Yerli ve milli satış: Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı özelleştiriliyor

TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir Akdeniz ve Karadeniz’deki enerji kaynakları tartışılırken iktidarın son iki kale TPAO ve BOTAŞ’ı da “halka arz” diyerek özelleştireceğini söyledi.

Haber Merkezi

TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, iktidarın “yerli ve milli enerji politikası” güttüğünü iddia etmesine karşın enerji sektörüne ait devlet kurumlarının özelleştirmesinin sürdüğünü belirterek “Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) dikey entegre yapısı 1980’den beri adım adım yok edildi. TPAO’nun alt kuruluşları ana yapıdan koparıldı. ‘Halka arz’ veya ‘blok satış’ ile bu kurumlar, yerli ve yabancı tekellere geçti. Yetmedi; elde kalan son iki ‘kale’ olan TPAO ve BOTAŞ ‘halka arz’ denilerek özelleştiriliyor. Halka arz deniliyor ama bunu vatandaş almayacak, sermayedarlar alacak” dedi.

Cumhuriyet'ten Sena Yaşar'a konuşan Pamir, Karadeniz’deki doğalgaz keşfi tartışılırken, iktidara yakın kesimlerce İtalyan petrol şirketi Eni’nin çalışmalarının örnek gösterilmesine de tepki gösterdi.

Pamir, açıklamasında şunları kaydetti:

“Eni’nin Mısır’daki 850 milyar metreküplük ZOHR sahası keşfi ve Eni’nin bu sahayı nasıl 2.5 yılda devreye aldığı, örnek olarak veriliyor. Oysa Eni’nin yaratıcısı Enrico Mattei’nin verdiği büyük mücadele ve bağımsız bir enerji sektörü için atılan adımlar, bizde yaşanmakta olan süreçle taban tabana zıt. Eni bugün tamamıyla devletin kontrolünde.

TPAO’nun dikey bütünleşik yapısı ise 1980’den beri adım adım paramparça edildi. TPAO’nun alt kuruluşları olan TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, BOTAŞ, PETKİM, İGSAŞ, DİTAŞ ana yapıdan koparıldı. ‘Halka arz’ veya ‘blok satış’ ile bu kurumlar, yerli ve yabancı tekellere geçti. Türkiye Petrolleri’nin içindeki sondaj ve tamamlama gruplarını kaldırdılar.

Kurumdaki 300’den fazla deneyimli personeli zorunlu emekli ettiler. Barbaros’a, Fatih’e dışarıdan adam doldular. Ondan sonra AB’den ambargo yediğinizde yabancı şirket elemanları fareler gibi gemiyi terk ediyor. Yetmedi, elde kalan son iki kale olan TPAO ve BOTAŞ da ‘halka arz’ denilerek özelleştiriliyor.

Yerli ve milli politika denilip tersi yapılıyor. TPAO özelleştirilirse Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de Türkiye Petrolleri’ne ait ruhsatlar ne olacak? Münhasır ekonomik bölge ve Mavi Vatan iddialarımız ne olacak? Bunları televizyonlarda da sorduğumda ‘TPAO’nun özelleştirilmesi gündemde yoktur’ yanıtını verdiler resmi olarak. Aynı gün geçen haftalarda Berat Albayrak çıktı, ‘halka arz’ sürecinin başlayacağını söyledi.” 

‘Kasanın dibi göründüğü için debeleniyorlar' 

Albayrak’ın, “kelime oyunu yaparak” “özelleştirme” değil de “Halka arz yoluyla yeni süreç başlayacak” dediğini vurgulayan Pamir, şunları söyledi:

“Halka arz denince siz, biz, vatandaş mı alacak? Kime gidecek bu pay, hane halkı mı alacak? Belli ellerde toplanacak. Duyumlarımıza göre Katar başta olmak üzere çok sayıda müzakere yapılıyor epeydir.

Kasanın dibi göründüğü için ne yapabiliriz diye debeleniyorlar. Halka arz yöntemi, ağırlıklı hisselerin belli birtakım ellerde toplanmasıdır. Halka arz tabiri, bu işin tatlandırıcısı. Aynı yöntemle Petrol Ofisi’ni de özelleştirdiler, Doğan Holding aldı, orayla papaz oldular, OMR, Vitol şirketlerine sattılar.

En son da Azerbaycanlı şirket Socar’a sattılar. Neden kendimiz yönetmiyoruz buraları? Petrol Yasası’nı değiştiriyorlar. Yeni getirdikleri yasanın adı Türk Petrol Yasası ama orada Türkiye Petrolleri’nin devlet adına arama ve saha iznini, ayrıcalıklarını kaldırıyorlar. Ama adı ‘Türk’ petrol. Her yaptıkları cilalı imaj.”

Necdet Pamir ile 'rezerv' tartışmaları üzerine: Yabancı personeli Jersey adalarında kurdukları OTC çatısı altına çok yüksek ücretlerle aldılar

TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, Karadeniz'de bulunduğu açıklanan rezerve, bu rezerve ilişkin bilimsel gerçeklere, 'yerli ve milli' denilen projedeki yabancı damgasına ilişkin soL'un sorularını yanıtlamıştı.

