TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: İşçi sınıfı hangi ücreti talep ederse etsin hakkıdır

soL TV'de gazeteci Gökhan Kazbek soruyor, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan yanıtlıyor: Asgari ücret ne olmalı, ekonomi düzeliyor mu, faturalar ne olacak?

Haber Merkezi

Her hafta pazartesi akşamları soL TV'de yayınlanan Kemal Okuyan'la Gündem programının bu haftaki konuğu gazeteci Gökhan Kazbek'ti.

Ekonominin gidişatının konuşulduğu programa Kazbek, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'dan yakın döneme dair bir değerlendirme yapmasını isteyerek başladı.

Okuyan'ın değerlendirmesi şu şekilde oldu: "Pandemi süreci çok geniş bir halk kesiminde ağır bir baskı yaratmış durumda. Bir yandan ölümler, hastalıklar, vaka sayıları, bir yandan da yoksulluk ve hatta açlık kavramının yavaş yavaş gündeme girdiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Tabi siyaset de bununla paralel bir biçimde yoğunlaşıyor. Bugün Kılıçdaroğlu'nun mecliste bir sataşmaya verdiği cevap, herkeste acaba Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına aday mı olacak sorusunu akla getirdi. Tabi Erdoğan, karşısındaki koalisyonu bozmak için sürekli hamleler yapıyordu. Bu durum muhalefetteki tüm partileri germiş durumda, çünkü Erdoğan her partinin hassas noktalarına oynuyor, tüm partiler adına konuşuyor. CHP içinde bir gerilim başlamış durumda, çünkü açıkça görüldü ki Kılıçdaroğlu kendi partisinden ziyade diğer muhalefet partilerine çalışıyor. Bugün Babacan’ın partisinin bu kadar yol almasının bir nedeni CHP’nin çabalarıdır. İyi Parti için de aynı şey geçerli. Dolayısıyla AKP buraya oynamaya karar vermiş. Bu CHP içerisinde bir basınç yaratıyor çünkü CHP’nin içerisinden kopma eğilimine girenler oldu, örneğin Muharrem İnce artık bir partileşme sürecine girdi. Sarıgül zaten her fırsatta kendi göbek bağını kesmeye çalıştığı için çok önemsemiyorum ama bir önceki cumhurbaşkanı adayının CHP’den ayrılma olasılığı önemsenmesi gereken bir konu. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun bugünkü "nereden biliyorsunuz benim aday olmayacağımı" açıklaması ise sözünü ettiğim baskıların ürünü, ben CHP'nin henüz aday belirlediğini düşünmüyorum. Burada üzücü olan cumhurbaşkanı adaylığı için bir popstar yarışması gibi isimler zikrediliyor, programlar konuşulmuyor. Bu Türkiye halkı için çok acıklı bir tablo."

Halkın enerjisi çalınıyor

Kazbek'in AKP'den ayrılan Babacan ve Davutoğlu halkın umudu olabilir mi sorusuna Okuyan, bu düşüncenin liberallerin "AKP 2011-2012'ye kadar iyiydi, sonra bozdu" tezinin siyasete egemen olmasından kaynaklandığını söyledi. AKP’nin ilk döneminin, hem siyasi hem ekonomik açıdan bugünkü zeminini sağladığını söyleyen Okuyan, 2000’li yıllarda AKP’nin özelleştirmeyle kodlanan ve bir sürü başka boyutu olan ekonomi politikalarının bugüne gelinmesine neden olduğunu belirtti. Dolayısıyla Babacan, Davutoğlu gibi isimlere dönük güzellemelerin aslında AKP’nin kendisine geri dönülmesi çağrılarının bir uzantısı olduğunu ve muhalefetin de neredeyse tamamının bu tezin peşinden gittiğini sözlerine ekledi. Eski AKP’lilerden medet umma noktasına gelindiğini söyleyen Okuyan, iktidar partisinin içindeki çatlaklar ve görüş ayrılıklarının önemli olduğunu ancak bunun karşısında asıl önemli olanın neyin savunulduğu olduğunu vurguladı. Okuyan halkın bunlardan heyecan duymadığını ve maalesef kötünün iyisine razı edilmeye çalışıldığını söyledi.

Enflasyon ve asgari ücret tartışmalarına değinen Kazbek, Okuyan'a bu konudaki görüşlerini sordu. Okuyan iktidarın enflasyon açıklamalarının hiçbir inandırıcılığının olmadığını ve hayat pahalılığı açısından bakıldığında tablonun çok ağır olduğunu söyledi. Son yıllarda yaşanan en ağır toplumsal krizlerden biriyle karşı karşıya olduğumuzu belirten Okuyan, bugün halkın üzerinde enflasyondan ibaret olmayan bir baskı olduğunu söyledi.

'Gerçek bir kölelik düzeni, bunu reddediyoruz'

Asgari ücret gündemiyle ilgili TKP Genel Sekreteri'nin açıklaması ise şöyleydi: "Türkiye Komünist Partisi, asgari ücret şu olsun diyemez. Asgari ücretin artması bir mücadeledir, bu ücret ne kadar artarsa işçi sınıfı hak ediyordur. Biz bir siyasi parti olarak sömürü düzeninin sona ermesi için uğraşıyoruz tabi ki asgari ücretin artması gerekir ama asgari ücret niye 3800 de, 5800 değil ya da yoksulluk sınırı 8000 iken niye biz bunun aşağısında asgari ücreti tartışıyoruz? Neye göre gerçekçi olmak gerekiyor? Türkiye’de sermaye sınıfının elindeki kaynaklar hesaba katıldığında emekçilere çok daha yüksek ücretler ödenebilecek durumda. Dolayısıyla bu rakamlar Türkiye işçi sınıfını köleleştiren rakamlardır yani bununla yaşanamaz. Türkiye’deki finans sistemi zayıf unsurlardan güçlülere kaynak aktarma üzerine kurulu. Ziraat Bankası, çiftçilere kredi verip borçlandırarak tepelerine çöküyor. Bu diğer sektörler için de geçerli. Türkiye’yi önümüzdeki dönemlerde çok yaygın bir tekelleşme bekliyor. Bu hayat pahalılığında işçi sınıfı hangi ücreti talep ederse etsin hakkıdır. TOBB başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, sosyal medyada hükümetle görüşerek paket servisi yapan iş yerlerinin çalışma sürelerini arttırdıklarını açıklıyor. Bir yandan da karantina süresini işverenlerin talepleri doğrultusunda kısalttıklarını da söylüyorlar. Hastalanan işçilerin bir an önce gelip çalışmaya başlamaları için kısalttırdık diyor. Soluk almalarına dahi izin verilmeyen bir işçi sınıfı tablosu var ve biz bu tabloda asgari ücreti tartışıyoruz. Bu gerçek bir kölelik düzenidir, bunun hiçbir kabul edilebilir bir tarafı yok."

Sermaye sahiplerinin aynı gemideyiz yalanından, ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimin AKP'yi desteklemesine, erken seçim tartışmalarından, cumhur ittifakına pek çok konunun daha konuşulduğu programı soL TV youtube kanalından izleyebilirsiniz.