'Toplumdaki öfke ortaya çıkacak yer arıyor'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, gazeteci Ceyda Karan'ın sorularını yanıtladı. soLTV'nin Gündem'inde, Boğaziçi eylemleri, AKP'nin açtığı anayasa tartışmaları ve ABD siyaseti vardı.

Haber Merkezi

TKP Genel Sekretteri Kemal Okuyan soL TV'de yayınlanan programda Ceyda Karan'ın sorularını yanıtladı.

Karan, Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör ataması sonrasında yaşananları hatırlatarak, Okuyan'dan gelişmeleri değerlendirmesini istedi. Karan, daha önce de üniversitelerde benzer atamaların yapıldığını hatırlatarak, "neden şimdi" ve "neden Boğaziçi" sorusunu sordu.

Okuyan, bu soruyu yanıtlarken, AKP Türkiyesi'nde yaşanan adaletsizliklerin toplumun farklı kesimlerine dönük yaygın bir saldırı olarak yaşandığını söyledi ve iktidarın toplumun tepkisiz kalacağını hayal ettiğini öne sürdü. "Sıfır tepki hayal ediyorlarsa yanılıyorlar" diyen Okuyan, şöyle devam etti: "Sadece Boğaziçi'nde değil işçi sınıfı içerisinde de eylemler oluyor. Boğaziçi Türkiye'nin önemli kurumlarından ve burada olan biten önemseniyor. İktidar ve iktidar yanlıları, 'Yıllardır rektör atıyoruz bunlarla karşılaşmadık diyorlar'; öncelikle bu doğru değil. Ayrıca Boğaziçi'ndeki atama çok da normal bir atama değil.

AKP sanıyor ki, yasaları değiştireceğim ve yaptığım şey meşru olacak. Bahçeli bugün öğrencilere 'terörist' dedi."

'İktidarın işine yarıyor deniliyor. O zaman hiç ses çıkarmayalım!'

Eylemli tepkilerin iktidarın işine yaradığı iddialarını da hatırlatan Okuyan, "O zaman hiç ses çıkarmayalım. Polis otosu tekmelediler deniyor, öğrenciler tekmeleniyor halbuki. Akıl dışı değerlendirmeler var. İktidar kendine güvenmediği için, Gezi'yi hatırlatıp, nabız yoklayama çalışıyor. Bu oyun tarih boyunca tutmadı. Şiddeti çok sevdiler. Dün Ankara'da hatta İstanbul'da sivil faşistler de vardı. Burdan başarısızlık çıkar" diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gelişmelerin ülke gündemine yerleşmesinin arkaplanını değerlendirirken Okuyan, toplumda uzun süredir birikmekte olan öfkeyi hatırlattı. Okuyan şöyle dedi:

"Boğaziçi neden önemli hale geldi? Toplumda büyük bir öfke ve ihtiyaç var. Bu eylemler ortaya çıktığında katılım isteği doğuyor. Şu kadar öğrenci deniyor. Onlara ne? İsteyen katılır. Bugün bir kadın cinayeti olduğunda kim akrabası diye mi bakacağız? Üstelik öğrenciler ve hocalar eylem yapıyor."

Okuyan yaşananları muhalefetin tepkileri cephesinde değerlendirirken "Öyle bir düzen muhalaefeti var ki, evlere şenlik. Zaten yarısı sağ kökenli. CHP de 'Aman provokasyona gelmeyin' diyor" dedi. Son günlerde yaşanan gelişmelere ilişkin düzen muhalefeti cephesindeki tepkileri hatırlatan Okuyan şöyle konuştu: 'Kutsalımıza dil uzatıyorlar' deniyor, muhalefet de 'Haklısınız o kadar da ileri gidilmez' diyor. Bu sergi meselesinin kullanılış biçiminde muhalefeti susturmak da var. Rektör 'Sergi açılabilir izin alınırsa demiş bugün. Ne izni? Sergi için izin alınır mı? Bunu diyorsa zaten gerisini boşverin, rektör olamaz. Koç'la üniversiteleri sermayeye bağlamak için bir sürü şey yapılıyor. Melih Bey'in sicili de bunlarla dolu. 'İstifa etmeyeceğim, bana dokunmaları devlete dokunmaktır' diyor. Erdoğan ve AKP cephesi, 'daha ne istiyorlar, Boğaziçi'ne uygun birini atadık' diye düşünüyor olabilirler. Bugün TÜSİAD da açıklama yaptı. Belli ki rektörün Ali Koç'la da çok derin ilişkileri var. 

Üniversitelerin bilimsel olarak bağımsızlığı garanti altına alınmalı ama mali özerklik üniversitelerin şirketleşmesi demek. Kayyum zaten şirket gibi görüyor okulu. Asıl buna itiraz etmek gerekiyor. Hem kayyum hem açık sermayeci. O yüzden devam edilmesi lazım, istifa ettiriltinceye kadar."

