Vahşi kapitalizmin ortasında opera dinlemek - 18

Opera dinlemek isteyenler için düzenlediğim besteci ve operaları ile ilgili bilgiler, 1998 tarihinde yayınlanan ve operayı tarihsel bir çizgide ele alan bir radyo programımın metinlerinden derlenmiştir.

BERİL AZİZOĞLU

Opera dinlemek isteyenler için düzenlediğim aşağıdaki besteci ve operaları ile ilgili bilgiler, 1998 tarihinde yayınlanan ve operayı tarihsel bir çizgide ele alan bir radyo programımın metinlerinden derlenmiştir. Operaları dinlemek için verilen link sadece örnek amaçlıdır. Dileyen, internet ortamında, o günün ulaşılması mümkün olmayan koşullarından daha fazla bilgi ve birden çok yorum bulabilecektir.   

"Vahşi Kapitalizmin Ortasında Opera Dinlemek" dizimize 16.yy’da tarihe ilk opera olarak geçen Jacop Peri’nin Euridice Operasını dinleyerek başladık ve opera tarihindeki yolculuğumuzda, 19.yy’ın sonlarına kadar geldik.   Müzikli sahne sanatını, bu büyülü sanatın tarihsel gelişimini ülkeler ve bestecilerinin eserlerinden örnekler vererek incelemeye çalıştık. 18 hafta süren dizimizi, bu bölümümüzde yer alacak Rus bestecisi Pyotr Ilyich Tchaikovsky ile sonlandıracağız. Dileyen meraklı okur-dinleyicilerimiz kaldığımız yerden 19.yy’ın sonlarından başlayarak, opera sanatında modernleşmeyi ve çağdaş operaları da benzer yöntemlerle takip edebilir ve bu yolculuğa devam edebilir…

Pyotr Ilyich Tchaikovsky (Piyotr İlyiç Çaykovski): Eugene Onegin (Yevgeni Onyegin) Operası, Jean D’Arc Operası, Pique Dame (Maça Kızı) Operası ve Iolanta Operası

19.yy’ın ikinci yarısında ulusal akımlardan etkilenen müzikli dram sanatının Avrupa dışındaki en belirgin örnekleri Rusya’da görülmektedir. 18.yy ve 19.yy başlarında Avrupa’dan etkilenen  Rus müzisyenleri, zamanla kendi kültürlerini, geleneklerini ve efsanelerini müziğe yansıtmaya başlamıştır. Mikhail Glinka ile gerçek anlamda Ulusal Rus Müziği'nin ilk örnekleri verilmiştir. Glinka’yı müzik tarihinde ‘Rus Beşleri’ olarak anılan bir grup besteci izlemiştir.  Ulusal Rus müziğini geliştirme adına büyük çaba harcayan Rus Beşleri; Alexander Borodin, Cesar Cui, Mily Balakirev, Modest Musorgsky ve Rimsky-Korsakov’dan oluşmuştur. Geçen bölümümüzde bu bestecilerin eserlerinden örneklere yer vermiştik. Bu hafta da, Rus Beşleri’nin çağdaşı olduğu halde, eserlerini batı tekniği ile işlemesi nedeniyle onlardan ayrı tutulan bir diğer önemli Rus Bestecisi  Pyotr Ilyich Tchaikovsky’e kulak vereceğiz. 

