'Tüccar Bakan MEB’i kendi özel okulu zannediyor'

MEB öğretmenlerin ek ders ücretlerinin büyük oranda kesilmesi anlamına gelen bir karar yayımladı. TKP'li öğretmenler bu karara bir açıklamayla tepki gösterdi.

Haber Merkezi

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen 23.09.2020 tarihli resmi yazı ile birlikte, kamu okullarında çalışan öğretmenlerin okuttukları ders saati sayısına göre aldıkları ek ders ücretleri fiili olarak ortadan kaldırıldı. Bu adımla 31 Ağustos’ta başlayan telafi eğitimlerinde ek ders ödenmemesi durumu yeni dönemde de kalıcı hale getirilmek isteniyor.

TKP'li öğretmenler, bakanlığın bu hamlesine ilişkin 'Tüccar Bakan MEB’i kendi özel okulu zannediyor' başlığıyla bir açıklama yayımladı.

Açıklama şöyle:

Bir özel okulu patronu olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde ‘Milli Eğitim Bakanlığı’nın sırtındaki en büyük yük öğretmen maaşlarıdır’ diyerek, eğitime yapılmayan yatırımların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermişti. Bu açıklama öğretmenlerin haklarına yönelik yeni saldırıların habercisi olurken, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen 23.09.2020 tarihli resmi yazı ile birlikte, kamu okullarında çalışan öğretmenlerin okuttukları ders saati sayısına göre aldıkları ek ders ücretleri ciddi oranda kesildi, hatta fiili olarak ortadan kaldırıldı. Bu adımla 31 Ağustos’ta başlayan telafi eğitimlerinde ek ders ödenmemesi durumu yeni dönemde de kalıcı hale getirilmek isteniyor.

Yıllardır enflasyon oranının çok altında zamlar alan, yoksulluk sınırının altındaki maaşlarla geçinmeye çalışan öğretmenlerin aylık gelirleri daha da düşecek. Bunun olacağını bekliyorduk. AKP pandemi sürecini haklara saldırmak için fırsat olarak değerlendirirken kamusal eğitimi bitirmek yönünde bir adım da öğretmenlerin haklarının gaspı üzerinden atılıyor. Geçtiğimiz gün öğretmen maaşlarına yönelik yaptığı açıklamasının sonrasında, TKP’li Öğretmenler ve sendikalar açıklamalarıyla, yüzbinlerce öğretmen sosyal medya paylaşımlarıyla Tüccar Bakan’ı istifaya çağırdı. Ama bakanlık öğretmenlerin kazanılmış haklarını gasp etmeye niyetli görünüyor. 

Her fırsatta kendisine Ziya Öğretmen dedirten, her özel günde öğretmenlere ‘değerli meslektaşım’ ile başlayan mesajlar atan Ziya Selçuk, tam da AKP Türkiye’sine uygun bir yönetici. Boşuna bakan yapılmadığını göreve geldiğinden bu yana söylüyoruz, patronlar açısından en büyük liyakate sahip. Kendisi bir özel okul patronu, öğretmenleri sömürmeye, onların sırtından geçinmeye alışkın! Eğitim sistemini de, MEB’i de bir özel okul patronu gibi tüm okul patronları adına yönetmeye çalışıyor.

Patronlar öğretmenlerle kavga etmek zorundalar. Çünkü eğitimi kamusal bir hak olmaktan çıkarıp, daha çok piyasalaştırmak istiyorlar. Evinde bilgisayarı, interneti olmayan öğrenciler eğitimin dışında kalsın, bunlara erişebilen tüm öğrenciler özel okullara gitsin, devlet okuluna öğrenci gelmesin istiyorlar. 22 Eylül günü EBA’nın çökmesi ve bakanın buna verdiği skandal yanıt bunun en güzel örneği oldu. EBA altyapısı gerekli yatırımlarla güçlendirilmemişti. Milyonlarca öğrenci ve öğretmen saatlerce derse giremediler. 

Bu skandala rağmen, öğrencilerin tümünü o gün eğitimden mahrum bırakmayı başaramadılar, evinde bilgisayarı olan öğrencilerin önemli bir kısmı öğretmenleri sayesinde ders işleyebildi. Öğretmenler EBA dışındaki programları kullanarak derslerini yaptılar. Öğrencilerinin eğitim hakkını korudular. Maaşları çok olduğu için değil, asıl bu yüzden patronlar öğretmenlere düşman.

Biz öğretmenler bunu Tüccar Bakan’dan bir beklentimiz olduğu için değil, topluma karşı, öğrencilerine ve emekçi halka karşı sorumluluğumuz, aydınlanmacı kimliğimizin gereği olarak bildiğimiz için yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Biliyoruz ki, uzaktan eğitimde yüz yüze eğitimdekine oranla daha az öğrenci bulunmalıdır. Gerekli hazırlıkları yapıp okulları açmıyorlar, öğrencileri uzaktan eğitime mahkum ediyorlar, uzaktan eğitim için gerekli yatırımı da yapmayıp niteliği iyice düşürüyorlar. Bizler bu niteliksizlesmenin önüne geçebilmek için daha çok çabalamak zorunda kalıyoruz, ders süresinden daha fazla bir zamanı hazırlık yapmaya ayırıyoruz. Tüm bunlara rağmen AKP ve Tüccar Bakan halen öğretmenlerin haklarını gasp etmenin planlarını yapıyor, hukuku zeminini oluşturuyor.

Eğitimde yıllardır yaşanan sorunları daha da büyüten pandemi değil, iste bu tüccar zihniyet oldu. Bir yandan özel okullara, diğer yandan imam hatiplere ve tarikatlara milyonlarca lira aktarılırken devlet okulları kaderine terk edildi. Bakanlık bütçesi büyük oranda öğretmen maaşlarından oluşuyor, şimdi o bütçeyi daha da azaltmaya çalışıyorlar ki imam hatiplere, tarikatlara ve patronlara daha büyük paylar kalsın.

Bakan Selçuk nezdinde tüm patronlara sesleniyoruz, biz sizin 'meslektaşınız' değiliz. Biz öğretmeniz, siz tüccarsınız. Mücadelemizle kazandığımız ek ders ücretinden vazgeçmeye hiç niyetimiz yok. Eğitim sistemine çöken karanlıktan da sizlerden de kendimizi ve öğrencilerimizi koruyacağız!

Tüm öğretmen arkadaşlarımızı, haklarımız için, öğrencilerimizin eğitim hakkı için kamusal eğitim mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz.