ettikleri, küstükleri hiç duyulmadı ama AKP 2008 yılından bu yana 7 kez Varlık Barışı Yasası çıkarıldı; boyuna barışıyorlar. Yurt dışındaki altın ve dövizinizi getiriyorsunuz, -kimi durumlarda getirmeniz bile gerekmiyor; yurt dışındaki borçlarımı ödemekte kullandım demeniz yeterli,- kimse size bu paraları nereden bulduğunuzu sormuyor. Dahası şirketinize vergi müfettişi gönderilmeme garantisi veriliyor. Bu yollarla Ülkeye bugüne değin ne tutarda döviz girdiğini sır gibi saklıyorlar. Oysa bu çok önemli; Uluslararası Şeffaflık Örgütü raporlarında Dünyada her yıl trilyonlarca dolar tutarında kara para aklandığı ve bunda az gelişmiş ülkelerin büyük payı olduğu vurgulanıyor.

Dün yayımlanan yasanın Komisyon tutanaklarına göre 2010 -2019 arasında yaklaşık 150 milyar lira (TL) kayıtlara işlenmiş. Tutanaklarda, kimi yılların bilgilerine ulaşılamadığı belirtiliyor.

Yapılandırma;

Ödemediğiniz vergi ve SGK primleri gecikme cezası ve zamlardan etkilenmeksizin, yalnızca düşük bir güncelleme oranıyla yeniden yapılandırılıyor. 

Yeni çıkarılan yasa ile 289 milyar lira vergi, 165 milyar lira SGK alacağının yeniden yapılandırılacağı hesaplanmış. Karşılaştırma olsun diye önceki üç yasanın yeniden yapılandırılması bilgilerini vereyim: 2016 tarihli 6736 sayılı Yasayla yapılandırılan 80,4 milyar lira kamu alacağının 42 milyar lirası; 2017 yılında 7020 sayılı Yasayla 13,8 milyar liranın 5,6 milyar lirası; 2018 yılında 7143 sayılı Yasayla 69,6 milyar liranın 25,8 milyar lirası tahsil edilmiş.

Ve diğerleri;

Cumhurbaşkanına Kurumlar Vergisini 5 puan düşürme; KDV ödemelerini erteletme; SGK primlerini İşsizlik Fonuna ödetmek; baz istasyonlarına kolaylık, gibi ayrıca incelenmesi gereken bir dizi çıkar tanınıyor.

Yeni çalışma kâğıtları, yeni siparişler;

Bugün (18.11.2020) Cumhurbaşkanının başkanlığında TOBB ekonomi şurası toplandı. TOBB kadroları bilindiği üzere Ülkeyi yöneten kadroların en büyük ve etkili destekçisi olarak önemli işlev görüyor. Dirsek teması çalışıyorlar desek yeridir.

Şu günlerde acı ilaç, hukuk/yargı reformu gibi sözler dillendiriliyor. Ne olduğunu bilmiyoruz ama başımıza neler geleceğini kestirebiliyoruz. Bunların gerekliliğine halkın inandırılması gerekiyor. TOBB, 365 oda ve borsasıyla iş dünyasının desteğini sunmak üzere gereken hazırlıklarını bitirmiştir. Daha bugünden yapısal reform kararlılığından duydukları memnuniyetlerini belirttiler bile.

Bu hizmetinin karşılığı ödenir elbette. Acil çözüm önerileri var, kısaca özetleyelim:

Nisan ayında KDV ve muhtasarlarda gösterdikleri vergi ve primlerin ödenmesi ötelenmişti. Şimdi ödenmesi gerekiyor ama cari dönem ödemeleriyle üst üste geldi, ertelense iyi olacak. Patronlar tüketicilerden tahsil ettikleri KDV’yi, işçilerden kestikleri gelir vergisi ve primleri yükümüz artıyor gerekçesini öne sürüp uzun vadelere yayılmasını istiyorlar.

Küçük bir ricaları daha var: kamu şirketleri hizmet sunup özel sektöre rakip olmasın diyorlar.

Söylemesi bizden…

Kotarılmaya çalışılan şeyin bizim muhalefetimiz, bizim iktidarımız olmadığını bir yerlere not etsek iyi olur.