Neden ABD tarihinde ilk kez siyahi bir yurttaşın Savunma Bakanı olarak seçildiğini sormalıyız.

Savunma Bakanının rengi, Sanders’in eldivenleri

Biden dönemi Savunma Bakanı olarak emekli bir asker seçildi. Afrika kökenli bir ABD’li olan Lloyd Austin’in silah tekelleri ile olan ilişkisi gözden kaçırılırken, kabinede renge dayalı bir “çeşitlilik” olarak takdim edildi.

Yine de neden ABD tarihinde ilk kez siyahi bir yurttaşın Savunma Bakanı olarak seçildiğini sormalıyız.

Burada bir liyakat sorunundan bahsetmiyoruz. Irak’ın işgalinde yer alan, cihatçıların vekâlet savaşlarında kullanılmasında rol üstlenen Austin en az muadilleri kadar cinayetlere, yalanlara ve hilelere yatkın olmalıdır.

Ancak bu yazıda, bu seçimin ABD sermayesinin kafasında büyük bir yer işgal eden yurttaşları nasıl düzene bağlayacağı ve tekellerin çıkarları için nasıl savaştırılacağı sorunuyla ilişkilendireceğiz.

19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başında köylülük egemen sınıfların asker deposu olarak da işlev gördü.

Daha önce bu köşede konu edilen 1. Dünya Savaşı’nın Verdun mezbahanesinde örneğin her iki taraftan daha çok köylü çocukları kuzu kuzu başlarını uzattılar cellatlarına.

Ancak nüfusun yapısı değişip kentler işçi sınıfının katmanları ile dolunca işin rengi değişti. Yurttaşlar sermayenin savaşlarına karşı direnç göstermeye ve örgütlenmeye başladılar.

Vietnam Sendromu kavramı değişik anlamlarda kullanılıyor ama asıl olarak sermaye sınıfının ağır bir travmasını bize yansıtıyor. 

ABD 1965-75 yıları arasında Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya vahşice saldırdı, savaş boyunca attığı 7 milyon ton bombayla buradaki emekçi halkların direncini yok etmeye çalıştı, 500 bin kadar asker bulundurdu bu ülkelerde.

Ancak savaşın sonunda ABD halkının %60’ından fazlası savaş karşıtı haline gelmişti.

İlk savaş karşıtı hareket ABD’nin siyahi halkından çıktı, çünkü onlar ABD devletine hiçbir şekilde güvenilmemesi gerektiğini öğrenmişlerdi zaten. 1965’te Vietnam’da bir arkadaşlarını kaybeden gençler aşağıda bir kısmı alıntılanmış savaş karşıtı bildiriyi dağıttılar:

“Zenci çocuklar burada, Mississippi’deki zorunlu askerlik işlemlerini onurlandırmayacaklardır. Anneler çocuklarını askere gitmeye özendirmeyeceklerdir.”

Sonrasında, o zaman baskılar nedeniyle işçi sınıfının siyasi öncüsünün pek ortalıkta gözükmemesine rağmen, bugün için de çok umut verici bir hareketlenme yaşandı.

Milyonlarca insan savaş karşıtı protestolar için toplandı. Sadece 1969’un ilk yarısında en az 215 bin öğrencinin kampüs protestolarına katıldığı, 3 binden fazlasının tutuklandığı ve bin kadarının okuldan uzaklaştırıldığı bildiriliyor. Liselerde bile beş yüz kadar yeraltı gazetesi çıkarılmıştı. Ayrıca askeri üslerin bulunduğu yerlerde yeraltı gazeteleri çıkarılmaya başlanmıştı.

ABD’deki 60’ların sonlarındaki savaş karşıtı gösterilerden biri. Dövizde “Oğlum Vietnam’da öldürüldü. Ne için?” yazıyor.

İnsanlar asker alımından kaçmaya, hatta ABD’den başka ülkelere göçmeye başladılar. Askerler arasında da savaş karşıtlığı hızla yayıldı. ABD asker alımında zorlanmaya başladı. Bu yazıya bütün ayrıntılar sığmayacaktır, sadece bir olaya değinelim, Kongre ile ilgili olduğu için güncel bir yanı var.

Vietnam’dan dönen askerler savaş karşıtı bir örgüt kurmuşlardı. 1971’de bunlardan bin kadarı Kongre Binası etrafında bir tel örgüye giderek tek tek Vietnam’da kazandıkları madalyaları telin öbür tarafına attılar ve zehir gibi bir acıyla konuştular.

Vietnam Savaşı direnen Vietnam yoksul köylüsünün olağanüstü direnciyle değil sadece, ABD emekçilerinin savaşa karşı direnişiyle de kazanıldı.

ABD sermaye sınıfı bu deneyimin altında ezildi. Bu yüzden Irak işgalinden önce kitle imha silahları yalanını ortaya attılar. Bu nedenle emperyalist ülkelerin halkları metroda gazlı saldırı, şarbonlu mektuplar, sokaklarda bıçaklı Cihatçılarla bir korku çemberine alındı.

Şimdi, pandemi esnasında ABD’de patlayan “Siyahların yaşamı değerlidir” ayaklanmasından sonra neden Savunma Bakanının siyahi olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Eğer ABD bir emperyalist paylaşım savaşına katılacaksa milyonlarca emekçiyi askere almayı deneyecektir.

Sanders’in eldivenine gelince…

Biden’ın başkanlık törenine örme tuhaf eldivenlerle katılmış. Bu çok meşhur oldu. 

Ama insanlar “Solcuysan neden bu kadar dünya halklarına karşı cinayetler işlemiş bu çetenin içindesin o zaman?” diye sormuyorlar. Demokrat Parti’nin solcusu olmaz!

Ayrıca Bernie Sanders sosyal demokrasinin ne kadar sığ olduğunu da gösterme fırsatı buldu eldivenler sayesinde. Eldivenli tişört bastırıp satışından elde edilen geliri ABD’li yoksullara yardım eden bir derneğe aktarmış.

Ya sermayenin işsizliğe, yoksulluğa, evsizliğe mahkûm ettiği on milyonlarca ABD’li. 

Savaş çığırtkanlarıyla sosyal demokratlar hep tarihte kol kola olmuştur.

Ne diyelim, nitelikli dolandırıcılık!