THY emekçisi anlatıyor: Ailemizi bile riske attık, şimdi şirket fırsatçılık yapıyor

THY ile Hava İş sendikası arasındaki görüşmeler sürerken, THY çalışanlarının tedirgin bekleyişi de devam ediyor. THY emekçileri şirketi fırsatçılıkla suçlarken, sendika tarafından da doğru zaman ve şekilde bilgilendirilmemekten şikayetçiler.

Haber Merkezi

Haberlere magazinel bir biçimde "Pilotların maaşı düşecek" şeklinde yansıyan, ancak 30 bin civarındaki THY emekçisini ilgilendiren THY ile Hava İş sendikası arasındaki görüşmelerde henüz bir sonuca varılamadı. THY çalışanlarının tedirgin bekleyişi sürerken, sendika tarafından da net bir şekilde sürece dair bilgilendirilmediklerinden şikayetçiler.

Konuştuğumuz THY emekçisi bir kabin personeli, salgın sürecinde yaşadıklarını ve son dönemde THY ve Sendika arasındaki görüşmelerle ilgili içine düşürüldükleri durumu anlattı. 

Salgın süreci siz THY çalışanlarını nasıl etkiledi?

On beş yılı aşkın bir süredir THY’de kabin personeli olarak çalışıyorum. Bu süre boyunca böyle belirsiz bir dönem hiç yaşamadım. Pandemi sürecinden bizler de, ücretli çalışan herkes gibi olumsuz etkilendik. Sağlığımız ve dolayısıyla ailelerimizin de sağlığı riske atıldı. Ülkemizde ve dünyada insandan önce ekonominin çıkarları gözetilirken, evde kalamayan ve çalışmak zorunda olan herkes gibi bizler de ya Covid-19 ya da ücretsiz izin veya işsizlik seçenekleri ile baş başa bırakıldık.

THY'de uçuşlar salgın başladığında bir müddet devam etti. Yolcuya ve size yönelik koruyucu tedbirler alındı mı? 

Bazı önlemler alındı diyebilirim fakat biraz geç kalındı. Kabin ekiplerine uçuşlarda eldiven ve maske kullanma izni verildiğinde martın sonuna geliyorduk örneğin. Dünyanın her yerinden ölüm haberleri geliyordu o sıralarda ve mart başındaki uçuşları hiçbir koruyucu ekipman olmaksızın gerçekleştirdik. Yönetim bize kontrol amirleri aracılığıyla uçuşta maske takmayacaksınız, sivil havacılık talimatı böyle, diyordu. Halbuki şirketin inisiyatifinde olan bir konu bu. Çin, İran ve diğer yurtdışı uçuşların iptali de çok geç geldi. Çin'in iptalinden sonra da Çinli yolcuları bu sefer başka ülkeler üzerinden taşımaya devam ettik. Tüm uçuşların iptal edilmesi gereken o ilk kritik günlerde, evde kal denilen günlerde yani bizler her yere yolcu taşıyorduk. Sonrasında, Nisan Mayıs aylarında sadece tahliye seferleri ve kargo uçuşları yapıldı. Bu uçuşların kaptanları en tehlikeli bölgelere, örneğin New York, Chicago ya da Çin’in bazı kentlerine gidip oralarda günlerce kaldılar. Gittikleri yerlerden başka yerlere de kargo taşıdılar. Yani en riskli zamanlarda en riskli yerlere uçmaya devam ettiler. Bizler de kargo uçuşlarında görev aldık. Bu süreçte Covid-19 nedeniyle kaybettiğimiz iş arkadaşlarımız oldu ne yazık ki.

Şu an pek çok yere uçuşlar yeniden başladı. THY haziran ayında bir milyon yolcu taşıdığını açıkladı. Bu normalleşme sürecinde THY yeterli önlemleri alıyor mu sizce?