Gazeteci Ceyda Karan, Boğaziçi Üniversitesi hakkındaki sorularının ardından Okuyan'dan ülke siyasetindeki diğer gelişmeler ve ittifaklar hakkında değerlendirmelerini istedi.

Değerlendirmelerine "Ülkemizde ve başka yerlerde de tamamen seçime odaklanılamaz" diye başlayan Okuyan "Erdoğan güç durumda. Zaten güç durumda olmayan lider yok. Ama muhalefet de güçlü değil. Bu da Erdoğan'ın avantajı" diye devam etti.

Bir muhalefet bloğu oluşturulduğunu ancak bunun da kendi içerisinde sorunları olduğunu söyleyen Okuyan şöyle konuştu:

"Saadet partisinin bir kanadı Millet bir kanadı Cumhur ittifakında. İyi Partili Yeni Çağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu'na saldırı oldu. Sonrasında yazı yazdı; 'Millet de Erdoğan da Akşener'e 2 yıldır bir teveccüh gösteriyor ve azgın milliyetçiliğe karşı tepki gösteriyor' diyor. Bütün bu saldırı ve ziyaretlerin ortak bir amacı var. Muhalefet bloğunun zayıf noktalarını kullanarak bunları birbirinden ayırmak. Zaten sağ bu, niye şaşırıyoruz? Geçmişte Milliyetçi Cephe'yi saran zihniyetle aynı. CHP şimdi buraya eklendi ve Erdoğan bu bloğu her taraftan sarsıyor."

CHP'de yaşanan bölünmeleri değerlendirirken bu partide birbirinden ayrılması çok zor bloklar olduğunu söyleyen Kemal Okuyan, "İnce gidiyor ama gidemiyor. Sarıgül kaç kere gidip geldi hatırlamıyorum, CHP bu. CHP zaten kendi içinde bir bütünlüğe kavuşamaz" görüşünü savundu.

Kılıçdaroğlu'nun "Bir seçim başarısı lazım, bunun için de sağ ile beraber yürümeliyiz" stratejisinin kabul gördüğünü söyleyen Kemal Okuyan, "Unuttukları şey beraber yürürseniz aynı olursunuz. O yüzden laiklikle ilgili CHP'nin içinde bir duyarlılık kalmadı." dedi.

Anayasa tartışmasının da muhalefete dönük bir hamle olduğuna dikkat çeken Okuyan, düzen muhalefetinde, yeni anayasa tartışmasının  AKP aleyhinde başarılı olacağı beklentisi olduğunu hatırlatarak "AKP'nin anayasa gündeme getirme ehliyeti yok. Bu kadar, kestirip atılmalı. 2023 dendi, 2071 dendi. Hep büyük öyküler yazılıyor. Büyük öyküler geride kalanları örtüyor. Bazı ayak bağlarından kurtulmak için anayasa yaparlar." dedi.

'Kimse TÜSİAD siyaset yapmasın demiyor'

Siyaseti kimin yapmaması gerektiğine dair tartışma döndüğüne işaret eden Okuyan, "'Öğrencilerin işi siyaset değil' diyorlar. Devlet memuru siyaset yapamaz, sendika yapamaz. Anladıkları 'para sahiplerinin' siyaset yapması. Kimse 'TÜSİAD siyaset yapmasın' demiyor. Sermaye sınıfımız Erdoğan'dan kolay kolay vazgeçmek istemiyor. Kuralsızlığı kabul görüyor. Türkiye gibi bir toplumda Gül yerine neden Erdoğan'ın bu kadar badireyi atlattığına bakmak lazım. Erdoğan'la bir uzlaşma fikri muhalefete sermaye sınıfından geliyor. Muhalefet dediğimiz Türkiye'de sermaye yönlendirmesiyle hareket ediyor. Zaten bir bölümü sermayedar. Kapitalist ülkelerde de işler böyle yürüyor. Anayasa meselesi gündeme gelirse, sermaye de 'Evet uzlaşı anayasası' olsun' diyecek. Bunlar karmaşık meseleler. Karşmaşık meselelerde kestirip atarız. Öyle yapılmalı. Türkiye'de bundan sonra yapılacak anayasa emekçilerin anayasası olmalı. Bunun için de işçi sınıfının ayağa kalkması gerekli." ifadelerini kullandı.

Boğaziçi eylemleri, yeni Anayasa lafızları ve iç siyasetteki gelişmelerden sonra Karan, Okuyan'a uluslararası gelişmelerle ilgili görüşlerini sordu.

