Kamu işletmeleri vatandaş okusun, neler olduğunu öğrensin diye değil, yabancılar yatırım yapsın diye denetleniyor. Raporları da yatırımcıların işine yarıyor.

Varlık Fonu salgında denetlenmez mi?

Varlık Fonu denetim raporlarının her yılın en geç Ekim ayında, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmek üzere Meclis Başkanlığına sunulması gerekiyor. Henüz ortalıkta yok. Özgür Özel, gecikme nedenini sordu. Meclis Başkanlığı 30.12.2020 günü ‘salgın yüzünden’ diye yanıtladı.

Geçen yıl 2018 yılı raporu da 8 ay gecikmeli sunulmuştu. Henüz salgın yoktu. Meclis Başkanlığı’nın 10 Mart 2020 günlü yanıtında; konsolidasyona dahil olan şirketlerin varlık büyüklükleri ve faaliyet alanlarındaki farklılıkları gerekçe gösterilmişti.

Aslında raporların gecikmesinden Meclis Başkanının da rahatsızlık duyduğu anlaşılıyor. 30 Aralık günlü yanıtta özetle; “…üzerinde hassasiyetle duruyoruz ama Yasada ilgililer hakkında özel bir yaptırım öngörülmediği gibi TBMM Başkanlığına da yaptırım uygulaması yetkisi verilmemiştir” yazıyordu. Çok üzülmeyelim diye olsa gerek özetle şöyle bir cümle eklenmişti; “öngörülen sürede TBMM’ne sunulmaması esasen konuya ilişkin denetim yetkisini kullanmasını engelleyen değil, geciktiren bir durumdur. Geç verilmiş olmasıyla meclisin denetim yetkisi kısıtlanmış olmuyor, biraz gecikiliyor…

Oysa bu görüş, teknik anlamda da doğru değil. Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe ve kesin hesap yasalarıyla eş zamanlı görüşülmesi için her yılın ekim aylarında verilmesi öngörülüyor. Bütçe ve Kesin Hesap Yasaları çıkarıldıktan sonra anlamı kalmıyor.

Fon denetim raporlarının gecikmeli verilmesine çok da takılmayalım: denetleniyormuş algısı uyandırmak gibi bir tehlikesi var. Fonun denetim kurgusu şöyle: Cumhurbaşkanı, uluslararası bir denetim şirketiyle anlaşıyor. Hazırladıkları raporları, doğrudan kendisine bağlı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinden üçüne “bağımsız denetçi” sıfatıyla inceleyip rapor yazmaları için veriyor. Meclise üç üyenin yazdığı raporlar sunuluyor.

Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında üçlü denetime dikkat çekmiş ve şöyle cümleler kurmuştu; “Muhalefet, Varlık Fonu’na denetlenmiyor diye çamur atıyor…çok katı ve kapsamlı bir denetime tabidir. Saygınlığı uluslararası piyasalarca kabul görmüş şirketler tarafından yapılan bağımsız denetimi, DDK Denetçiliğinin yaptığı denetim izlemekte ve süreç ülkemizin en üst denetim merci olan meclisimizde, yine sizde…

Denetim raporlarına ulaşmak bizler için kolay değil. Böyle olunca da Komisyon tutanaklarındaki tartışmalardan çıkarabildiğimiz ipuçlarıyla yetinmek zorunda kalıyoruz. Fon Başkanı, uluslararası denetim şirketinin raporunu Ağustos/2020’de verdiğini ancak üç bağımsız denetçinin salgın yüzünden kendi raporlarını yazamadıklarını söyledi. Bu sözlerden bir araya gelemedikleri anlamı çıkıyor. Gecikmeyi böyle bir gerekçeye dayandırmaya kalkarsak, başkalarının aklına sağduyumuz konusunda eleştirel düşünceler gelebilir.

Şöyle düşünmek bence en tutarlısı: Uluslararası denetim şirketinin hazırladığı raporda belki ‘bağımsız denetçi’ sıfatıyla görev yapanların çıkarmakta zorlanacağı bulgular yer alıyordur. Belki de Meclise vermek için uygun bir zaman bekliyorlardır; kim bilir.

Bu kestirimi destekleyen bir ipucundan söz edeyim: 2018 yılı Raporu önce İngilizce hazırlanmış. Komisyondaki görüşmelerde nedenini sordular. Varlık Fonu Başkanı yanıtına; “çok pratik bir sebepten diye başladı ve ardından şunları söyledi; “1 milyar Avroluk kredi kullanmıştık, kredinin koşulu Eylül Ayına kadar raporun tamamlanmasıydı

Anlaşılan o ki artık denetim raporları İngilizce hazırlanacak. Doğrusu da o zaten! Kamu işletmeleri vatandaş okusun, neler olduğunu öğrensin diye değil, yabancılar yatırım yapsın diye denetleniyor. Raporları da yatırımcıların işine yarıyor.

Bu gerçeği açıkça söylemekten kaçınmıyorlar: 2018 Raporunun Komisyondaki görüşmeleri sırasında dışarıdan para gelmesi için inandırıcı olması gerektiği doğrultusunda çok sözler ettiler. 

2016 yılında görev süresinin bitmesiyle Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı dönemin Sayıştay Başkanı da Varlık Fonunun Sayıştay’ca değil bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmesinin doğru olacağını söylemişti. Devleti yönetenlerin kamu mallarını nasıl yönettiklerinin şirketlere emanet edilmesi gerektiğini söyleyen Dünyada bir başka Sayıştay Başkanı yoktur sanırım.

Meclise sunulan Fon Denetim raporlarının eksikli olduğu anlaşılıyor. Plan ve Bütçe Komisyonunda; Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş ile T. Varlık Fonunun 2018 yılı mali tabloları ve faaliyetleriyle ilgili denetim raporları” görüşüldü. Ancak Komisyon üyeleri, Meclise sunulan raporlarda mali tabloların olmadığından yakındı. Demek ki yok!

Meclise gönderilen raporda mali tablolar için “doğru ve güvenilir” yazıyormuş. Ne gerek var diye düşünmüşlerdir. Doğru olduğunu yazmaları yetmiyor mu?