Böylelikle 'iktidarın' 2019 yılı aklandı; 2021 yılı için harcama yetkisi verildi.

Bütçe süreci bitti

Bir bütçe süreci daha bitti. 2021 yılı bütçesiyle 2019 yılı Kesin Hesap Yasa teklifi, Plan-Bütçe Komisyonunda 21 Ekim-27 Kasım arasındaki 20 oturumda görüşülerek kabul edilmiş ve 10.149 sayfa rapor hazırlanmıştı. Rapor Meclis Genel Kurulunun 12 oturumunda görüşülerek yasalaştı. Böylelikle “iktidarın” 2019 yılı aklandı; 2021 yılı için harcama yetkisi verildi.

Sayıştay raporlarına yansıyabilen yolsuzluklar; yetersizlikleri; raporların etkisiz oluşu; Parlamentonun bütçe hakkını kullanamayışı gibi bir dizi olumsuzluk bir süre tartışıldıktan sonra üzerleri, kalın bir örtüyle kapatılarak, öncekilerinin yanında küllenmeye bırakıldı.

Oysa muhalefet, Meclis içinde canla başla mücadele veriyor. Özellikle CHP, hem akademisyenlerinin donanımlarını hem bürokrasiden gelen bürokratların bilgi ve birikimlerini iyi değerlendiriyor. Ne yazık ki bunların hiç yararı olmuyor. Mecliste parmak sayısı çok olan kazanıyor. Bu yüzden de AKP’liler muhatap bile almıyorlar.

Şu günlerde iktidar olmak da düzen muhalefeti olmak da kolay değil. Her ikisinden de Kapitalizmin yol açtığı krizi, kapitalizmin sınırları içinde çözmeleri bekleniyor. Emperyalist bir ülkede değiller ki; faturayı Dünyanın başka halklarına çıkarabilsinler. Mecburen kendi halklarının boğazını sıkacak önlemler geliştiriyorlar, en etkilisini bulmaya çalışıyorlar. Emperyalizmin açlığını gidermek görevi de cabası…

Muhalefetin işi daha da zor: manevra alanları çok sınırlı. Beşli çete; yolsuzluk gibi olumsuzlukları sergilemekle yetinmek zorundalar. Ülkenin zenginliğini harcayanlardan hesap sorabilecek daha etkili yollar bulamadığımız sürece bu böyle gidecek.

İşimize İktidar ve Muhalefet gibi sözcükleri kullanmaktan vazgeçmekle başlamalıyız. Önceki Anayasal düzenin sürdüğü gibi bir algı oluşmamalı.

İktidar, Meclis dışında kurgulanan bir başka gücün elinde. Meclisin ulaşamayacağı bir yerlerde konumlandırıldı. Bu durumdan AKP milletvekilleri bile rahatsız. Seçim bölgelerindeki sorunlarını Bakanlara iletemediklerinden yakınıyorlar; telefonlarına bile çıkmıyorlarmış. Bu sorunu çözebilmek için Mecliste “nöbetçi bakan” uygulaması başlatıldı. Bakanlar önceden belirlenen günlerde Meclise gidiyor; milletvekilleri sıraya girip dertlerini anlatıyorlar.

Yürütme, Meclis dışına çıkarıldı ama AKP’ye İktidar partisi sıfatı yakıştırmayı sürdürüyoruz. Olmaz ama diyelim ki; Tayyip Erdoğan partisinden istifa etti, başka partiye geçti. İktidar değişmiş mi olacak?

Tayyip Erdoğan, hem sıfır sorumlu - tam yetkili bir yürütme erki, hem de Yasamaya rakip bir güce sahip. Çıkardığı Kararnamelerle Devletin örgüt yapısını biçimlendiriyor. Yargıçlarını bile kendi seçiyor. Var olan yetkileri, yeni çıkarılan yasalarla genişletiliyor, tahkim ediliyor. Meclise gerek duyulmayacak bir ortam oluşturuluyor ve sona gelindi. Partisinden istifa ederse “iktidar” yön değiştirmiş olmaz. Yasa çıkarıp yetkilerini sınırlandırmak ise bir seçim dönemine sığmaz.

Bütçe yasalaşınca Meclis, bir süreliğine tatile girerdi. Bu yıl geleneği bozdular. Hedefledikleri teklifleri yasalaştıracaklar. Belki şu anda bilmediğimiz baskın teklifler de gelmek üzeredir. Meclisin uzunca bir süre açılmasına gerek olmayan bir ortam hazırlamayı düşünüyor olabilirler, kim bilir...

Tek adam rejimi demekten de vazgeçmeliyiz. Vitrinde tek adam görünmesi yanıltmasın bizi. İstemeden de olsa sermayeyi aklamış oluruz. 1 Ocak günü de yazmıştım: “Tek adam rejimi gibi görünen şey, sermayenin mutfağında kurgulandı. Parababalarının, yasal ve yönetsel engellere takılmaksızın Ülkenin zenginliklerine en hızlı ulaşabilmelerini sağlayacak bir düzene olan gereksinmelerine karşılık geliyor”

Buna “iş yapma kolaylığı” diyorlar. İzin, ruhsat, ÇED, yatırım desteklerinin gereksiz formaliteleriyle uğraşmak işlerine gelmiyor; üç beş gün içinde hazırlanıp önlerine gelsin istiyorlar.

Dünya Bankası 2004 yılından bu yana iş yapma kolaylığı endeksleri yayımlıyor. 2020 yılı Raporunda Türkiye’nin 2019 yılında bir önceki yıla göre 10 sıra yükselerek 190 ülke arasında en kolay iş yapılan 33’üncü ülke olduğu belirtiliyordu. Onbirinci Beş Yıllık Kalkınma Planında 2023 hedefi olarak 30’uncu sıra öngörülmüştü. Tek adam rejiminin daha ilk yılında hedef yakalandı.