Diego Rivera’nın Büyük Buhran döneminin simgesi olan Ford fabrikaları üretim süreçlerini resmettiği gibi, Haziran 2020 Türkiye işgücü istatistiklerinin resmini, ama tam da bizim tarafın gözüyle, çizebilecek olsaydık: En ön saflara pandemi krizinin yükünü taşıyan işsizleri, koymaz mıydık?

Resmî rakamların gayriresmî resmini yapabilseydik?

Türkiye İstatistik Kurumu yani TÜİK, her ay işgücü istatistikleri yayınlar, izliyor okuyorsunuzdur. İstatistikler her ay yayınlanır, ancak rakamlar üç aylık dönemlerin ağırlıklı hesaplanması ve dönem ortasındaki aya ilişkin nüfus projeksiyonlarını yansıtırlar. 

Bu aylık bültenlerde kamuoyunun da, her taraftan uzmanın da gözü öncelikle işsizlik rakamlarındadır. Bizim taraf da, özellikle, önce ona bakar. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, Eurostat’ın standart dar tanımı ile işsiz sayısı referans dönemde son 4 hafta içerisinde aktif olarak iş arayan ve 15 gün içerisinde işbaşı yapmaya hazır olanları kapsar. Uluslararası Çalışma Örgütü-UÇÖ’nün geniş tanımı bu sayılara, kısa zamanlı çalışanları, mevsimlik işçileri, hali hazırda çalışmasa da iş bulursa çalışabilecekleri de ekler.

TÜİK’nun işgücü istatistiklerinin açıklanmasının ardından emek örgütleri (Örneğin DİSK-AR) geniş işsizlik rakamlarını hesaplayıp güvencesizlik ve yoksulluk saldırılarının durumunu vurgulayarak yeniden yayınlar. Diğer tarafta sermaye örgütleri de (Örneğin TUSİAD) mal ve hizmetler piyasalarıyla ilişkisi bağlamında işgücü piyasalarındaki işsizlik rakamlarını izler.

10 Eylül’de yayınlanan TÜİK İşgücü istatistikleri bülteni sonrasında da bunlar oldu. Standart dar tanımlamasıyla Mayıs-Haziran-Temmuz döneminde işsizlik oranı yüzde 13,4 olarak açıklandı. DİSK-AR son on yıldır yaptığı gibi açıklanan rakamlar üzerinden yeni bir hesaplama yapıp aynı dönem için geniş tanımıyla işsizlik oranının yüzde 28,9 olduğunu açıkladı.*

Dar ya da geniş, bunlar ağır rakamlar. Önemsemeliyiz, izlemeliyiz, kendimize iş çıkarmalıyız. 

İşgücü istatistiklerinde başka rakamlar da var elbette, istihdam var, kayıt dışı çalışanlar var, mevsimlik işçiler var, kadınların gençlerin istihdam durumları var, işgücü dışında kalanlar var, var da var.

Tüm bu istatistiksel bilgi, göstergeler ve infografikler, Türkiye’de istihdam, işsizlik ve işgücü dışılık olgularının soyutlamaları anlamına geliyor. Çok önemli analiz aracıdır, zengin çıkarımlar yapmamızı sağlar. (Bkz. ilgili soL haberi.**)

Benim amacım sizlerle bu soyutlamanın ardındaki somutluğu, oranlar ve göstergelerle tanımlanan ilişkilerin altındaki nedenselliği başka bir yöntemle konuşmak.

Bunları konuşabilmek için de istatistik bültenlerine bakıp da göremediğimiz şeyleri, kuramsal analizlerin dışında başka nasıl ortaya çıkarırız onu düşündüm. Yani, rakamların arasında karşılığının olduğunu bildiğimiz ama ayrıntıda gizlenmiş, kalabalıkta gözden kaçmış olanı nasıl çeker çıkarırız? 