1840-1893 yılları arasında yaşayan Piyotr İlyiç Çaykovski, 7 Mayıs 1840’da Ural Dağları’nın yakınındaki Wotkinsk’te dünyaya gelmiştir. Çağdaşlarının çoğunun aksine Çaykovski’nin ailesinde müzisyen yoktur. Babası maden mühendisidir. Fransız asıllı annesinden duyduğu halk ezgileri ve bilinen bir iki opera aryası, Çaykovski’nin, çocukluğuna ait en güzel anıları olmuştur. Özellikle annesinin basit bir org eşliğinde söylediği Mozart’ın "Don Juan" operasından aryalar, ilerde onu Çaykovski yapacak müziğini yaratırken etkisinde kalacağı melodiler olacaktır. Piyotr İlyiç, beş yaşında piyano dersleri almaya başlar. Kardeşleriyle Alman asıllı Fransız bir mürebbiyeden Fransızca ve Almanca dersler de alırlar ve hep birlikte İtalyanca dahil bu dillerde şarkılar dinlerler. Sekiz yaşındayken de farklı dillerde yazdığı şiirleri şarkı olarak söyler. Ancak yine de özel bir müzik yeteneğinin olduğu lise yıllarına kadar fark edilmediğinden ailesi tarafından on yaşında ön hukuk eğitimine yatılı olarak yönlendirilir. Öğrenciliği sırasında dönemin tanınmış şairlerinden Aleksey Apukhtin ona, yaşamını müzik üzerine kurmasını sağlayacak ilk önemli desteği verir. Bu arada her şeyden çok değer verdiği annesini yitirmiş ve müziğe büsbütün sığınmıştır. Yirmi yaşına geldiğinde valsler ve polkalar besteler ama bunları kayda değer bir şekilde kağıda dökme cesaretini bir türlü gösteremez. Kendisinin "Müzik olmasaydı hiç kuşkusuz çıldırırdım" diye tanımladığı bu zor günlerin ardından nihayet 1863 yılında devlet memurluğundan ayrılarak St Petersburg Konservatuarı’na girer. Burada zamanın ünlü hocalarından, Zaremba’dan teori, Anton Rubinstein’dan kompozisyon dersleri alır. Mezun olurken yazdığı kantat ile gümüş madalya ödülünü kazanan Çaykovski, müzik kariyerine Moskova Konservatuarı'nda armoni hocası olarak başlar.

İlk besteleri başarılı bulunmayan Çaykovski, 1876 yılına kadar büyük moral çöküntüleri ve yokluk içinde yaşamıştır. Bu sıkıntılı günlerden onu bir müzik sever olan Nadezhda Filaretovna von Meck kurtaracak ve besteciye on üç yıl maddi destek verecektir. Çaykovski de kendisini para kazanma kaygısından kurtaran ve mektuplarıyla manevi destek de veren bu insana dostluğunu dördüncü senfonisini ithaf ederek gösterecektir. Böylece Moskova Konservatuarı'ndan ayrılan besteci, Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya gitmiş buralarda orkestralar yönetmiş, eserlerini dinletmiş ve yeni besteler yapmıştır. Çaykovski, senfoniler ve bale müzikleri yanında opera tarihine de on opera bırakmıştır. 1867 yılında kaleme aldığı ilk operası "Voyvoda"nın başarısız bulunmasının ardından 1869 yılında yazdığı "Undine" operasıda tiyatrolar tarafından geri çevrilmiş ve sahnelenememiştir. Bu iki operanın notalarını Çaykovski, bir kaç yıl sonra imha etmiştir.

Bestecinin operaları arasında en çok beğenilen ve dünya opera repertuarlarında yer alan eserlerinden biri "Eugen Onegin"dir. Üç perdelik lirik sahneler olarak da nitelenen operanın librettosunu, Alexander Pushkin’in aynı adlı manzum romanından esinlenerek besteci kendisi yazmıştır. Eser ilk kez 29 Mart 1879’da Moskova’da sahnelenmiştir.

Eugene Onegin Operası için örnek dinleme linki

Eugene Onegin Operası için örnek dinleme linki

Eugene Onegin Operası, iki kızıyla yaşayan zengin bir kadının köşküne kızlarından nişanlı olanının bir arkadaşını getirmesiyle karışan olayları, karakterlerin ruhsal durumlarını konu alır. Kısaca özetlersek: Kardeşinin nişanlısının arkadaşına aşık olan Tatyana, aşkına karşılık bulamaz. Daha da kötüsü Yevgeni adlı bu genç, kardeşi Olga için duelloda, Olga’nın nişanlısı Lenski’yi öldürür. Yıllar sonra Prens Gremin’in sarayında yapılan bir baloda Tatyana ve Yevgeni karşılaşır. Yevgeni gerçek aşkının Tatyana olduğunu anlar ve ona birlikte kaçmak için yalvarır. Ama Tatyana yıllar önce karşılık bulamadığı bu aşkı hâlâ unutamasa da derin acılar içinde Yevgeni'yi reddeder. Yevgeni de ne arkadaşını öldürmenin vicdan azabını unutabilmiş ne de gerçek aşkına kavuşabilmiştir. 

Eugene Onegin Operası 'Kto ti moi angel' başlıklı mektup sahnesi

aryası için örnek dinleme linki

Eugene Onegin Operasından  Lensky’nin 'Kuda, kuda vï udalilis'

başlıklı aryası için örnek dinleme linki


Çaykovski, Eugene Onegin Operasının sahnelendiği 1879 yılında, Jeanne D’Arc’ı konu alan operasının da librettosunu tamamlamıştır. Bestecinin 1881 yılında St.Petersburg'daki Marinsky Tiyatrosu'nda ilk kez sahnelenen Jeanne D’Arc veya The Maid of Orleans adıyla anılan operası dört perdedir. Operanın ilk temsili başarılı geçse de, birkaç hafta sonra Rus Çarı II. Alexander’ın suikaste uğraması ile diğer temsilleri iptal edilen eser, ne yazık ki Çaykovski’nin yaşarken görebileceği bir değere ulaşamamıştır.