"Yerli ve milli" olarak sunulan projedeki "Schlumberger" ağırlığına dikkat çeken açıklamaları sonrası yandaşların hedefi haline gelen TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, rezerve ilişkin bilimsel gerçeklere, AKP'nin TPAO'daki tasfiye hamlelerine, projedeki yabancı ağırlığına ve AKP'nin doğalgaz konusundaki 2023 hayallerine ilişkin soL'un sorularına yanıt vermişti. 

'Alabildikleri yabancı personeli Jersey adalarında kurdukları OTC çatısı altına çok yüksek ücretlerle aldılar'

Karadeniz’de bulunduğu açıklanan doğalgaz rezervine ilişkin tartışmalar sürüyor. Özellikle sizin sondaj çalışmalarına ilişkin yaptığınız “Schlumberger” çıkışı sonrasında, Bakanlık ve AKP cephesinden açıklamalar geldi. Bakanlık arama, sondaj ve üretim ayrı aşamalar. ‘Biz sondaj için hizmet alımı yapıp, üretim işini kendi bildiğimiz, istediğimiz gibi yapabiliriz’ diyor. Bu sözler sizi tatmin ediyor mu?

Öncelikle, “Schulumberger” konusunu, ya da yabancı şirketlerden hizmet alma konusunu, programı izlememiş olanları da dikkate alarak açıklığa kavuşturalım. Petrol/Doğal gaz sektöründe, dünyanın en büyük şirketleri dâhil, tüm şirketler özgün konularda dışarıdan hizmet alabilirler. Konuyu saptırma çabaları olduğu için, önce bunu netleştirelim. Tuna-1 kuyusu sondajından hareketle; bazı Bakanların “Tamamen yerli ve milli petrol politikamız sayesinde... Tüm personel yerli” iddiasına özetle şu yanıtı verdim: ‘Ne yerlisi, ne millisi?’ 2015’ten beri yüzlerce TPAO yer bilimcisini (jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi, petrol mühendisi, vb.) zorla emekli ettiniz (Belgesini yayınladım). Bu güzide kurumun içini boşalttınız. Kurumsal belleği sildiniz. Akdeniz’i Karadeniz’i bilen ve 30-40 yıllık tecrübesi olan liyakatli, deneyimli yerbilimcileri kurumdan zorla çıkardınız. Sondaj ve Kuyu Tamamlama gibi temel grupları kapattınız. Kurumu Varlık Fonu'na bağladınız. Bu mu milli politika? Bu mu yerli politika?’ “TPAO' yu özelleştireceksiniz. Bu mu milli?” dedim. Dışarıdan hizmet tabi alınır. Ama kendi deneyimli personelini tasfiye edip, tamamen dışarıdan hizmet alırsan ve buna bir de yerli ve milli dersen, onu da söyletmem. Başta çalıştırdıkları personelin (Barbaros, Fatih, Yavuz) tamamına yakını Schulumberger personeli idi. Sonra Doğu Akdeniz’de ambargo tehditleri gelince, Schulumberger ve diğer hizmet alınan şirketlerin personelleri, ana şirketlerinin talimatı ile ayrılmaya başladılar. TPAO yönetimi (ve alt kuruluşu OTC yönetimi) bu defa “yolda at değiştirmeye” çalıştılar. Alabildikleri yabancı personeli, Jersey adalarında kurdukları OTC (Offshore Technology Center) çatısı altına çok yüksek ücretlerle aldılar. Yani örneğin, bir basketbol takımı, bir dolu yabancıyı çok yüksek ücretlerle transfer edip, bir kısmını da Türk tabiyetine geçirirse, bu milli ve yerli politika mı oluyor? Hadi canım sen de!

TPAO'yu özelleştirmek mi milli?

Saptırma çabaları boşa: Konu şu: TPAO’nun tamamı yerli ve milli 30-40 yıllık mesleki birikimi olan personelini emekli et! Yerine tamamen dışarıdan hizmet al. Sonra “yolda” bu personelin bir kısmını devşir; adı da yerli ve milli olsun. Bu arada: TPAO’yu özelleştirmek mi milli? TPAO yönetimi, yandaş medyaya sözüm ona açıklamalar yapıyor: “Milli (NP: Hepsi dışarıdan satın alınan, adları değiştirilen) sondaj gemilerinde kullanılan tüm hizmeti TP-OTC veriyor. Derin deniz sondajlarında TP-OTC bünyesinde yabancı uyruklu personel çalışsa da hiçbir yabancı firmadan hizmet alınmıyor.” “Yabancı personel çalışsa da” ile ne demeye çalıştıklarının açıklamasını yukarıda yaptım. Umarım anlaşılmıştır. Hizmet alımı ile bunu tamamen yerli ve milli diye pazarlamak ayrı şeyler… Ve gene TPAO yönetiminden özelleştirme ile ilgili soru ve sözüm ona yanıt: Soru: “TPAO özelleştirilirse sahaların kontrolü yerli ya da yabancı özel sektöre mi geçer?” TPAO’dan yanıt: “TPAO'nun özelleştirilmesi konusunda şu an için herhangi bir çalışma yok.” Oysa daha birkaç gün önce Sayın Berat Albayrak, “halka arz” diyerek bunun aksini açıkladı. TPAO yönetimi herhalde Sayın Albayrak’a yanıt vermiş! 

soL'a verilen 3 Eylül tarihli röportajdan