TKP'den Dünya Barış Günü açıklaması: Savaş çığırtkanlığına son verin!

Türkiye Komünist Partisi, Dünya Barış Günü nedeniyle bir açıklama yaparak, 'Savaş çığırtkanlığına son verin' dedi ve emperyalizmin dün olduğu gibi bugün de 'kandan beslendiğini' hatırlattı.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP), 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Pandemi gibi olağanüstü bir durum bile, silahlara olan yatırımı, askeri güç üzerinden rekabeti değiştiremedi. İnsanları yaşatmak, çocukları okutmak için tenezzül edilmeyen bütçeler, askeri harcamalar için ayrıldı" denildi.

TKP'nin "Savaş çığırtkanlığına son verin! Dünya Barış Günü kutlu olsun…" başlıklı açıklaması şöyle:

İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül’ü, savaştan faşizme karşı zaferle çıkmış Sovyetler Birliği ve dost ülkeler, Dünya Barış Günü olarak ilan etmişti. Dünya tarihinin o en uğursuz günlerinden birini unutmamak için. İnsanlık barışı korumayı bir görev olarak bilsin, hatırlasın diye...

Oysa emperyalizm, dün olduğu gibi bugün de kandan besleniyor. Dünyanın birçok bölgesinde “düşük yoğunluklu” olarak adlandırılan, on binlerce can kaybının yaşandığı savaşların sürmesinden güç alıyor. Daha büyük kapsamlı bir savaş tehdidi, Ortadoğu’da, Basra Körfezi’nde, Pasifik’te yükseliyor.

Pandemi gibi olağanüstü bir durum bile, silahlara olan yatırımı, askeri güç üzerinden rekabeti değiştiremedi. İnsanları yaşatmak, çocukları okutmak için tenezzül edilmeyen bütçeler, askeri harcamalar için ayrıldı. 

Tüm ülkelerde burjuva iktidarlar, pandemide ortaya koydukları basiretsizliği, bir “dış düşman” göstererek görünmez kılmaya çalıştı. Savaşta sahaya sürülecek olan, her türlü kaybı yaşayacak olan halklar, milliyetçilikle, ırkçılık ile, dincilikle birbirine düşmanlaştırıldı. Emperyalist merkezlerin sözde arabuluculuk faaliyetleri ise bu provokasyonları durdurmadığı gibi, aksine ateşi körüklüyor. Denizlerdeki her türlü askeri yığınak büyüyor.

Doğu Akdeniz ve Ege’de olan budur. AKP iktidarının yıllardır izlediği maceracı, hamasi ve riyakâr dış politikanın bedeli, bugün ülkenin tepesinde çalan savaş çanlarıdır. Milyonlarca mültecinin sefaletidir. Başka ülke topraklarında canını yitiren gençlerimizdir. Kaynakların halkın emrine koşulsuz şartsız verilememesidir. Yoksullaşmadır.

Oysa halkların birbirleriyle paylaşamayacağı hiçbir şey yoktur. Dostluğun kazandıracakları ise hepimiz adına olacaktır. 

Öyleyse dünyaya barışı armağan edenlerin bize verdiği görevi yerine getirelim: Bugünü komşu ülkenin büyük ozanı, yoldaş Yannis Ritsos’un sözleriyle analım. Bilelim ki barış tüm çocukların, tüm anaların düşüdür. Barış tüm çocuklara karşı sorumluluğumuzdur. Ve eğer halklara gerçek bir müjde verilmek isteniyorsa, o ancak eşitlik temelinde bir barış için çaba göstermekle olur. Bir yandan tatbikat üstüne tatbikat yaparken, bir yandan kaynakları sömürmesi için uluslararası tekelleri ülkeye davet etmekle değil. 

Savaş çığırtkanlığına son verin! 

1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun...