Türkiye’de birinci dalganın ikinci piki 4 Ağustos’ta başladı

Dalga ve pik tartışması yönetici kadrolar ve akademik çevreler arasında devam ediyor. Bu tartışmanın kökeni 20. Yüzyılın başındaki İspanyol grip salgınına kadar uzanıyor. Türkiye’nin 4 Ağustos’tan itibaren birinci dalganın ikinci pik aşamasına girdiği söylenebilir. Bu aşamanın seyrine ilişkin değerlendirme yapmak için aktif vaka sayısının izlenmesi gerekecek.

İlker Belek

Başlangıçta, dünyada salgının yaz aylarında sonlanacağı beklentisi hakimdi. Ancak hükümetlerin aldığı erken ve kontrolsüz normalleşme kararları bu beklentiyi boşa düşürdü.

Yaz mevsimi henüz sona ermeden vaka sayılarında dramatik artışlar görülmeye başlandı.

Yaşanan yeni bir dalga mı, ikinci bir pik mi?

Dalga ve pik tartışması yönetici kadrolar ve akademik çevreler arasında devam ediyor.

Bu tartışmanın kökeni 20. Yüzyılın başındaki İspanyol grip salgınına kadar uzanıyor.

O dönemde vaka sayısının yaklaşık 1 yıl içinde tamamen sıfırlanmasından bir süre sonra yeni vakaların saptanması üzerine birinci ve ikinci dalga kavramları ortaya atılmıştı.

Dolayısıyla bugün de o günün tanımlamalarına referansla, ikinci dalga saptaması için birinci dalganın tamamen sonlanması, yani vaka sayısının sıfırlanması bir koşul olarak aranmalı.

Tam bu noktada günümüzde ulaşımın gelişmişlik düzeyi ve nüfus yoğunluğunun fazlalığı gibi faktörler dikkate alınarak birinci dalganın bitişi için bir revizyon yapılabilir: Bitiş için vaka sayısının sıfırlanması değil, örneğin 100’ün altına inmesi bir sınır olarak belirlenebilir.

Böyle bakıldığında Covid-19 salgınında birinci dalganın, Çin, Küba, Vietnam, Kuzey Kore, Japonya, Avustralya, Almanya gibi birkaç ülke dışında her yerde devam etmekte olduğu ve vaka sayılarındaki yeni artışın ikinci bir dalgayı değil, birinci dalganın ikinci pikini tanımladığı ortaya çıkar.

Dalga ve pik olgularının önemi ne?

Birinci dalganın sonlandırılamamış olması bir yandan şimdiye kadar alınmış önlemlerin yetersizliğini, salgın yönetiminin başarısızlığını; öte yandan da salgının kontrol altına alınabilmesi bakımından bundan sonra işimizin çok daha zor olduğunu gösterir.

Eğer birinci dalga sonlandırılabilmiş olsaydı sonrasında saptanan yeni vakalar yerel ölçekli olurdu ve o ölçekteki karantina önlemleriyle ikinci bir dalga aşamasına geçmeden salgının önü alınabilirdi.

Oysa şimdi bütün ülkelerde yeni vakalar ülke çapında yaygınlık gösterdiği için salgın yönetiminin çok daha sıkı önlemlerle sürdürülmesi gerekliliği bulunuyor. Buradaki önemli bir sorun ise hükümetlerin bunu yapacak niyetlerinin ve güçlerinin olmaması.

Türkiye’de ikinci pik 4 Ağustos’ta başladı

Türkiye de birinci dalganın halen devam etmekte olduğu ülkeler arasında. Üstelik Türkiye’de vaka sayısı hiçbir gün 800’ün altına bile inmedi ve yaz döneminde de 1.000’in üzerinde seyretti.

Üstelik Türkiye’de açıklanan verilerin artık güvenilir olmadığı da kesin.

Böylece Türkiye’de bir dönem düşüşe geçmiş olan aktif vaka sayısı (toplam vaka – ölenler – iyileşenler) 4 Ağustos tarihinden itibaren, üstelik artan bir ivmeyle, yeniden yükselişe geçti.

Dolayısıyla Türkiye’nin 4 Ağustos’tan itibaren birinci dalganın ikinci pik aşamasına girdiği söylenebilir.

Bu aşamanın seyrine ilişkin değerlendirme yapmak için aktif vaka sayısının izlenmesi gerekecek.