Belarus yağmalanmak isteniyor. İster Batı ister Rus yanlısı muhalefet bunu gizlemiyor zaten. Toplumsal mülkün özelleştirilmesi, sosyal devletin ortadan kaldırılması ve bir açık pazar haline gelmesi muhalefetin programında yer alıyor.

Çakallar Belarus için uluyor!

BBC dünya haberleri eğer bir ülkede olanları bir hafta boyunca manşette tutuyorsa, orada mutlaka Batı emperyalizminin bir operasyonu var demektir.

DW (Deutsche Welle) gibi emperyalizmin başlıca medya kuruluşları da bu çakal ulumasına katıldılar.

Artık aşina olduğumuz ve taktiklerini bildiğimiz Batı emperyalizmi geçen hafta Belarus’a üşüştü. 

Seçim sonuçlarını kabul etmeme, Batı tarafından finanse edilmiş, odağında sağcı çetelerin olduğu sokak eylemleri…

Medyanın faşistler yerine güzel görüntü veren genç kadın ve erkekleri servis etmeleri…

Protestocuların ellerindeki 1941-43 yıllarında Nazi işgali esnasında işbirlikçilerin kullandığı bayrakların anlamını saklama…

Belarus AB üyesi değil, olsa da bunu yapmaya hakları yok, ama AB Belarus’ta iktidarı demokratik olmamakla suçlayıp muhalefete 53 milyon Avro yardım yapacağını açıkladı.

NATO birlikleri Belarus sınırında hareketlendi, bir sinyal alsalar Belarus’a gireceklermiş gibi bir hava yarattılar.

Polonya ve Baltık ülkelerindeki gerici, otoriter rejimler zaten Belarus’un üzerine atılmaya hazırlardı.

Gerçekten çakalların sınırı yok.

Bu sınır tanımamayı 2014’te diğer bir eski Sovyet Cumhuriyeti olan Ukrayna’nın Batı emperyalizmine bağlanması operasyonunda görmüştük.

Kiev’de ırkçı, faşist çetelerin estirdiği terör medya tarafından görülmemişti. Kritik bir anda kiraladıkları Gürcü keskin nişancılar her iki taraftan insanları başlarından vurmuş, 50’den fazla insanı bir günde katletmişti. İstedikleri Batı yanlısı iktidar değişikliği gerçekleşince hükümette faşist parti Svoboda’ya altı bakanlık verilmesinden de hiç rahatsız olmamışlardı.

Bütün bunlar Macron ve Merkel gibi “Batı demokrasisi”nin seçilmiş demokrat yöneticilerinin Batılı tekellerin, bankaların ve şirketlerin çakalı olduğunu bize bir kez daha gösteriyor.

Peki, neden bunu yapıyorlar?

Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi ordularının işgali esnasında büyük bir yıkıma uğradı. Sanayisini kaybetmenin dışında Nazi işgali altında bir milyon kadar yurttaşı katledildi. 

Buna şaşırmıyoruz, bugün Merkel’in memurluk yaptığı tekellerin ordusuydu işgali gerçekleştiren.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti hızla toparlandı, gelişkin bir sanayiye sahip oldu.

1990’da iktidara gelen karşı devrim ile bütün bu zenginlik diğer Sovyet Cumhuriyetlerinde olduğu gibi talan edilmeye ve ölçüsüz bir gaddarlıkla emekçi sınıfların bütün kazanımları ellerinden alınmaya başlandı.

Lukaşenko Sovyet Ordusunda bulunmuş, daha sonra kolektif bir çiftlikte yöneticilik yapmış bir figürdü. 1994’te seçimle başa geldi ve onun döneminde Belarus’un yol haritası ölçüsüz, ahlaksız bir yağma ve sermaye birikiminin görüldüğü diğer eski Sovyet Cumhuriyetlerinden ayrıldı.

Büyük sanayinin ve bankaların batılı tekellerin eline geçmesine izin verilmedi ve devlet mülkiyeti korundu. Ekonominin üçte ikisi kadar bir kısmının devlet mülkiyetinde kalması sosyalizmin kazanımlarının da önemli ölçüde korunmasına yol açtı. Sağlık, eğitim, barınma gibi konularda gelişkin bir sosyal devletçilik günümüze kadar gelebildi.

Türkiye’de özelleştirmelerin sınıfa saldırı olduğunu hep söylemiştik. Özelleştirme demek sendikal örgütlenmenin dağıtılması anlamına geliyordu. Gerçekten Belarus’ta işçi sınıfının sendikal örgütlülüğü korundu.

Lukaşenko Avrupa’nın Chavez’i olarak anıldı bir dönem. AB ülkeleri tarafından çok sayıda ve haydutça yaptırımla karşılaştı.

Ama ne var ki artık Belarus sosyalist bir ülke değildi. Serbest piyasa devlet kontrolünde de olsa deviniyordu. Üstelik Belarus, bu 10 milyonluk küçük ülke, batı emperyalizmi ile Rus oligarklarının arasında sıkışıp kalmıştı.

Evet, işçi sınıfı sendikalarda örgütlüydü ama işçi sınıfının siyasi öncülüğü ve örgütlenmesi de sınırlandırılmıştı.

Bu koşullarda Belarus yağmalanmak isteniyor. İster Batı ister Rus yanlısı muhalefet bunu gizlemiyor zaten. Toplumsal mülkün özelleştirilmesi, sosyal devletin ortadan kaldırılması ve bir açık pazar haline gelmesi muhalefetin programında yer alıyor.

Eğer AB ve NATO üyesi olursa emperyalist operasyonların ileri karakoluna dönüşmesi de gizli programın bir parçası.

Şimdilik Belarus halkı operasyonun hızını kesmiş gözüküyor. Sonunda Belarus emperyalizmin işaret fişeği BBC’nin manşetinden indi. 

Ama nereye kadar?

Avrupa bu karanlık dönemde tarihsel eşiği aşıp ulusların en azından birinde iktidara kavuşacak siyasi öncüsünü arıyor.