Sayıştay Başkanı'nın kurumun tarihine sahip çıkmasında ne zarar var denebilir belki. Ancak ipin ucunu iyice kaçırmış, müzede yaşam kurmuş; bugüne bir türlü gelemiyor.

Sayıştay başkanının Osmanlı sevdası

Sayıştay Başkanı, Mayıs 2017 tarihinden beri, makamına gelen herkese aşağıda resmi görülen tabağı veriyor. Başkanlığın internet sitesinde; “Sultan Abdulaziz Han’ın 29 Mayıs 1862 tarihli İrade-i Seniyyesiyle kurulan Divan-ı Muhasebat (Sayıştay) tarafından kullanılan ilk tabela örnek alınarak…” yaptırılmıştır yazıyor. Yurtiçi gezilerinde de valilere rektörlere vermek üzere yanında bu tabaklardan götürüyor.

Devlet katında öyle çok gelen gideni var ki, Cumhurbaşkanı Yardımcıları; CB Daire Başkanları; Bakanlar ve yardımcıları; AKP Genel Başkan Yardımcısı; YSK, YÖK, TÜBA, RTÜK, ÖSYM, TMSF, Türk Patent ve Marka Kurumu; Diyanet İşleri, Yargıtay ve Danıştay’ın başkanları; büyükelçiler; valiler; belediye başkanları; rektörler; Dünya Bankası, UNICEF ve Birleşmiş Milletlerin Türkiye Ofisi yetkilileri… ziyaret ya da iade-i ziyaret için geliyorlar.

Bu tabaklardan hepsi nasipleniyor.

Başkanı olduğu Kurumun tarihine sahip çıkmasında ne zarar var denebilir belki. Ancak ipin ucunu iyice kaçırmış, müzede yaşam kurmuş; bugüne bir türlü gelemiyor.

Aşağıdaki fotoğraf 15 Mart 2018 günü Dünya Bankası Türkiye Direktörüne bu tabaklardan birini verirken çekilmiş. Fonda, Sultan Aziz’in görkemli bir resmi ve çevresinde Sayıştay’ın çeşitli dönemlerinde kullandığı varsayılan logolar dikkat çekiyor.

Aşağıdaki fotoğraf, 5 Aralık 2018’de UNICEF Türkiye Temsilcisinin ziyaretinde çekilmiş. Sitede yer alan resimlerden, yerli- yabancı bütün konukların bu dekor önünde ağırlandığı görülüyor.

Sayıştay Başkanı, kimi konuklarına ise Osmanlı’dan önceki dönemleri temsil eden tabaklar hediye ediyor. Sözgelişi, Yargıtay’ın yeni seçilen Başkanı ile Diyanet İşleri Başkanına; “Tarihi Türk devletlerinden Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklularda devletin mali işlemlerine ilişkin denetim görevi yapan kurum olan Divan-ı İşraf’ı temsilen hazırlanmış olan ‘aynalı yazı-kûfi hat’ tabağı” hediye etmiş.

Geçtiğimiz günlerde emekli olan Sayıştay daire üyesine ise Başbaki Kulluğu’nu temsilen hazırlanmış olan Divan-ı hat ile yazılmış tabak takdim etti. Sayıştay internet sitesinde Başbaki Kulluğu şu sözlerle tanıtılıyor; “Osmanlı Devleti’nde 1500’lü yıllardan 1839 yılına kadar devlet gelir ve giderlerinin denetimini yapmakla görevli…”

Başbaki Kulluğu’nun, Sayıştay’la hiç ilgisi yok

Başbaki Kulluğu, Osmanlı Maliye Örgütünün başı olan Defterdarlığa bağlı bir kurum olarak 250 yıl boyunca denetim görevi yaptı. 1838’den sonra Defterdarlık kapatıldı, görev ve yetkileri yeni kurulan Maliye Nezaretine devredildi. Bu arada “kullar” da maliye müfettişi oldu. Nitekim devredilme tarihini Sayıştay değil, Maliye Teftiş Kurulu sahiplenir.

Sayıştay’ın 1862’de kurulduğu genel kabul görür

Sayıştay’ın Sultan Aziz döneminde “Divan-ı Ali Muhasebat” adıyla kurulduğu genel kabul görür. Bu bilgi doğrudur ancak Cumhuriyet dönemindeki işlevini karşılamaktan uzak olduğu unutulmamalıdır. Cumhuriyet döneminde Sayıştay, İdarenin mali nitelikteki işlemlerinin yasalara uygunluğunu Meclis adına denetleyen bir kurumdur. Bu nedenle İdarenin güç ve etkisine karşı, örgüt yasalarıyla korunmuştur.

Sultan Aziz döneminde kurulan Divan-ı Muhasebat, bu özellikten yoksundur. Zaten adına denetim yapılacak bir Meclis de yoktur. Görev, padişah adına yürütülmektedir. Belki de tek olumlu yanı; Nizamnamesinde, çalışanlarının padişah iradesiyle atandıktan sonra istifa etmedikçe ya da kanunen azilleri gerekmedikçe görevden alınamayacakları doğrultusunda bir kurala yer verilmiş olmasıdır.

Divan-ı Muhasebat, Meclis adına yürütmeyi denetleyen bir kurum olma özelliğine 1876’da Kanun-u Esasi ile kavuşmuş; henüz kullanmaya fırsat bulamadan Meşrutiyetin askıya alınmasıyla birlikte 1878 yılında yitirmiştir.

II. Abdülhamit, Divan-ı Muhasebatı kapatmamıştır ama -bugün olduğu gibi- görevini tek kişinin iradesine bağlı olarak sürdürebilmiştir.

Saray Sevdası nerden çıktı?

Sayıştay Başkanlığınca geçtiğimiz yıl “Geçmişten Günümüze Sayıştay Binaları” adlı bir prestij kitabı yayımlandı. Hakkını yemeyelim, içinde yararlı bilgiler var. Bilinçli bir tavır mı bilinmez, dikkatimi çektiği için paylaşmak gereği duydum: kitabın bir yerinde sanki, AKP’lilerin bilinçaltına yerleşmiş saray sevdası dile getiriliyormuş gibi bir duyguya kapıldım. Sayıştay’ın, Ankara Ulus’ta 1930-2002 yılları arasında 70 yıla yakın kullandığı binasına “Divan-ı Muhasebat Sarayı” demişler.

O binanın son 30 yılının tanığıyım. Hiçbir tarihsel gerçekliği olmadığı gibi saray diye adlandırıldığını kimseden işitmedim.

Sayıştay’ın Meclise sunduğu raporları değerlendirirken bu gerçekleri de dikkate alalım diye böyle bir yazıya gerek duydum.