ABD'de yeni iktidara gelen Biden ve diğer gelişmeleri yorumlayan Kemal Okuyan, ABD'nin "yönetim değişiklikleri sırasında değişmeyen şeyler" olduğuna değinerek, ABD için "temel stratejik düşmanın" Çin olduğunu söylerken Çin'in yükselişinin ABD'yi sarstığı görüşünün doğru olmadığını savunan Okuyan, Çin'in ABD'nin hegemonyası sarsılırken yükseldiğini belirtti. Okuyan, Çin aslında ABD ekonomisine ciddi katkılarda bulunduğunu, Çin'in ABD ekonomisinden çok da bağımsız olmadığını belirtti.

ABD'nin eğiliminin "önce Rusya'ya diz çöktürmek" ardından "Çin'i Asya'da tırmalamak olduğunu" söyleyen Okuyan, "Sovyetler yıkılınca Rusya'yı hallettik diye düşündü Batı. Trump Çin'le kestirmeden hesaplaşma yoluna gitmişti. Biden bu ticaret savaşları denilen şeyi hafifletecek o belli oldu." dedi.

Çin açısından bir soluk alınacağını belirten Okuyan, şöyle devam etti:

"Çin sözüdür, '500 yıllık plan yaparız' derler. Sabırlılar. Asıl sorun Rusya açısından çıkacak. Bu kaotik süreç ve belirsizliklerin artması nedeniyle savaş riskinin de arttığını düşünüyorum. ABD ordusundan bazı yetkililer de böyle açıklamalar yapıyorlar. Bunların bir bölümü Rusya'ya mesaj ama Rus devleti de sabırlı olmasına karşın geri adım atmaz. Dolaysıyla bu kadar gerginlik varken biraz ürperiyorum. Trump'ı savunacak tarafımız yok."

ABD'de çok tehlikeli bir ekip işbaşına geliyor

Trump'ın "iğrenç bir patron" olduğunu belirten Okuyan ancak bunun Biden ekibi aklayamayacağını söyledi. ABD'nin yeni yönetimine ilişkin konuşan Okuyan, "Çok tehlikeli bir ekibin işbaşına geldiğini vurgulamalıyız ve hazılıklılar. Obama bu kadar hazılıklı değildi. Ama Biden hem hazırlıklı hem de deneyimli. Kapitol Hill saldırısı ABD'deki düzeninin tüm temel kurumlarına hakim bir ekibin operasyonu. Muazzam bir dönem açılıyor. ABD'nin ulusal çıkarları 'korunurken' içeride huzursuzluk istemiyorlar. Toplumsal kesimler zaten uyandığında iş işten geçmiş olacak." ifadelerini kullandı.

Yazılama'dan yeni kitap

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Karan'ın sorularını yanıtlarken, önümüzdeki günlerde Yazılama Yayınları'ndan çıkacak olan bir kitabı da duyurdu. Okuyan, uluslararası gelişmeler hakkında konuşurken, Alper Birdal'ın, Çin'in dünya sistemindeki yeri, ABD'nin yaşadığı hegemonya bunalımı üzerine, dünya üzerindeki tedarik zincirlerini merkeze koyan bir araştırma çalışması yaptığını söyledi.

Birdal'ın kitabı önümüzdeki günlerde okurlarına ulaşmış olacak.

Biden'ın Türkiye'ye etkisi anlamında Erdoğan'a baskının artacağını söyleyen Kemal Okuyan, "Daha demokrat olacak deniyor. ABD yönetiminin demokrasiyle, özgürlükle ne ilgisi olabilir? Hiç olmadı. Yugoslavya'nın bombalanmasını, Irak işgalini burada destekleyen oldu. Özgürlük bekleniyor demek ama bizim açımızdan durum belli. Erdoğan'ın Trump nedeniyle paniğe kapıldığı düşünülüyor." dedi.

"Erdoğan artık deneyimli bir siyasetçi" diyen Okuyan, Erdoğan'ın Trump dönemindeki Rusya işbirliğinin nasıl pazarlayacağını iyi bildiğini söyledi. Okuyan, "Bu çok kuvvetli bir kart. Bu kart ömrü boyunca kullanılmayacak şekilde cepte durmaz. İşe yarayacak anda masaya koyacak. Biden bu kartın değerini arttırdı, öncelik Çin değil Rusya olacağından." dedi. 

Erdoğan'ın Rusya'ya karşı önemli bir pozisyon elinde tuttuğunun altını çizen Okuyan, "Kafkasya'da düşündüklerini alamadılar Rusya'nın kırmızı çizgisi, ama can sıkacak kadar girdiler. Karadeniz'de büyük bir kıyımız var, Ukrayna ile ilşkiler gelişiyor... Bunlara bakıp Biden'ın Erdoğan'ı köşeye sıkıştırıp masayı devireceğini düşünen varsa yanılıyor. 'Biraz imajını düzelt' denebilir ama Boğaziçi, işçi sınıfı hakları kimsenin umrunda değil. Herhangi bir emperyalist ülkenin böyle dertleri yok. Erdoğan'ın tutarsız bir Trump yönetimi yerine Biden'ı tercih ettiğini düşünüyorum." sözlerini kullandı.