Jeanne D’Arc (The Maid of Orleans) Operasından 'Qui, Dieu le veut' başlıklı arya için örnek dinleme linki

Jeanne D’Arc (The Maid of Orleans) Operası için örnek dinleme linki

19.yy’ın son romantiklerinden biri olarak anılan Çaykovski, ulusal akımlardan etkilenen Rus müziği için yeni bir soluk olarak da gösterilir. Dönemin bazı müzik eleştirmenlerine göre, kendi kültürlerini, geleneklerini ve efsanelerini müziğe yansıtmaya çalışan ve bunu yaparken halk ezgilerinden yararlanan Beşler’in üyeleri Alexander Borodin, Cesar Cui, Mily Balakirev, Modest Musorgsky ve Rimsky-Korsakov’dan sonra grubun altıncı üyesi olarak anılmak istenmiştir. Ancak çoğu müzik eleştirmeninin ortak görüşüne göre, müziğinde Beşler gibi halk şarkılarından yararlansa da "otantik halk  temalarını" batı tekniğine göre işlemesiyle Çaykovski, Beşler’den ayrılır. Besteci, öğretmeni Anton Rubinstein’ın Avrupa ve özellikle Alman klasikçiliğini örnek alarak verdiği eğitimden etkilenmiştir. Glinka ile başlayan ve Beşler’le gelişen ulusal müzik anlayışına göre Çaykovski’nin batılı yaklaşımı bu ülkelerde hem ilgi görmüş ve hem de karşıt görüşlere uğramıştır. Çaykovski’nin müziğindeki aşırı duyarlılığı alelade bulan olumsuz tarafın aksine, içinde, Stravinsky gibi saygın müzikçilerin bulunduğu bir grup da onu, "kendi kuşağının üstünde bir usta" olarak tanımlamıştır. 

Çaykovski, Mozart’a hayranlık duyar hatta ona göre Mozart müziğin ilahıdır. Bellini, Rossini ve Verdi’den dramatik anlamda, Delibes, Bizet ve Saint-Seans’dan sahne coşkusu anlamında etkilenmiş; Wagner’in müziğini ise sıkıntılı bulmuştur. 

Çaykovski’nin operalarında Beethoven ile başlayan, Liszt’te gelişen ve Wagner ile kimlik bulan "leitmotif" anlayışı görülür. "Sonsuz Ezgi" denilen bu anlayış ile eser içinde belli temalar müzik cümleleri olarak sürekli tekrarlanarak dinleyicinin hatırlaması sağlanır. Çaykovski operalarında; üzüntü, korku, aşk gibi kılavuz temalardan yararlanarak "leitmotif" anlayışını kullanmıştır. Çaykovski’nin 1890 yılının ilk aylarında kaleme aldığı Pique Dame: Maça Kızı Operasında bu anlayışın örnekleri vardır. 

Pique Dame Operasının üçüncü perdesinden Liza’nın aryası için örnek dinleme linki

Pique Dame Operasından Kontes’in ölümü sahnesi için örnek dinleme linki

Çaykovski’nin gerçek ve gerçek üstü olaylardan kurulu Maça Kızı Operası konusunu, Alexander Pushkin’in aynı adlı romanından almıştır. Üç perde ve yedi sahne-tablodan oluşan eser, ilk kez bundan 108 yıl önce 19 Aralık 1890’da St Petersburg’da sahnelenmiştir.

Eserin librettosunu bestecinin kardeşi Modest Çaykovski yazmıştır. Eserde olaylar kısaca şöyle gelişir: Servet, aşk ve ün peşinde koşan genç subay Hermann, kumar sayesinde çok zengin olmuş bir kontesin güzel kızı olan Lisa’ya aşık olur. Bir plan yapan Hermann Lisa ile evlenme bahanesiyle Kontes ile tanışıp kumar konusundaki sırrını öğrenecektir. Ancak olaylar istediği gibi gelişmez, kontesin sırrını öğrenmek isterken, yaşlı kontes korkudan ölür. Bundan sonra Hermann hayalindeki kontesin söylediği kartlara göre kumar oynar. Bu sırada Lisa’nın eski nişanlısı ortaya çıkmıştır. Hermann bütün servetini ortaya koyarak Yeletski adındaki bu gence meydan okur. Kartlar çekilir ancak Hermann hayalindeki kontesin söylediği as yerine maça kızını çekince bıçağını kalbine saplayarak can verir.

