Geçenlerde, öğretmen maaşlarının sisteme yük olduğunu söyleyen Z. Selçuk, hangi cesaretle öğretmenler gününü kutluyor? Anlaşılamıyor!

Dünya Öğretmenler Günü

Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization-UNESCO) ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (International Labor Organization-ILO) öncülüğünde 5 Ekim 1966 tarihinde hükümetler arası bir konferans düzenlenmiştir. Bu konferansta, “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” adlı bir belge kabul edilmiştir. Konferansa katılıp bu belgeyi kabul eden Türkiye, belgede yer alan tavsiyelerin çoğunu dikkate almamıştır (bkz. haber.sol.org.tr, 11 Ekim 2013).

1994 yılından bu yana, 5 Ekim, Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim aynı zamanda, Azerbaycan, Kuveyt ve Pakistan gibi bazı Müslüman ülkelerle, Rusya, Almanya, İngiltere, Kanada, Uruguay ve Filipinler gibi pek çok ülkenin de öğretmenler günüdür.

UNESCO, öğretmenlik mesleğine önem verdiği kadar 5 Ekim gününe de önem vermektedir. UNESCO, bu günü kutlamak ve dünyaya öğretmenin önemini anlatmak için her yıl bir kampanya düzenlemektedir. Örneğin UNESCO’nun 2017 yılından bu yana düzenlediği kampanyaların konusu sırasıyla şöyledir: ‘Öğretmenlerin yetkilendirilmesi’, ‘Eğitim hakkı, nitelikli bir öğretmene sahip olma hakkıdır’, ‘genç öğretmenler: Mesleğin geleceği’ ve ‘Öğretmenler: Krizde liderlik, geleceği yeniden tasarlama.’

Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ne aldırmayan Türkiye’nin, 5 Ekim kutlamalarına da genelde pek aldırmadığı görülmektedir. Eğitim İş ve Eğitim Sen gibi laik ve bilimsel eğitimi savunan eğitim emekçileri örgütleri, bu günü kutlamaktadırlar. Ancak örgütlü eğitim emekçilerinin çok büyük bir bölümünün üye olduğu laik ve bilimsel eğitime çok mesafeli olan Eğitim Bir Sen ile Türk Eğitim Sen’in bu günü kutladıklarına dair internette de kendi web sayfalarında da bir haber yoktur.

Pek çok ülkede 5 Ekim, öğretmenleri kutlamak, başarıları ve bu meslekle ilgili sorunları değerlendirip çözüm yollarını dile getirmek için kullanılıyor. Bizde ise eğitim bakanları bu günü genelde göstermelik düzeyde kutluyor, birkaç hamasi sözle günü geçiştiriyor. Örneğin bu yıl, bakan Z. Selçuk, önceliği Türkiye’de çalışan öğretmenlere değil de, yurt dışında 28 ülkede görev yapan Türk öğretmenlere veriyor ve onlarla video konferansla konuşuyor. Hiçbir sorunu dile getirmeyip nasıl oluyorsa, “Hizmet içi eğitimlerimiz artık yılda 25-30 bin öğretmenle sınırlı değil, bu yıl 800 bin kişiye ulaştık” diyerek böbürleniyor.

Geçenlerde, öğretmen maaşlarının sisteme yük olduğunu söyleyen Z. Selçuk, hangi cesaretle öğretmenler gününü kutluyor? Anlaşılamıyor!  

Bu arada Z. Selçuk’un AKP’liler gibi giderek toplumsal algı üzerine oynadığı görülüyor. Örneğin 5 Ekim’den iki gün önce, “EBA TV yayınlarını takip ederken öğretmeniyle göz göze olmadığı hâlde dersini dinleyen çocuklar müthiş bir meziyet kazanıyorlar” diyebiliyor! Toplumsal algıyla oynarken ipin ucunu da kaçırıyor. Çünkü bu söylem, bir bakıma uzaktan öğretim güzellemesi olurken, yüz-yüze eğitimde öğretmenin işlevini küçümseyen bir söylem de oluyor.

Bakanın öğrenciye ve dolayısıyla öğretmene değer vermediğini gösteren bir başka durum da, ‘bir öğrencide virüs çıkarsa öğretime devam edileceği, aynı anda iki ya da daha fazla öğrencide çıkarsa o sınıftakilerin 14 gün karantinaya alınacağı’ kararı oluyor. Bakanlığın, bir virüslü çıkarsa virüsün yayılmasını bekleyip o sınıfı karantinaya almayı yeğlediği anlaşılıyor: Bakanlık için ne öğrencinin ne de öğretmenin sağlığı bir şey ifade etmiyor!

Bu anlayışta olan bir bakanlığın öğretmenler günü kutlaması içten olabilir mi? Kutlasa ne olur, kutlamasa ne olur! Ayrıca,

  • yüz binlerce öğretmen atanmak için yanıp tutuşuyorsa,
  • meslekten çıkarılmış on binlerce öğretmen ve beş bin kadar akademisyenin 15-20 yıllık hizmetleri boşa gitmişse ve de hâlâ görevlerine dönememişlerse,
  • 9. derece 1. kademedeki bir öğretmen maaşıyla, 10 yıl önce 991 dolar ya da 13 çeyrek altın alabiliyorken, günümüzde 567 dolar alabiliyorsa ya da 6 çeyrek altın bile alamıyorsa,
  • öğretmenler açlık sınırında maaşa çalıştırılıyorlarsa,
  • öğretmenlerin çoğunluğunun üye olduğu sendikalar, laik, bilimsel ve de toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı uygulamaları destekliyorsa, çocuk haklarını açık açık savunamıyorsa,

bakanlığın öğretmenler gününü kutlamasının bir anlamı olur mu?

[email protected]