Sınavlarda sorun yoksa, ilköğretimden başarılı gelen öğrencinin ortaöğretimde nitelik kaybına uğradığı akla geliyor. Esasında bakanlığın nitelikli-niteliksiz lise ayrımı, imam hatip liselerinin çok sayıda olması, öğrencilerin önemli bir bölümünün açık liselerle meslek liselerinde okuması, bakanlığın ortaöğretimde nitelikli öğrenci yetiştirme peşinde olmadığını gösteriyor.

Liseye Geçiş Sınavı (LGS) ve ortaöğretim

Bakanlık bir türlü tüm okulları nitelikli okul yapmaya yanaşmıyor. “Okullarımın çoğu niteliksiz okul olacak” diye tutturmuş bulunuyor. Nitelikli okullarına(!) ayırdığı kontenjan 2019’da 139 bin 660 iken, 2020’de bunu yüzde 52,6 oranında artırarak ancak 213 bin 128’e çıkarıyor. LGS’ye 1 milyon 670 bin öğrenci başvurduğuna ve bakanlık 213 bin kişinin okuyacağı okullara nitelikli okul dediğine göre, 1 milyon 450 binden fazla öğrencinin niteliksiz liselerde okuyacağı anlaşılıyor. 

Bakanlık, "nitelikli lise" derken de toplumu kandırıyor. Çünkü nitelikli lise, öğrencilerin bilişsel, devinimsel ve duyuşsal gelişimlerini sağlayan lisedir. Oysa bakanlığın nitelikli dediği liseler içindeki imam hatip liseleri ile meslek liseleri, öğrencilerin yeterince bilişsel ve duyuşsal gelişmelerini sağlamak amacıyla açılmış liseler değildir.

2019 verilerine göre üniversiteye girişte en başarılı okulların yaklaşık yüzde 50 oranla fen liseleri ve yüzde 28 oranla da Anadolu liseleri olduğunu bilenler, bu iki liseden birinde okumak için can atıyor. 2020’de LGS’ye giren öğrencilerin yüzde 46,7’sinin ilk tercihi fen lisesi ve yüzde 28,5’inin de ilk tercihi Anadolu Lisesi oluyor. Yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayıp “Halkın isteğine kulak veriyoruz” diyenler, durumu görmezden geliyor. Bu yıl nitelikli denen liselerin sayısı artırılırken, yine imam hatiplere büyük ayrıcalık sağlanıyor (Çizelge 1). Bakanlığın fenden ve sosyal bilimlerden hoşlanmadığı bir kez daha görülüyor. Bu yıl, nitelikli dediği fen liseleri sayısını %1,9 ve sosyal bilimler liselerini %2,2 artırıyor. Meslek liseleri ve Anadolu liselerinde de cimrilik yapıp sırasıyla %15,5 ve 27,4 artırsa da, konu imam hatip liseleri olunca birden cömertliği tutuyor: %48,9 artırıyor. Sınavsız girilecek liselerin çoğunun imam hatip lisesi olduğu ve öğrencinin son seçeneğinin de açık liseler olduğu biliniyor. Bu arada nitelikli meslek liseleri söylemiyle de toplum kandırılıyor. Bu meslek liseleri, temelde iş dünyasına ara eleman yetiştiriyor. Meslek lisesinde okuyan, en iyi koşullarda bir meslek kazanma şansına sahip olsa da, dört yıllık lisans programlarından birini kazanıp doktor, mühendis, hakim, …. olma şansı az oluyor. 

2020 LGS sonuçları da, bakanlığın tutumu gibi ilginç oluyor. Örneğin bir öğrencinin cevap kağıdı kayboluyor, kaybeden o olmasa da, cezayı öğrenci çekiyor: Sınavı iptal ediliyor!

Çizelge 1. Nitelikli Lise Sayılarındaki Artış 

Lise Türü 2019 2020 %
İmam Hatip L. 339 505 48,9
Anadolu L. 266 339 27,4
Meslek L.
 