Analizi resmetmek

Eyleme dönüştürücülükte kuramsal analiz kadar sanatsal üretimin de iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. Çarpıcı sanatsal işlerden biri olan duvar resimlerini (mural) neredeyse tam da kastettiğim tarz analizler için kullanmış olan bir sanatçı var, Diego Rivera. 1910 Meksika doğumlu Rivera, ısrarcı bir ateist, üyesi olduğu Meksika Komünist Partisi ve Sovyetler Birliği otoriteleri ile çatışmalar yaşamış bir komünist ve yaşamına biri öğrencisi Frida Kahlo olmak üzere beş çalkantılı evlilik sığdırmış bir ressam. Usta ve öncü bir ressam olduğu, duvar resmi hareketinin kurucusu olarak kabul edilebileceği söylenir. 

Lafı uzatmayayım, Diego Rivera’nın o gösterişli duvar resimlerinde çalışma ilişkileri açısından rakamlarla ya da kavramlarla göremediğimiz nesnelliği ve nedenselliği görebildiğimizi düşünüyorum. 

Diego Rivera’nın benim işgücü rakamlarına bakarken ihtiyaç duyduğumu söylediğim şeye doğrudan örnek olabilecek işleri, 1932-1933 yıllarında, yani Büyük Buhranın göbeğinde, Detroit Sanat Enstitüsünün (DIA) duvarlarına 27 ayrı panel halinde boyadığı ve Detroit Sanayisi adını verdiği duvar resimleridir. 

Bu projenin nasıl ortaya çıktığı, Rivera’nın politik görüşleri ve ifadeleri bilindiği halde nasıl olup da Ford şirketinin bu resimlere sponsorluk ettiği tartışmaları derin, oralara inmeyeceğim.

Ben, bu panellere yansıyanın bir tür Marksist üretim süreci çözümlemesi olarak kabul edilebileceğini düşünüyorum. Şu linkten aşağıda fotoğrafını gördüğünüz Detroit Sanayi Güney duvarı panellerindeki resimlerin detaylarına göz atabilirsiniz. Üretim araçlarından, işçi profillerine, yönetim ilişkilerinden, mühendislik süreçlerine pek çok detay işlenmiş, çok etkileyici. Sadece bunlar değil Rivera’nın benzeri analizler yaptığı başka duvar resimleri de var, incelemeye değer.

Detroit Sanat Enstitüsü (DIA) Güney duvarı, Kaynak: dia.org

Bizim büyük resmimiz 

Gelelim bizim resmî rakamların gayriresmî resmine... 

Diyelim, sanatsal olarak yeteneğimiz, deneyimimiz, donanımımız tamam. Diego Rivera’nın Büyük Buhran döneminin simgesi olan Ford fabrikaları üretim süreçlerini resmettiği gibi, Haziran 2020 Türkiye işgücü istatistiklerinin resmini, ama tam da bizim tarafın gözüyle, çizebilecek olsaydık:
 
En ön saflara pandemi krizinin yükünü taşıyan işsizleri, onların yanı başına da, sabahın erken saatlerinde AVM katlarında havalı dükkanların kepenklerini açanları;  tıklım tıklım otobüste ağızda maske burun buruna işe gidenleri; yoğun bakım koridoruna başını ellerinin arasına alıp çömelmiş doktoru; elinde liste amele pazarından adam seçen dayıbaşını ve karşısında bekleyenleri; sokak arası imalathaneden torba torba bluz almış kadınlara evlerinde boncuk diktirmeye götüren mahallenin ablasını; Polatlı’da kum fırtınasından çıkmış, üstlbaşları tozlu elele fotoğrafa poz vermiş iki küçük mevsimlik işçiyi, koymaz mıydık? 

Koyardık. Her biri bir oranı, göstergeyi yansıtan detay paneller eklerdik. Kamu işçilerini, kadınların görünmez emeğini, hem okuyup hem çalışan gençleri, Suriyeli göçmenleri, kültür sanat emekçilerini, kimleri kimleri eklemezdik ki.

Ha tabi bir köşeye de şu korona mikrobunun meşhur figürünü yerleştirirdik illa, patronlara ayırdığımız o en karanlık dip köşeye mesela…


* DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu (Eylül 2020)

** İlgili haber https://sol.org.tr/haber/salginin-faturasi-emekcilere-cikiyor-issizlik-…