Haziranla birlikte artık normal yolculu uçuşlara başladık evet. Uçaklar şu an tamamen dolu. Dışarda "sosyal mesafeli" olanlar, uçakta dirsek dirseğeler. Uçaklarda da anonslar yapılıyor, koridorda sosyal mesafenizi koruyun diye, e yan yana otururken bu nasıl olacak peki? Yolcu "uçağın havası temiz mi" diye sorarsa, uçaktaki hava filtrelerinin virüsü bulaştırmayan özellikte olduğunu hatta hastane standartlarında olduğunu söylememiz isteniyor. İşte yolcu sayısı artsın diye bütün bunlar.

İşin bir de ekonomik tarafı var tabii. Biraz da bundan bahseder misiniz?

Ekonomik anlamda da durum şöyle: Şirket bir şekilde kazanmaya devam etti bu süreçte. Kargo uçaklarına ilaveten yolcu uçaklarıyla dahi sayısız kargo uçuşları yapıldı. Şu an dünyadaki her 20 kargo uçuşundan birini THY yapıyor. Hissedarlar tarafında durum parlak bu yüzden. Bizse Nisan'dan beri kısa çalışma ödeneği alıyoruz, maaşlarımız çok düştü. Bu arada kısa çalışma ödeneği vereceğini açıklamadan önce ücretsiz izne çıkmaya teşvik etti şirket bizi. Bir sürü arkadaşımız ücretsiz izin aldığı için de kısa çalışma ödeneğinden faydalanamadılar. İkramiyelerimizi yıl sonuna kadar vermeyecekler. Bu yılın başında da pazar mesailerimizi tek taraflı iptal etmişti şirket. Bunlar sendikal kazanımlarımızdı bizim ve kaybediyoruz haklarımızı.

TGS’de de ikramiyeler tek taraflı iptal edilmiş ve personele baskı yapıyorlarmış, "bunu onaylıyoruz" diye bir belge imzalatıyorlarmış. Her yerde benzer durumlar var. Dünya'da da öyle. Bazı yabancı havayolu şirketleri işten çıkarmalar yaptı. Bizim şirket de ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor, o da şimdilik. Ben şunu merak ediyorum mesela neden tasarruf ettikleri bir dönemde gereksiz yönetici atamaları yapıyorlar ve şunu da merak ediyorum yöneticiler, müdürler, başkanlar bu süreçte tam maaş almaya devam mı ettiler yoksa bizim gibi düşürüldü mü maaşları? Hep bizim maaşlarımız ortaya atılıyor ve tartışma konusu ediliyor, kimse onca yöneticinin maaşının bu şirkette ne büyük bir gider kalemi olduğundan bahsetmiyor. Şu an öyle bir dönemdeyiz ki hem sağlığımız hem ekonomik durumumuz büyük bir belirsizlik içinde. Kiralarımızı, kredilerimizi ödeyemez haldeyiz ve hepimiz işten atılma tehdidiyle karşı karşıyayız. Gelecek kaygısını çok yoğun hissettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. 

Sendikanız Hava-İş ile THY yönetimi arasında geçtiğimiz günlerde görüşmeler oldu. Buradan ne gibi sonuçlar çıktı?

Şirket ile Hava-İş üç kez görüştü. Şirketin bazı teklifleri olduğu söyleniyor fakat Hava-İş kendisine yazılı bir teklif gelmediğini söylüyor. Maaşlarımızın 2018 seviyesine çekileceği, son toplu sözleşme zamlarının uygulanmayacağı da söylenenler arasında. Akıbetimiz kapalı kapılar ardında konuşuluyor, THY de Hava-İş de net bir açıklama yapmıyor. Sendikanın bize bir adım önden bilgi vermesi gerekiyor ama onlar da şirketle eşzamanlı açıklama yapıyor. Dışardan arkadaşlarımız sorular soruyor, "siz ne kadar biliyorsanız biz de o kadarını biliyoruz" diyoruz. Çünkü biz de işimizle ilgili gelişmeleri medyadan takip ediyoruz, şirketin ve sendikanın bilgilendirmeleri ya sonradan geliyor ya da hiç gelmiyor. Bu belirsizlik aylardır devam ediyor. Kabin ve kokpit olarak bu süreçte de özveriyle çalışmaya devam ettik fakat bu belirsizliğin artık ortadan kalkması gerekiyor.