Bu yıl 100 yaşını kutlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) önceki gün İzmir Karaburun'da 13. Olağan Kongre Türkiye Konferansı'nı topladı. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "100 Yaşında Devrimci Parti, Devrim İçin Parti" sloganıyla gerçekleştirilen konferans hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Komünist Partisi geçtiğimiz Pazar İzmir Karaburun'da '100 Yaşında Devrimci Parti, Devrim İçin Parti' sloganıyla Türkiye Konferansı'nı topladı. Konferansın ardından kamuoyuna da yansıyan iki önemli karar var. Birlik Sendikası ve Dayanışma Meclisleri. İsterseniz buradan başlayalım...
Türkiye Komünist Partisi Patronların Ensesindeyiz Ağı ile çok özgün bir çalışma gerçekleştirdi. Patronların Ensesindeyiz bazı sendikal fonksiyonlar da yerine getiriyordu. Şimdi bu deneyimi bir sendikal pratiğe taşıyoruz. Patronların Ensesindeyiz kısa sürede işçilerin hak arama ve dayanışma kültürüne ciddi bir zenginlik kattı. Bu birikim sürekli olarak saldırıya uğrayan emeğin sermayeye karşı yeni araçlar geliştirmesinin mümkün ve gerekli olduğunu gösteriyor. Patronların Ensesindeyiz Ağı kapanmayacak. Tam tersine kurulacak sendika ile birlikte çalışmalarına daha güçlü bir biçimde devam edecek.
Türkiye'de birçok sendika var, bu sendikanın farkı ne olacak?
Bu sendika, Türkiye'deki mevcut sendikalara alternatif olarak kurulmuyor. Zaten birçok parti üyesi ya da dostu işçi farklı sendikalarda işçi sınıfının hak arama mücadelesinin içindeler. Birlik Sendikası adı üzerinde, işçi sınıfının birliğini temel alan, geleneksel sendikacılığın alışılagelmiş kalıplarından oldukça farklı bir yapıya sahip olacak. Yıllardır söylediğimiz bir olgu var, işçi sınıfının parçalanmış yapısını aşmak, sınıfın kolektif kimliğini yeniden oluşturmak. Bu kimliğin oluşumu esas itibariyle siyasal düzlemde gerçekleşir. TKP bunun için çaba harcıyor. Öte yandan sendikal alanda da, sınıfın ortak kültürüne uygun modeller denemek zorunda. Bunu yapıyoruz.
Bir siyasi partinin bu kadar doğrudan bir sendikal pratik için adım atması normal mi? TKP'ye ait bir sendika mı kurulmuş oluyor?
Sendika başkanlarının sonrasında milletvekili olması yadırganmıyorsa bu da yadırganmamalı. Türkiye'deki sendikal alan büyük ölçüde düzen partilerinin denetiminde. Üstelik bu ilişki açık açık kuruluyor. TKP bir işçi sınıfı partisi olarak emekçilerin mücadelesinde bir boşluk, bir ihtiyaç varsa üzerine düşeni elbette yapacaktır. Ancak Birlik Sendikası TKP'ye ait bir sendika olmayacak elbette. Böyle bir şey zaten mümkün değil. Kendi dinamikleri üzerinde duracak ve gelişecek bir deneyim olacak. TKP sadece ortaya çıkışına yardımcı oluyor. Bir parti sendikası daha baştan ölü bir sendikadır. Buna ihtiyacımız yok.
Dayanışma Meclisi adı kamuoyu için ne ifade etmeli?
