Bazı anlar vardır; yıldızlar parlar ve yol gösterir, zifir geceyi aydınlatır hani… Bundan sonrasında patikadan bu ışıkla yolunuza devam edersiniz, sizi alır götürür ya. Bir aydınlanma, bir ışık çakımı, bir gençleşiş, bir uyanış, bir sarsılma, bir bağlanma, bir kök salma, bir dirilme, bir bütünleşme, bir ferahlama ve sevinç; alabildiğine çocuk sevinci karıştı günüme.

Covit19 Günleri – 4: İthaka’ya

Etkisi hâlâ üstümde muhtemelen de hayatımın en hatırlanası günlerinden biri olarak kişisel tarihimin en müstesna köşesinde yerini alacak. Unutulamayan zamanlar içinde bir zaman olacak 1 Mayıs 2020 benim için.

Salgın günlerinin bunda elbet büyük payı var ancak bu payın kapladığı alanın dışında;  görkemli, hüzünlü, öfkeli, umutlu, kaygılı, inançlı, sarsak ve kararlı ışık tozları saçarak yüreğime süzüldü bu kez. İçime damla damla doldu, demlendi, dinlendi… Her bir an’ı kendinden başka, daha yüce ve daha anlamlı bir karanfile dönüştü. Her bir dakika, durgun suya atılan taşın tok sesi ve dalga dalga yayılması gibi günümü ve gelecek tüm günlerimi kapladı, böyle hissettirdi.

Böyle hissettim.

Bazı anlar vardır; yıldızlar parlar ve yol gösterir, zifir geceyi aydınlatır hani… Bundan sonrasında patikadan bu ışıkla yolunuza devam edersiniz, sizi alır götürür ya.

Bir aydınlanma, bir ışık çakımı, bir gençleşiş, bir uyanış, bir sarsılma, bir bağlanma, bir kök salma, bir dirilme, bir bütünleşme, bir ferahlama ve sevinç; alabildiğine çocuk sevinci karıştı günüme.

Nasıl olmasın ne güzel armağanlar sunuldu, bin bir peri dilekleriyle. Kocaman hediye paketinin köşesine iliştirilmiş bir marş ne güzel, ne görkemli. Selam yaratana!

Sonra şeker lezzetinde şarkılar, omuz başı düşleri, sözler yüreğe nakışlanan, unutulmaya yüz tutmuş duyguların harlanmasıyla donayazmış sevilerin kabuğunu taze bahar güneşinde kırması sanki. Gözlerimi aldı ışık, gülümseyerek kamaşmış gözlerimle yönümü bulmaya çalıştım bir süre. Bir dönüm noktası gibi geldi geçti, ufukta kayboldu.

En uzun gündü 1 Mayıs 2020 benim için. Yolculuklardan yolculuklara seyirttim durdum. Hayatımdaki tüm 1 Mayıs'lar geçit resmi düzenledi; bir bir anımsamaya çalıştım yüzleri, sesleri, çınlayan sloganları. Öyle kalabalıklaştı ki evim, evlere sığamadık öyle büyüdük, öyle coşkunlaştık, öyle çoğaldık yani.

Dediler ki çok fazla kölelik var. Kölelik dediysem her türlü kölelik, ücretli kölelik de dahil. Bir kişi kendi istediği için değil de en yaşamsal ihtiyaçları için acı çeke çeke, mutsuz ola ola, kaçamayacağını bile bile pranga mahkûmu olarak; birinin aklına estiğinde kapı önüne konacağından korka korka, aklıyla bedeniyle, kafasıyla koluyla, dişiyle tırnağıyla, naylon çadırlarda yana yana, Soma’da yerin yedi kat dibinde, canımız neden değersiz diye diye yaşama uğraşı veriyorsa.

Türlü türlüyüz dediler. Tiyatrocuyuz mesela, müzisyeniz, inşaat işçisiyiz, set işçisi, hekiminden hastabakıcısına sağlık emekçisi, tekstilde çalışırız biz dediler; öğretiriz, öğretmek bizim işimiz dediler kara başlı, sarı başlı çocuklarınıza. Kalabalıklaştık yani, çoğaldık, büyüdük anlayacağınız. Meğer ne çokmuşuz dedik, şaştık. Çoğunluk bizmişiz meğer dedik sevindik. Yerimizde duramaz olduk. Heyecanlandık. Birimiz, hadi o zaman dedi, ne bekliyoruz? Ötekisi şairin ateş nefesini fısıldadı kulaklarımıza, Nâzım’ın. Kuşanın kıvılcımı,  yola rahvan olalım dedi bir başkası… Kavafis’in İthaka’sını aldık heybemize bir de.

Dedim ya, upuzun unutulmayacak bir gündü 1 Mayıs 2020.  Aşkla, şiirle, hüzünle ve coşkuyla İthaka’ya doğru yola koyulduk.

İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
ne Lestrigonlardan kork,
ne Kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunlardan hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.

Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde,
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.

Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
oraya varmak senin başlıca yazgın,
ama yolculuğu tez bitirmeye de kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonunda kocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.

Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.

Onu yoksul buluyorsan,

aldanmış sanma kendini.
geçtiğin bunca deneyden sonra

öyle bilgeleştin ki,
artık elbet biliyorsundur

ne anlama geldiğini ithakaların.

Konstantin Kavafis, Kavafis’ten Kırk Şiir, Çeviri: Cevat Çapan