Cumhuriyetin kuruluşunun altıncı ayında ‘özgür yurttaş’ isteği dile getirilmişken, AKP, istediği nesli açıklamak için yargının yandaşlaşmasını beklemiştir.

Fikriyat oluşturma!

AKP Genel Başkanı, 2017 baharında Ensar Vakfının 38. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “14 yıldır kesintisiz siyasi iktidarız, ama sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var” demişti. Yaklaşık 3,5 yıl sonra 19 Ekim 2020 günü yapılan İbn Haldun Üniversitesi açılış töreninde de, "18 yılda eğitim ve kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum… fikriyatımızı oluşturamadık” diyor.

Emperyalizme karşı, bağımsızlıktan yana ve halk egemenliğine dayalı olan Cumhuriyet rejiminin yaşaması için kendi egemenliğinin ayrımında olan yurttaşlara gereksinim olduğunun bilincinde olan Mustafa Kemal, Şair Tevfik Fikret’ten esinlenerek öğretmenlerden “fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” nesiller yetiştirilmesini istemişti. 

Cumhuriyetin kuruluşunun altıncı ayında ‘özgür yurttaş’ isteği dile getirilmişken, AKP, istediği nesli açıklamak için yargının yandaşlaşmasını beklemiştir. AKP Genel Başkanı,  19 Şubat 2012’de partisinin gençlerine seslenirken, Tevfik Fikret gibi şairlerden değil de Necip Fazıl’ın gençliğe hitabesindeki “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...” ifadesinden esinlenerek, “Dininin ve kininin davacısı olan bir gençlik” istemiştir.

AKP’nin, özgür olmayan kişilerle, tarikat mensuplarıyla ve de dininin ve kininin davacısı olacak gençlerle eğitim ve kültür yaşamını ileri düzeye taşınamayacağını ve parti fikriyatının oluşturulamayacağını göremediği anlaşılıyor. Bu arada,

  • Basın İlan Kurumunu, bürokrasiyi, RTÜK’ü, TRT’yi, YÖK’ü, üniversiteleri, yargıyı, …yandaşlardan oluşturarak;
  • Olumsuz gelişmelerin haber yapılmadığı ve iktidarın icraatlarının abartılarak verildiği, Berat Albayrak’ın istifasını 24 saat toplumdan saklayan yandaş medyayla; 
  • “Dini olan motifleri milli kültürden çekip çıkardığınız zaman geriye bir şey kalmaz. Bu da dinden bağımsız bir milli kültür olamayacağını gösterir” anlayışıyla (Türkiye Diyanet Vakfı'nın Türk eğitim sistemi: Alternatif perspektif, 1996: 127); 
  • Öğrencilere (Erbakan’ın deyişiyle) makul olmayan ölçülerde din bilgisi yüklemeye çalışarak; 
  • Okul çağını aşmış kişiler için var olması gereken açıköğretimi, zorunlu eğitimin pir parçası yaparak; 
  • Çocukları imam hatiplere gitmeye zorlayarak;
  • Yalnız dini amaçları olan kuruluşlarla işbirliği yaparak;
  • Tarikatlara destek vererek ve tarikatçıları bürokratik görevlere getirerek;
  • Yandaşlar ne yapsa dokunulmazken, muhalifleri suçsuz olduğu halde tutuklayarak;
  • İnsanların yaşamlarına ve özlük alanlarına müdahale ederek;
  • 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra “Hakimiyet Milletindir” afişleri asıp yasama, yürütme ve yargı erkini tek kişide toplayarak; 
  • “En büyük irade millet iradesidir” deyip seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine yandaş kayyum atayarak, valinin düzenlediği pandemi toplantısına muhalif partiden seçilmiş belediye başkanını çağırmayarak; 
  • 15 Temmuz öncesinde Fetöye yapıldığı gibi, bir milyon kadar çocuğun/gencin tarikatlar tarafından koşullandırılmasına aldırmayarak;
  • Fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür anlayışından korkarak; 
  • Cumhuriyetin kazanımlarını yok sayıp Osmanlı değerlerine sarılarak;
  • Laiklik ve bilimsellikten uzaklaşarak;    
  • Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ümmet olduğunu söyleyerek; 
  • Resme, heykele, tiyatroya, baleye, operaya, klasik Batı müziğine, … sırt çevirerek;  …
  • oluşturulacak fikriyatı, bırakın toplumun çoğunluğunu, AKP bile beğenmeyecektir. Çünkü yukarıda örneklenen gelişmeler devam ettiğinde, 
  • depremleri zinaya bağlayanlar;
  • deprem olduğunda “Din yok, iman yok, namaz yok. Bu felaketi biraz da kendileri istemiş oldu. Türkler sağ olsun, Müslümanlar sağ olsun. Öbürlerine ne olursa olsun fark etmez” diyenler; 
  • deprem enkazı üzerine çıkıp şov yapan bakanlar;   
  • sanat eserine ‘tükürenler’;
  • vali de olsa, profesör de olsa Kuran kurslarının okul öncesi eğitimi karşıladığını sananlar;
  • bilmem ne şeyhinin depremle konuşarak depremi durdurduğuna inanlar; 
  • IŞİD gibi kuruluşlara hayran olanlar; …

de artacaktır.

Ayrıca AKP ve onun payandası olan MHP’ye oy vermiş gençler arasında geri dönmemek üzere yurt dışına gitmek isteyenler de artmaya devam edecektir. 

[email protected]