Kediler kimi insanlardan zekidir. Gerçekten öyledirler. Mesela bazı insancıklar gibi yapmaz asla yalan söylemezler.

Kedidir kedi…

Biliyorsunuzdur sokak hayvanları, ortak yaşam alanlarımızın hiç solmayan çiçekleridirler.

Bizim Alaca ile ne zaman karşılaşsak peşimden seğirtiyor. Öyle bağır çağır ki ne söylüyor anlamak olası değil. Acaba mahalle de olup biteni mi anlatıyor, yoksa sevgilisi Sarman’nın onu terk edip gidişinin nedenlerini mi çözemiyorum. 

“Anlamıyorum söylediklerini” dedikçe daha da bağırıyor.

“Hava kışa dönmüş gel biraz evde yaşa” dedim içeri aldım. Hemen gidip koltuğun üstüne kuruldu. Mama ve su verdim. Jazz ile uzaktan bakışıyorlar, kıyamet koptu kopacak. “Bak uzaya filan gidiyorlarmış, yeni anayasa diyorlar, ülke çağ atlıyor, sokaklarda gencecik insanları kelepçeliyorlar, bari siz kavga etmeyin, kardeş kardeş takılın” filan diyordum ki Jazz birdenbire gerginleşip vaşak gibi diklendi. 

Kavgada kedilerin çıkardıkları seslerin mutlak bir karşılığı vardır, sevişirken çıkardıklarının da, sevilirken çıkardıklarının da. 

Jazz koltuğun üstüne uçar gibi zıpladı, kan akacak “Durun dedikçe” bağırtılar daha da yükseliyor, araya girdim, durdurmak olası değil Jazz yeri, yurdu işgale uğramış gibi bağırıyor, “Yapma kızım” dedikçe bana da diklendi, baktım olacak gibi değil, konuğu kapının önüne koydum. Orada mama ve su kabı var, paspasın üstüne havlu serdim, hemen serildi, gece kontrol ettim, sırtını okşadım mırladı, ertesi gün sesi çıkmıyordu, bu sabah baktım yok. Sokağa bakındım karşı evin cam önündeki saksıların arasına tünemiş, seslendim pencereden, uzun uzun miyavladı, otomata bastım kapı açıldı, yine seğirterek içeri daldı. Maması ve suyunu tazeledim. Kar başladı, dilerim uzunca zaman burada takılır.

Kediler kimi insanlardan zekidir. Gerçekten öyledirler. Mesela bazı insancıklar gibi yapmaz asla yalan söylemezler.

Kimilerimiz onlara “Nankör” filan derler inanmayın, dostluğu, yarenliği, arkadaşlığı, sevgiyi hem kendilerine hem hayata yalanlar söyleyen yaratıklardan daha iyi bilirler.

Asla sahtekârlık yapmazlar. Birlikte yaşıyorsanız kendi kurallarını kendileri koyarlar ve siz o kurallara uyduğunuz sürece düzen tüm hiyerarşiyi yok eden bir işleyişe kavuşur, sonrası sorunsuzdur.

Yeni bir insan ile tanıştıklarında dost mu, düşman mı, korkak mı, cesur mu, sevgisi var mı, yok mu bilirler, iki nefes koklamak, iki patiyle dokunmak yeter.

Hayvan Hakları Yasası olmayan bir ülkede "sokak hayvanı" olmak zordur elbette. Hele her gün canlarına kıyılan yaban hayvanlarını, kentlerden, yaşam alanlarından ormanlara, dağlara sürülen köpekleri, katledilenleri düşündükçe her şey daha da zordur.

Bende tuhafım biliyorum, insan haklarının her gün, her an ayaklar altına alındığı güzelim ülkemde oturmuş size bunları yazıyorum.

Hem de "kendi haklarına sahip çıkamayan 83 milyonluk koca bir ülke, hayvan haklarına nasıl sahip çıkar" sorusunun yanıtını bile bile.