Çaykovski’nin Maça Kızı operasında dramatik yükselişin en son zirveye ulaştığı nokta üçüncü ve son perdesi olarak gösterilir. Bu dramatik yükseliş eserin korku ve üzüntü temasından sonraki ikinci önemli teması olan aşk temasıyla, özellikle Hermann ölürken orkestranın bütün inceliğiyle etrafa yayılmasıyla tanımlanır. 

Pique Dame Operası için örnek dinleme linki

Pique Dame Operası için örnek dinleme linki

"Yaşamım geçmişi yadsımak, gelecek için umut etmekle geçiyor. Şimdiki anımı hiç yaşamıyorum. Tarifsiz bir melankoliyi sürekli içimde taşıyorum. Öyle bir duygu ki, kelimelerle açıklanamaz, korkuyla karışık; ne olduğunu ancak şeytan bilebilir."

Çaykovski’nin kendisinin de tarif ettiği yaşamı boyunca onu bırakmayan ani duygusal patlamaları ve ruhsal sıkıntıları kimi müzikçilere göre dosdoğru müziğine taşınmıştır. Ancak Dimitri Şostakoviç’e göre bu kadar sıradanlaştırılamayacak kadar iyi bir bestecidir, O. Şostakoviç, "Çaykovski’nin bir eserini dinlemek, bir orkestrasyon dersine eşdeğerdir" diyerek tarihe bu görüşünü not düşürmüştür. 

Piyotr İlyiç Çaykovski müzik bilgisiyle Fransız, İtalyan ve Alman müzik geleneğini bir Rus olarak eserlerinde bütünleştirmesi bakımından sonraki kuşaklara öncülük etmenin de önemini taşır. Başka bir deyişle, teorik bilgisini ve anlayışını duygusal yapısıyla müziğine aktarırken, kendi coğrafyasının-Rus halkının- güçlü duygularını, tutkularını, acılarını ve sevinçlerini dosdoğru anlattığı sanatını, çağlar sonrasına taşıyacak etkiyi yaratmış büyük bir bestecidir, Pyotr Ilyich Tchaikovsky.  

Opera dizimizdeki son opera "Iolanta", Çaykovski’nin 1893 yılında koleradan ölmeden bir yıl önce yazdığı ve opera tarihine bıraktığı on operasının da sonuncusudur. lolante Operası bestecinin Eugene Onegin ve Maça Kızı’ndan sonra en önemli operalarından biri olarak gösterilir. İlk kez 18 Aralık 1892’de sahnelenen eserin librettosu Maça Kızı’nda olduğu gibi yine kardeşi Modest Çaykovski’ye aittir. Henrik Hertz’in "Kral Rene’nin Kız Kardeşi" adlı oyunundan esinlenerek kaleme alınan eser, bir perdedir. 

lolante Operası için örnek dinleme linki

lolante Operası için örnek dinleme linki

Iolanta & Vaudémont’nun düeti için örnek dinleme linki

YARARLANILAN KAYNAKLAR: 

Opera Tarihi: Prof .h.c. Cevad Memduh ALTAR, Kültür Bakanlığı Yayınları, 3.Baskı, Mart 1993, Ankara

History of Opera: Stanley SADIE, February 1, 1990

The Penguen Opera Guide: Amanda HOLDEN, Nicholas KENYON, Stephan WALSH, December 1, 1995

Ünlü Bestecilerin Hayat Hikayeleri Henry Thomas, Dana lee Thomas, Doğan Kardeş Yayınları, 1968

Müzik Kılavuzu, Faruk Yener, Karacan Yayınları, 1981  

Zaman İçinde Müzik Evin İlyasoğlu, Yapı Kredi Yayınları, 1994

Düyaca Ünlü Müzisyenler De Çocuktu Akif Saydam, Arkadaş Yayınevi, 1989

Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni Cavidan Selanik, Doruk Yayınları, 1996

Müzik  Tarihi: İlhan  MİMAROĞLU, Varlık Yayınları, 5.Basım, 1995

Müzik Ansiklopedik Sözlük: Vural Sözer, 4.Basım, Remzi Kitabevi, 1996

Ve çeşitli CD kitapçıkları