TKP'den kadına şiddete karşı üç ilde eylem: Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun! 

Türkiye Komünist Partisi tarafından Ankara, İstanbul ve İzmir'de kadına yönelik artan şiddete karşı eylem gerçekleştirildi. Eylemlerdeki ortak slogan 'Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun!' oldu.

Haber Merkezi

Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken, bir yandan da AKP'nin kadın düşmanı gerici açıklamaları ve hamleleri bitmek bilmiyor.

Türkiye Komünist Partisi, kadınları hedef alan şiddete karşı Ankara, İstanbul ve İzmir'de eylemdeydi.

"Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun!" başlığıyla Ankara'da Kızılırmak Caddesi'nde, İstanbul'da Beşiktaş Meydanı'nda, İzmir'de ise Karşıyaka Çarşı girişinde bir araya gelinerek basın açıklaması yapıldı.

Ankara

Kadına yönelik şiddete karşı dayanışmayı büyütmek ve güçlerini örgütlemek için buluşan emekçiler saat 18.00'den itibaren Ankara Olgunlar Caddesi'ndeki Madenci Heykeli önünde bir araya gelineceğini açıklamıştı.

Burada polisin kurduğu barikat nedeniyle Olgunlar Caddesi girişinde buluşan kitle, buradan sloganlarla Kızılırmak Caddesi'ne bir yürüyüş gerçekleştirdi.

"Sömürü bitecek, eşitlik gelecek", "Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın" sloganlarının atıldığı yürüyüş ardından Kızılırmak Caddesi üzerinde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada "Gelin, AKP’nin Türkiye projesine karşı sosyalizmin sesini yükseltelim!  Omuz verin, dayanışma ve aydınlanmanın, eşitliğin ve özgürlüğün Türkiye'sini kuralım! Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun!" çağrısında bulunuldu.

İzmir

TKP ve Komünist Kadınlar'ın "Omuz ver, kadınlar yaşasın" çağrısıyla çok sayıda İzmirli Karşıyaka'da bir araya geldi.

Yapılan basın açıklamasında birkaç haftadır yeniden gündeme getirilen İstanbul Sözleşmesi'nin düzenin hem iktidar hem de muhalefet cephesinde tartışılmaya devam ettiği belirtildi.

Açıklamada "Bugün kadınları şiddetten korumak için uluslararası sözleşmelere muhtaç olan düzen kendisinin yürürlüğe koyduğu yasal düzenlemeleri bile uygulamaktan aciz kalıyor. Kadınlar elbette sadece sözleşmenin uygulanmasını değil şiddetin tamamen ortadan kalkmasını istiyor. Ne KADEM'in sözleşmeye sahip çıkmasından ne de iktidarda sözleşme tartışmalarının yarattığı sarsıntılardan medet umuyoruz. Kadına yönelik şiddetin kaynağında sömürü ve gericilik olduğunu çok iyi biliyoruz" denildi.

İstanbul

TKP'nin ve Komünist Kadınlar'ın çağrısıyla İstanbul'da Beşiktaş Meydanı'nda basın açıklamasında buluşan kadınlar "Emekçiyiz, kadınız yobazlara karşıyız", "Kadınların katili patron düzeni" sloganları attı.

TKP Merkez Komite üyesi Senem Doruk burada yaptığı açıklamada "İstanbul Sözleşmesi'nin geri çekilmesi kadına yönelik büyük bir saldırıdır. Ama bunun yanında kadına şiddetin, cinayetin tek başına İstanbul Sözleşmesine sıkıştırılması, bundan ibaret sayılması da aynı şekilde kadına bir saldırıdır. Bizim bu saldırıya karşı kadın sorununun temelini göstermemiz, dayanışmayı büyüterek mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Bu bizim görevimizdir" dedi.

'Kadınlar şiddetin tamamen ortadan kalkmasını istiyor'

Eylemlerde okunan ortak basın açıklamasında, birkaç haftadır yeniden gündeme getirilen İstanbul Sözleşmesi'nin düzenin hem iktidar hem de muhalefet cephesinde tartışılmaya devam ettiğine dikkat çekilerek, "Bugün kadınları şiddetten korumak için uluslararası sözleşmelere muhtaç olan düzen, kendisinin yürürlüğe koyduğu yasal düzenlemeleri bile uygulamakta aciz kalıyor. Kadınlar, elbette sadece sözleşmenin uygulanmasını değil, şiddetin tamamen ortadan kalkmasını istiyor" denildi.

'Kadına yönelik şiddetin kaynağında sömürü ve gericilik var'

Ne KADEM’in ve sermaye aktörlerinin İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmasından, ne de iktidarda sözleşme tartışmalarının yarattığı sarsıntılardan medet umulduğuna işaret edilen açıklama şu ifadelerle devam etti:

Kadına yönelik şiddetin kaynağında sömürü ve bu ilişkilerini korumaya çalışan gericilik olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden güçlünün zayıf üzerinde tahakküm kurmasına dayanan bu sömürü düzeni sürdükçe kadınların şiddetin farklı türlerine maruz kalacağını da biliyoruz. Şiddetin var olmasında payı olanların bugün İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi savunması ise şiddet ve kadın cinayetlerinde suç ortaklıklarını gizleme çabasından başka bir şey değildir. 

'Kadınları ancak ve ancak kendi örgütlü güçleri ve dayanışmaları kurtarır'

Kadınları şiddetten ve gericiliğin baskısından ancak ve ancak kendi örgütlü güçleri ve dayanışmaları kurtarır. Bu yüzden emekçi kadınlar laikliği sulandıran siyasilere ya da kadının toplumdaki güçsüz konumunun sürmesinden çıkarı olan patronların beyanlarına değil, yalnızca büyütmekte oldukları dayanışma ve örgütlü güçlerine güvenmektedir. 

'Kadınlar AKP Türkiyesi'ne sığmaz'

Kadınlar, bu ülkeyi yönetenlerin iki dudağı arasından çıkan sözlere mahkum değil ve AKP Türkiyesi’ne sığmaz. Kadınlar artık ‘öldürülme korkusu’ olmadan yaşayabilecekleri bir ülke istiyor. Taciz edilme kaygısı olmadan kararlarını özgürce alabilecekleri kentler kurulsun istiyor. Gelecek kaygısı, işten atılma korkusu ve geçim derdi ile uğraşmak değil, ayrımcılığa maruz kalmadıkları eşit bir hayatın tadına varmak istiyor. Zihinleri ev ve bakım işleri ile değil, bilimle, sanatla ve sporla meşgul olabilsin istiyor. Böylesi bir yaşamı ve bunu sağlayan düzeni herkesten çok kadınlar istiyor. 

'Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun'

Gelin eşitsizliği, ayrımcılığı ve sömürüyü alt etmek için ve onu koruyan gericiliği def etmek için birlikte mücadele edelim! Gelin, AKP’nin Türkiye projesine karşı sosyalizmin sesini yükseltelim! 

Omuz verin, dayanışma ve aydınlanmanın, eşitliğin ve özgürlüğün Türkiye'sini kuralım! Omuz verin, kadına karşı şiddet son bulsun!