Kız çocuklarının hayalleri elbet bir gün özgür kalacak. Sabancı’ların ya da Koç’ların sadakalarıyla değil, anne babalarının ayağa kalkışıyla. Yakındır…

Sabancı’nın sadakasına ihtiyacımız yok!

Sabancı Vakfı, Dünya Kız Çocukları Günü için bir video hazırlamış. Teması, her türlü olumsuz koşullara ve baskıya rağmen hayallerinin peşinden koşan kız çocukları; sloganı ise “göster gücünü”. Koç’un, Sabancı’nın benzer işleri gibi bu kısa film de görüntüsüyle, sesiyle, öne çıkardıkları başarılı örneklerle oldukça etkileyici. Gözümüz doyuyor doymasına da karnımız tok artık bu zırvalara.

Videodaki yüzlere değil asla sözümüz. Kadınların bunca ezildiği bir dönemde dünya çapında sıralamaya giren, farklı başarılara imza atan genç kadınlar, kız çocukları elbette çok değerli. Mesele onların böyle servis edilmesinde, sermayenin hiçbir fırsatı kaçırmayan aç gözlülüğünde. 

Sanki bir kız çocuğu ya da kadının, hayallerinin peşinden koşabilmesi için istemesi yetermiş gibi. Sanki “gücünü göster” deyince güçlü olmak kolaymış gibi…Bırakın hayalinin peşinden koşmayı, hayalleri kabusa dönen, hayal kurmaya bile vakit bulamayan milyonlarca çocuk var bu ülkede! 

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) çocuk istismarı, evlendirilen çocuklar ve doğum yapan çocuklarla ilgili verileri 2016'dan sonra kamuoyuna kapatılmış. Farklı nedenlerle sundukları verilerden ulaşabiliyorsunuz ancak. Ulaştıklarımız bile korkunç rakamlar ancak istatistiklere yansıyanlardan çok daha fazlası olduğunu hepimiz biliyoruz. 

2001’den bu yana Türkiye’de doğum yapan 10-17 yaş arasındaki çocuk sayısı, 542 bin 821. Buna 18-19 yaşındakileri de eklerseniz 1 milyon 909 bin 406 çocuk doğum yapmış demektir 19 yılda. Dünya Kız Çocukları Günü kutlu olsun!

18 yıllık gerici AKP iktidarı boyunca en çok kazanan sermaye gruplarından biri olan Sabancı, gericilik nedeniyle kız çocuklarının maruz kaldığı baskı ve ayrımcılıktan yakınırken zerre utanmıyor. Kız çocuklarını güçlendiriyoruz diye ortaya çıkan da onlar, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırma çabasındaki hükümet ile türlü pazarlıklar yürüten de…Sadece aç gözlü değiller, yalancılar, ikiyüzlüler!

Bu özel gün vesilesiyle Güler Sabancı da açıklama yapmış. “Kendi potansiyelinin farkında olan kız çocuklarının gücünü tüm dünyaya gösterme cesareti de olur” demiş. 46 yıllık Sabancı Vakfı olarak bu konudaki hassasiyetlerini ve çabalarını anlatmış. Hatta Covid nedeniyle eğitim alamayan kız çocuklarına, düşük sosyoekonomik düzeydekilerin zorluklarına bile işaret etmiş. 

Haklı, pandemi en çok yoksulları vurdu. Ama Sabancı’dan duymaya ihtiyacımız yok yoksul evlerinin halini. Onlar hükümetin evde kal kampanyasına destek olmakla, özel günlerde açıklamalar yapmakla meşgulken; fabrikalarındaki işçiler hiç evde kalamadan, büyük risk altında çalışmaya devam ettiler. Onların çocukları evlerinde özel bakıcılarla, sınırsız internet hizmeti ile eğitimlerini sürdürürken; evlerinde bilgisayarı, internet erişimi olmayan yoksul çocuklar eğitimden uzak kaldılar. Anne babaları çalışmak zorunda olduğu için başlarının çaresine baktılar, bırakıldıkları komşu evlerinde canlarından oldular. 

Uzaktan eğitimin zorlukları nedeniyle de en çok kız çocukları etkilendi. Zaten kadınlara yüklenmiş olan çocuk bakımı ve ev işleri, okulların kapalı olması nedeniyle iyice arttığından, annelerine yardım etmek de kız çocuklarına düştü. Annelerin çalıştığı evlerde küçük kardeşlerin bakımı onlara kaldı. Uzaktan eğitimden bir çocuk uzak kalacaksa o sıklıkla evin büyük kız çocuğu oldu. Bu dönemde özellikle kadınların daha fazla baskı ve ayrımcılığa maruz kaldığı bölgelerde, kız çocuklarının okulla ilişkisinin çok daha kolay kopacağını öngörmek zor değil. Çocuk yaşta evlilikler için gericilerin arayıp da bulamadığı yeni bir kapı böylelikle açılmış oldu. 

Sabancı gibiler, kız çocuklarına “gücünü göster” diye aklı vereceğine, bu çocukların anne babalarına hakettiği çalışma koşullarını sağlasın, emeklerinin karşılığını versin. Vermez. Vermediği gibi sanki olan biten tüm kötülüklerle hiç ilişkisi yokmuşçasına insanların hayallerini, umutlarını kendine malzeme yapar. Onların asıl derdi ne kadar kâr edecekleridir. Kız çocuklarının hayalleri ise, reklamlarının daha fazla ‘tık’lanması için vesile olabilir ancak. 

Kız çocuklarının hayalleri elbet bir gün özgür kalacak. Sabancı’ların ya da Koç’ların sadakalarıyla değil, anne babalarının ayağa kalkışıyla. Yakındır…