Adaletli işbölümü ve paylaşımı gözeten, dayanışmayı destekleyen, en iyisini en güzelini hedefleyenler. Eşitlik ve özgürlük yolunda işinize yarayacaktır, sizlere de öneririm bu düğümlere el atmayı.

Düğüm

Bu hafta değişik bir paylaşım deneyimim oldu. ODTÜ Mezunlar Derneği bünyesinde, okulun bir süredir saldırı altındaki devrimci ilke ve değerlerini savunmak için biraraya gelme çabalarından birinde Mehmet Peker ile dolaylı da olsa tanış olmuştuk. Kendisi beni, Ankara’nın Gayri Resmi Gazetesi Solfasol’un YouTube kanalında sürdürdüğü “Biz Potansiyeli için” sohbetlerinden birisine konuk etti.  

Sohbet başlığımız “Eşitlik ve Çoğulculuk” kavramları idi. Beni Akademisyen ve Dağcı diye tanıtarak davet etmişlerdi. Ne, öğretmenlik kısmını saymazsak, birikimli bir akademisyen, ne de artık tepelerden tepelere koşan bir dağcı olduğumdan, 8 Mart’ın hemen ertesindeki bu sohbete her iki alanda da kadın ve örgütlü olma tarafımla davetli olduğumu varsaymış ve o yönde notlar hazırlamıştım.

Sohbet serisinin üst başlığı konusunda neler düşündüğüm de aktarmam istenmişti, ben de kısaca Biz’in benim için ortak değerleri, ortak yönü ve ortak nihai amacı paylaştığım herkes olduğunu, “potansiyel”in de ortak nihai amacımıza ulaştığımız gelecek anlamına geldiğini aktardım.

Gerisi, kavramlar, çağrıştırdıkları, simgeler ve metaforlar ile ilerleyen bir sohbet oldu, kendi açımdan çok keyif aldım umarım karşılığını da bulmuştur.1

Bugün, sizlerle de bir kısmını paylaşmak istedim.

Çoğulculuk ile başladık sohbete. Ortak bir derdi olanların, aynı doğrultuda ve yönde bir araya gelme ve birlikte hareket edebilme yeteneğidir bence çoğulculuk. Çoğulculuk ile birarada olabilme halleri, kolektif emek gücünü, ortak savaşımı, dayanışmayı vurgular.

Eşitlik kavramını da buradan türetmek mümkün. Bu çoğulcu ortaklıkta, değerin üretimindeki işbölümünde ve ortaya çıkanın paylaşımında adil dağılım ile eşitliğe ulaşılabilir diye düşünüyorum.

Bizim kolektif mücadelemizle ulaşabileceğimiz nihai hedefimizi, yani ortak derdimizi de yalın ve öz sözümüzle söylemek gerekirse:  “herkesten yeteneğine göre, herkes ihtiyacına göre” dönecek bir dünya, olarak görüyorum.

Kavramsal kısmı uzatmayayım, esas derdim, laf lafı açtıkça beliren ve bizlerin dağcılıkta yaşadıklarımızla, yukarıda tanımladığım gelecek mücadelemize yansıtılabilecek metaforları sizlerle paylaşmak.

Örneğin, kolektivist bir çoğulculuğu, tekil çeşitliliklere rağmen ortak amaç için aynı doğrultuda olma hali olarak tanımladığımda aklıma bizim yüksek irtifalardaki takım tırmanışlarımız geliyor.  

Eşitliği, karşılıklı sorumlulukları bilerek, farklılıkları kurallar ve disiplinle biraraya getirme olarak gördüğümde, gözümün önünde kayalarda, buzullarda oluşturduğumuz “ip birliği” beliriyor. İp birliği deyince de düğümler…

Dağcılıkta düğümler önemlidir. Güvence ve güven çağrıştırır. Benzeşir görünse de ikisi çok farklı şeyler.

Kullandığınız fiziksel kapasite ve yetenekleriniz, ekipmanlarınız, teknikleriniz, sistemlerinizin karşılığı, güvencedir; bilgi ve beceri birikiminiz, deneyiminiz, kurallarınız, disiplininiz ve ekibinizin karşılığı ise güven.

Düğümler her ikisi için de geçerlidir, yani hem teknik bir ekipman olarak, güvenceniz olacak, hem de sizi ekibinize, kurallarınıza, ilkelerinize bağlayarak güven sağlayacak aracılardır.

Dağcılıkta düğümler: sabit kalmayı değil, doğru yönde ilerlemeyi güvenceye alırlar. Birleştirir, güçlendirir, ivmelendirirler.

Dağcılık düğümü, Gordion düğümüne benzemez, engel yaratsın diye değil, kolay bağlansın, sağlam kalsın ama aynı irade ile kolayca da açılabilsin diye vardır.  

Çözülmesi için İskender kılıcı gerekmez, bağlayanı da çözeni de, hiçbiri diğerine üstün gelmez.

Sadelik, basitlik ve kalıcılık önemlidir dağcılık düğümlerinde. Kuşaklardan kuşaklara aktarılabilmeli, özel beceri, yetenek, güç, statü, ayrıcalık gerektirmemelidir.

Kişisel bakış açısıyla, öznel tercihlerle belirlenmez, her coğrafyada, her irtifada, her zeminde her havada aynı değişmez yöntemle, kurallarla uygulanabilmelidir.

Çoğunuza bir yerlerden tanıdık geliyor olmalı?

Yaşamımızın ve kolektif mücadelelerimizin diğer alanlarıyla nasıl ilişkilenebilecekleri biraz daha canlansın zihninizde diye bazı temel düğümleri ve neye yaradıklarını da yazayım.

Sabitlemeye ve veya bağlanmaya yarayan düğümler: bildiğimiz kördüğüm; sekizli düğümü; kazık düğümü; izbarço (bulin) düğümü.

Kendinizin ya da ip arkadaşınızın güvenli ilerlemesi için hareketli düğümler: yarım kazık; Prusik düğümü.

Farklı niteliklerde de olsalar iki ayrı ip ucunu birbirine bağlamaya yarayan düğümler: camadan; balıkçı düğümü.

Bir ipe birden fazla kişinin dizilmesine yarayan düğümler: Alp kelebeği düğümü; üzengi.

Adaletli işbölümü ve paylaşımı gözeten, dayanışmayı ve kolektivizmi destekleyen, en iyisini en güzelini hedefleyenler. Eşitlik ve özgürlük yolunda işinize yarayacaktır, sizlere de öneririm bu düğümlere el atmayı.
 
Benden size hoş zaman tavsiyesi, hadi ilk soluklanmanızda alın elinize kalınca bir ip, geçin internetin başına, ya da düşün bir dağcı dostun peşine düğüm öğrenmeye...