516 596 15,5
Sosyal Bilim. L. 90 92 2,2
Fen L. 310 316 1,9

LGS’de, ilk başvuru 1,6 milyon olsa da, koronavirüs nedeniyle mi, ümidi olmadığından mı nedir başvuranlardan yüz binden fazlası sınava girmiyor.

Sınava giren 1.472.088 öğrenci içinde 42 farklı ilden 181 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlayarak 500 tam puan alıyor. 39 ilden ise tüm soruları doğru yanıtlayan bir tek kişi çıkmıyor.

AKP ne kadar istemese de, kız öğrencilerin sınavlarda matematik dışındaki tüm alt testlerde erkek öğrencilerden daha başarılı olduğu görülüyor.

Ailesinin eğitim düzeyi/sosyoekonomik düzeyi yüksek olan öğrencilerin sınavlarda daha başarılı olduğu anlaşılıyor.

2019 ve 2020 LGS sonuçları, öğrencilerin alt testlerde, matematik dışında ortalama başarıyı yakaladıklarını gösteriyor (Çizelge 2). 

Çizelge 2. LGS’de Başarı Durumu  

LGS’nin alt testleri Soru Sayısı Doğru Yanıt Ortalaması 2019 Doğru Yanıt Ortalaması 2020
Türkçe 20 11,75 10,00
İnkılap Tarihi 10 6,88
 
5,05
DKAB 10 6,83 6,39
Matematik 20 5,00 4,86
Fen  20 9,97 10,21

2019 ve 2020 LGS ile Yükseköğretim Kurumlarına Giriş Sınavı (YKS) sonuçlarının karşılaştırılması da ilginç oluyor. Tüm soruları doğru yanıtlayan öğrenci sayısı, LGS’de 181 iken YKS’de 5’e düşüyor. Alt testlerdeki doğru yanıt ortalamaları da, YKS’de, LGS’ye göre çok daha düşük oluyor.

Üç aşağı beş yukarı yıllardır benzer sonuçlar alınıyor. Liseye geçmek için girilen sınavın, Seviye Belirleme Sınavı (SBS), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ya da LGS olması fark etmiyor, bu sınavlarda tüm soruları doğru olarak yanıtlayanların sayısı, üniversiteye geçiş sınavında tüm soruları doğru olarak yanıtlayanların sayısıından çok daha fazla olduğu görülüyor.

Sınavlar ölçme tekniğin uygun yapılıyorsa, bu durumu, LGS’de  kolay ve YKS’de zor soru sorulmasıyla açıklamak gerçekçi olmuyor. Sınavlar ölçme tekniğine uygun olarak yapılmıyorsa, bu konuyu tartışmanın bile anlamı kalmıyor. Sınavlarda sorun yoksa, ilköğretimden başarılı gelen öğrencinin ortaöğretimde nitelik kaybına uğradığı akla geliyor. Esasında bakanlığın nitelikli-niteliksiz lise ayrımı, imam hatip liselerinin çok sayıda olması, öğrencilerin önemli bir bölümünün açık liselerle meslek liselerinde okuması, bakanlığın ortaöğretimde nitelikli öğrenci yetiştirme peşinde olmadığını gösteriyor.    

Bu durum, bakanlığın eğitimi pek umursamadığını ve hatta bile bile bu yolu seçtiğini düşündürüyor. Muhalefeti soracak olursanız, ne yaptığı bilinmiyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun istemeye istemeye imam hatiplere, açık liselere ya da meslek liselerine gitmek zorunda bırakılmasına da, bakanlığın resmen nitelikli/niteliksiz lise ayrımı yapmasına da, öğrencilerin yüzde 85 kadarının bakanlığın niteliksiz saydığı liselerde okumasına da, öğrencilere dini öğretilerin dayatılmasına da, bu gidişle laikliğin de cumhuriyetin de ruhuna Fatiha okunacağına da aldırmaz görünüyor. Üç kişinin dinlediği basın açıklamalarıyla bu konularda mücadele verdiğini mi sanıyor? Bilinmiyor!

[email protected]