Dayanışma Meclisi, Türkiye'nin yurtsever, aydınlanmacı, kamucu birikimini birlikte üretme, tartışma ve hareket etme iradesiyle yola çıkıyor. Türkiye'nin bütün meselelerine dair, güncel ya da tarihsel, söz söyleyen siyasi iktidarın adımlarını takip edip ona yanıt üreten bir Meclis... Türkiye'nin bu birikimi var ve bu birikimin toplumun hissedeceği, gözleyeceği ve giderek onunla birlikte devineceği bir zemine evrilmesi mümkün. Dayanışma Meclisi aynı zamanda bir birlikte yürüme kültürü de yaratacak. Ve giderek yerel meclisler de oluşacak. TKP burada da bir kolaylaştırıcı olarak sorumluluk üstleniyor. Dostlarımızla görüşüyoruz, çok olumlu bir yaklaşım var, dahası birlikte örüyoruz bu süreci. Şimdi hızlanıyoruz. Türkiye'de düzen siyasetinin göstermelik de olsa bir tartışma platformu, zemini kalmadı. Toplum artık siyaset dünyasını ciddiye almıyor ancak çaresizlikten düzen siyasetinin çekim alanında. İlkesiz konumlanışlar, kulisler, koltuk kavgaları... Türkiye'de gerçek sol birikim bunun çok ötesine geçebilecek olgunluğa ve zengin bir kaynağa sahip. Katılımcı bir kültür yaratacağız ve aynı zamanda ilkeli olacağız. Türkiye'de laikliğin, Cumhuriyetçiliğin, sosyalizmin sesi daha çok duyulacak bundan böyle.
Dayanışma Meclisi nasıl çalışacak ve çalışmaları kamuoyuna nasıl yansıyacak?
Dayanışma Meclisi belli aralıklarla Türkiye'nin gündemindeki sorunları ele almak üzere toplanacak. Dış politikadan ekonomiye, her başlıkta... Hem teşhir edeceğiz hem de çözüm yollarını göstereceğiz ve sosyalist bir Türkiye'nin mümkün olduğunu kanıtlayacağız. Kapalı devre bir çalışması olmayacak Dayanışma Meclisi'nin. Halkımızın gözleyeceği, katılacağı bir çalışma tarzı olacak. Adı üzerinde Dayanışma Meclisi... Bir dayanışma kültürünü de yaratacak bir yandan.
Oldukça kapsamlı bir konferans raporunun hazırlandığını ve tartışıldığını söylemiştiniz…
Evet. Partimiz 13. Kongre Türkiye Konferansı'nda kapsamlı bir rapor ve 19 konuda yine kapsamlı karar tasarılarını onayladı. Konferans raporu yayımlandı. Kararların bir bölümü kamuoyuna kısa süre sonra açıklanacak. Zor koşullarda toplanmış olsa da, 100. yılımızda konferans benzersiz bir yol haritasını koydu partinin önüne. Şimdi Türkiye Komünist Partisi her zamankinden daha güçlü. Sadece salgın yüzünden öngördüğümüz delege sayısından çok daha az delegeyle toplanmak zorunda kalışımız bizi üzdü. Ancak bunu şimdi yerel toplantılar ve 10 Eylül ekseninde gerçekleştireceğimiz açık hava toplantılarında telafi edeceğiz.
Geçtiğimiz yıl on binlerce kişinin katılacağı önemli sanatsal etkinlikleri de içerecek, yurt dışından sanatçı konukların olacağı bir program üzerine çalışılıyordu. Bu kutlama programı da yakın zamanda gözden geçirildi... Nasıl bir etkinlik yapmayı planlıyorsunuz?
Evet hazırlıklarda yol da almıştık. Ancak salgın birçok şeyi olduğu gibi bu etkinlikleri de etkiledi. Ancak buna hayıflanmıyoruz. TKP her koşulda mücadele edecek, emekçi halka ulaşacak bir partidir. Bizim gündemimizde bir şenlik, bir kutlama yok. 100. kuruluş yıldönümünde bir gün arayla İzmir, Ankara ve İstanbul'da TKP'nin siyasal varlığını ortaya koyacağımız buluşmalar, mitingler gerçekleştireceğiz. TKP şu anda yüzüncü yılının verdiği enerjiyle yaygınlaşıyor ve hızla yeni gönüllüler kazanıyor. Yakında Türkiye'nin her yerleşiminde çark çekicin dalgalandığını göreceğiz.